Kitap okumak hâlâ büyük bir tutku

Yazar Füsun Genç, “Kitap okumak hâlâ büyük bir tutku benim için” diyor ve kitap okuma alışkanlığının başlangıcını Oliver Twist’i okuyarak yaptığını söylüyor. Sonrasında da kitap okumayı hiç bırakmadığını dile getiriyor.

Su Çelikel, Füsun Genç.

Su Çelikel

Anı, anlatı, günlük, seyahatname, deneme ve edebiyat kate-gorilerinde eserler yazan Füsun Genç, “Osmanlının Sonbaharı”, “Tahtın Varisleri” “Yerine Sevemem”, “Kalbimde Saklı”, “Denedik Olmadı”, “Kalemimden Düşünce” ve “Hayatın Satır Başları” isimli kitapları kaleme almış. Okuma alışkanlığı kazanmak için önce okumayı sevmek gerektiğini söyleyen Genç, “Okumayı seven, okumanın lezzetine varan, kitapların büyülü dünyasıyla tanışan bir kişi kendiliğinden okur zaten. Dolayısıyla okuma alışkanlığı kazandırmak için neler yapmalıyız sorusundan ziyade, okumayı nasıl sevdiririz sorusuna odaklanılmalı” tavsiyesinde bulunuyor.

Çocukken ilk okuduğunuz kitap neydi?

Cin Ali’nin Atı… Sadece benim değil, Tevhid-i Tedrisat’tan 2000’li yıllara kadar tüm çocukların okuduğu ilk kitap bu olsa gerek. Cin Ali’nin Topu, Topacı, Kınalı Kuzusu şeklinde devam eden 10 kitaplık bu seriyi saymazsak, okuduğum ilk kitap Salyangoz ile Tilkinin Yarışı adlı bir hikâye kitabıydı. Hiç unutmam, 16 sayfalık bir kitaptı. Harfleri Cin Ali serisine göre çok küçük, boyutu ise çok büyüktü. O kitabı bitirdiğimde kendimi 12 ciltlik Meydan Larousse Ansiklopedisi’ni okumuş gibi hissetmiştim. Ama bende iz bırakan ve kitap okuma alışkanlığımın başlangıcını oluşturan kitap Oliver Twist’tir. İlkokul 3. sınıfta okumuştum Oliver Twist’i. Sonrasında da kitap okumayı hiç bırakmadım.

Elime bir kitap aldığımda kendimden geçerdim

Okuma alışkanlığı kazanmak için neler yapmalıyız?

Okuma alışkanlığı kazanmak için önce okumayı sevmek gerekir. Okumayı seven, okumanın lezzetine varan, kitapların büyülü dünyasıyla tanışan bir kişi kendiliğinden okur zaten. Dolayısıyla okuma alışkanlığı kazandırmak için neler yapmalıyız sorusundan ziyade, okumayı nasıl sevdiririz sorusuna odaklanılmalı bence. Mesela ben çocukken elime bir kitap aldığımda kendimden geçerdim adeta. Zaman ve mekân kavramı kalkardı ortadan. Evimizin salonundan bilmediğim diyarlara, bilmediğim zamanlara yolculuk yapardım. Kitabı kapatıp gerçek dünyaya dönmem ancak annemin yemeğe çağırması ya da buna benzer şeyler için olurdu ve işimi bitirip bir an önce o büyülü dünyaya tekrar koşmak isterdim. Bu hazzı keşfetmiş birine kimsenin “kitap oku” demesine gerek kalmaz bence. Lakin, okumayı nasıl sevdiririz, buna dair bir fikrim yok. Sanırım bunu sadece insanın kendisi keşfedebilir. Zira bilinen yöntemleri deneyip sonuç alamadığım yüzlerce kişi var. Bu nedenle “İnsanın biraz içinde olacak” klişesini zikredip susuyorum.

Çocukken sadece hafta sonları kitap okurdum

Bugün çocuk olsaydınız kitap okur muydunuz?

Kesinlikle okurdum. Hatta o zamanlar okuduğumdan daha çok okurdum. Çocukluğumdan beri çok okurum. Kitap okumak hâlâ büyük bir tutku benim için ama çocukken aldığım hazzı şu an alamıyorum. Jules Verne’nin hastasıydım mesela. Onunla aya seyahat ettim, kayıp dünyalara gittim, denizlerin altını keşfettim. Şu an elime bir kitap aldığımda kitabın dünyasına giriyorum yine, ama o zamanlar bir de inanıyordum.

Ben sadece hafta sonları kitap okurdum çocukken. Sınıf kitaplığımızdan iki kitap alırdım. Birini cumartesi, diğerini pazar günü okurdum. Hafta içi okumaz, ödev yapar, ders çalışırdım. Şimdiki aklım olsa ya da tekrar çocuk olsam her gün bir kitap okurdum. Kitaplığımızda okuyamadığım kitaplar kalmıştı. İçimde hâlâ ukdedir. Adlarını hatırladıklarımdan bir kısmını aldım büyüdüğümde ama maalesef aynı keyfi alamadım. Dahası, başardığım her şeyin çok kitap okumam sayesinde olduğunun farkındayım. Daha çok okusam bugün daha başarılı olurdum.

Boş zamanlarınızda neler yaparsınız?

Boş zamanım yok benim. Zaman boşa harcanamayacak kadar değerli bir hazine. Telafisi olmayan, geri getirilemeyen, yerine konulamayan… Bu nedenle boş zaman kavramını sevmiyorum. Gün içerisinde neler yapıyorsun diye sorarsanız öncelikle yapmam gereken işlerimi yaparım, kitap okurum, boyama yaparım, bir şeyler izlerim, müzik dinlerim, gezerim, sevdiklerimle vakit geçiririm, yazarım, yemek yerim, uyurum, spor yaparım ve bu saydığım şeyleri her gün yaparım. Boş zaman bırakmam kendime. Her anımı doldururum.

Yazar olmak isteyen çocuklar neler yapmalı?

Yazmanın bir yetenek olduğunu düşünüyorum. Eğer çocukta yazma yeteneği varsa bu çeşitli eğitimlerle geliştirilebilir. Ama iyi yazmanın yolu öncelikle ve kesinlikle çok ama çok okumaktan geçer. Yazar olmak isteyen çocuklar sürekli okumalı.

NOT: Bu röportaj Balıkesir

Ahmet Kot Kitaplığının katkılarıyla yapılmıştır.

HAYAT
DERGİLİK: Hayat ve edebiyat dergisi Mahalle Mektebi