Kızamık salgını son dönemde tekrar alarm vermeye başladı. Son bir yılda dünya genelinde yüzde 31’lere ulaşan salgının İtalya, Fransa, Ukrayna, Romanya, Bosna Hersek, Karadağ gibi aşının zorunlu olmadığı Avrupa ülkelerinde ölümlere neden olduğu ortaya çıktı. Türkiye’de henüz can kaybı yaşanmasa da 2017'de 69 olan kızamıklı hasta sayısı 2018'in ilk 9 ayında 510’a yükseldi. Türkiye'de 2011 yılında aşı karşıtlığı 183 iken, 2017 yılında 23 bin ailenin aşılanmayı reddettiği tespit edildi.
"OTİZM" RİSKİ YALANI VAR
TOPLUMA DA ZARAR
“Bireyler aşılanmayı reddettikleri zaman sadece kendine değil topluma da zarar veriyor. Hastalık topluma hızlı bir şekilde geçiyor. Yüzde 95 oranında toplumun bağışıklanması gerekiyor. Korunma oranı bu rakamın altına düştüğünde yayım daha da hızlı artıyor. Aşılanma oranı düştükçe tüm komplikasyonlar yükseliyor" Kızamığın kalıcı risklere neden olduğunu belirten Çenesiz, “Hastalık en kolay solunum yoluyla bulaşıyor. Kısa dönemde zatürre gibi yan etkileri oluyor. Aşılanmayı reddeden toplumların yanı sıra aşıya ulaşımın düşük olduğu savaş bölgelerimde de hastalık sıkça görülüyor. Önlem için mültecilere ya da o bölgelere aşı taşınabilir” dedi.