Sinema yapmak isteyen gençlerin geçiş basamağı olarak kullandığı kısa filmler, dünyada başlı başına değer gören bir sektör. Ülkemizde henüz o seviyede olmasa da, kısa film yarışmaları gün geçtikçe artıyor. Birçok kurum gerek pr amaçlı gerekse de başka sebeplerle bir tema belirleyip kısa film yarışması düzenliyor. Uzun metrajlı film çekmenin yolu da artık kısa filmlerden geçiyor. Bu filmler ne oluyor, kimlere gösteriliyor, destekler doğru kişilere veriliyor mu soruları hep muallak. Kısa film yarışmalarının günümüzdeki uygulamalarını yarışmayı düzenleyen, yarışmalara katılan yönetmenler ve yarışma jürisinde bulunan isimlerle konuştuk. Sayıları arttıkça kalitenin düştüğü konusunda hem fikir olsalar da, bu artışın uzun vadede belli bir kalitenin de habercisi olduğunu söylediler.
FESTİVALLER POLİTİZE OLMAMALI
Nicelik bakımından biraz artmış olsa da kısa filmcilerin hak ettiği değeri henüz bulamadığını söyleyen Prof. Dr. Şükrü Sim, uzun vadede daha yararlı sonuçlar doğuracağını düşünenlerden. Sim, “Bu niceliğin sonunda gelen kalitesizlik sebebiyle Kültür Bakanlığının desteklerinin de bazı kriterlere bağlanacağını düşünüyorum. Öte yandan bu yarışmaların sektörle ilgili kişiler tarafından yapılması, yarışmalarda adaletli olunması, politize olmaması önemli. Bu konuda biraz sorunlar yaşanıyor. İdeal olan daha az ama daha nitelikli kısa film yarışmalarının düzenlenmesidir. O ideal için de koşullar yavaş yavaş oluşacak diye düşünüyorum” ifadelerini kullanıyor.
MADDİ DESTEKLER ARTMALI
Sektör profesyonelleriyle bir araya gelmelerini sağlamak açısından yarışmaları önemli bulduğunu söyleyen Yönetmen Koray Sevindi, “Sonuçta sinemayı besleyen bir şey bu. Kalite azalma meselesinin sayısının artmasından ziyade biraz zihniyetle alakası var. En büyük eksiklik bu filmlerin sadece yarıştırılması ve gösterilmemesi. Bir film yapıyorsanız bunu insanlara ulaştırmak önemlidir. Bu tarz bir yarışma düzenlediğinizde finalde seçilen filmlerin insanlara gösterilmesi gerekir. Maddi destekler de arttırılmalı. Bir yarışmanın en önemli ödülü, alan kişinin bir sonraki filmini rahatlıkla yapabiliyor olması lazım. Şu anki verilen paralarla bunlar yapılamaz” diyerek sorunlardan bahsediyor.
SAYI ARTTIKÇA KALİTE DÜŞER
Sayı arttığı sürece ortalama kalitenin düşeceğinin aşikâr olduğunu söyleyen Yapımcı Baran Mayda, insanların sinemaya gitme, kısa filmleri görme sayısı da artacağı için olumlu bir durum olduğunu belirterek ekliyor; “Öte yandan dezavantajlı bölgelerde yapılan kısa film festivallerinin temel amacı kısa film festivali olmamalıdır. Bunun içerisine bütün ilçelerin katıldığı, müziğin, tiyatronun, sanatın diğer dallarının harmanlandığı kümülatif bir yapıyla adeta bir şenliği andırması gerekiyor. O zaman biz orada kısa filmciler adına, kısa film izleyen seyirciler adına veya oluşturmak istediğimiz o kültür adına önemli bir geri dönüş alabiliriz.”
KURUM MİSYONU YERİNE NİTELİK
Kendisi de bir Kısa Film Yönetmeni olan Rabia Özmen, yarışmaların son beş yılda artışa geçmesinin kaliteyle doğru orantılı olmadığını belirtiyor. Özmen, “Çeşitli kurum ve kuruluşların kendi misyon öncelikleri ile yaptığı yarışmalar, niteliklere zarar verebiliyor. Kısa filmci yönetmenlerin sadece öğrenci oldukları veya fon bulamadıkları için kısa film üretmediklerini bilmeli buna uygun bir ortam oluşturulmalı. Yarışmalar, verilen destekler sadece ödül bazlı değil, ülkemizde daha çok kısa film üretmek isteyenlere destek olmalı” diyor.
Etkinlik olarak kalmasın
Kısa filmin öncelikli derdi var olabilmek ve varlık gösterebilmek olduğunu söyleyen Yönetmen Yeşim Tonbaz, “Sanat ürünlerinin bir derecelendirmeye tabi tutulması meselesi en hafif tabiriyle can sıkıcı. Bir kısa film yarışmasında yer alan filmlerin içerik ve sinema-tografik özellikleri ile öne çıkması, rekabetçi anlayış yerine seyircisine ulaştırmayı gözetmesi öncelenmeli. Bugünden bakınca kısa film yarışmalarının sayısındaki artış, kısa filmcinin kendisine alan bulabilmesi açısından son derece kıymetli, fakat bu niteliksel olarak sağlanamadığında, seyircisiyle ve diğer kısa filmcilerle buluşabilmesi kısıtlandığında yalnızca bir etkinlik olarak kalıveriyor” diyerek yapılması gerekenlere işaret ediyor.