Karakteri kostüm gerçekçi kılar

20 yılı aşkın unutulmaz dizi ve filmlerdeki karakterleri için kostümler tasarlayan Gülümser Gürtunca, “Kostüm karakterin iki boyuttan çıkıp üç boyutlu hale gelmesine, gerçekçi kılmasına izin veriyor” ifadelerini kullanıyor.

Latife Beyza Turgut
Kelebeğin Rüyası, Yahşi Batı.

Pek çok çocuk henüz ilk okul sıralarında iken kendine bir meslek seçer. Kimi o mesleği hedefi kılar ve isteğini tutkuya dönüştürür kimi kendini zamanın ve şartların akışına bırakır. Gülümser Gürtunca, tutkusunu peşinden gidenlerden. Sanatla iç içe bir yaşam hayaline modayı ortak etmiş ve 1998 yılında Mimar Sinan Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Sahne Dekoru ve Kostüm Tasarımı bölümünden mezun olmuş. 1996 yılından beri sinema ve televizyon sektöründe Kostüm Tasarımcısı olarak çalışıyor. Şehnaz Tango ile başlayan serüvenine şimdilerde zengin bütçeli, gişesi bol filmlerle devam ediyor. Aynı zamanda “Kostüm Akademisi” Instagram adresinde kostüm analizleri ve ilham panoları gibi kostüm dünyasına dair kreatif içerikler paylaşıyor. Gürtunca ile kostüm dünyasının ABC’sini konuştuk.

“Styling” ve “kostüm tasarımı” arasında nasıl bir fark var?

Styling, en basit tabirle “stil oluşturma” eylemidir. Stil oluşturma işi ise gerektiği yerde; bazen dizi, film ya da reklam karakterlerinin, bazen gerçek kişilerin üzerinde, bazen defilelerde, benzeri etkinliklerde, dergilerde ya da benzer basılı ve dijital mecralarda yapılabilir. Styling işinde, genelde gerçek kişilerden ilham alınarak film ya da reklam karakterleri oluşturulur. Styling’de estetik kaygı çok ön plandadır. Karaktere değil, oyuncuya yakışacak stil ve renkler, modern, trend görünümler peşine düşülür. Kostüm tasarımı ise en son trend, üst düzey tasarımcı veya avangart kıyafetler yerine, senaryodaki karaktere ve bu karakteri hayata geçirmeye odaklanır. Kostüm tasarımında öncelik karakterin gerçek görünmesidir. Oyuncuya yakışacak renkler değil, senaryodaki karakterin seçebileceği renk ve stiller hayal edilir. Gerçeklik kaygısı ve estetik kaygı eşit oranda tasarımlar, seçimler yapılır.

KOSTÜMLER KARAKTERİ ÜÇ BOYUTLU HALE GETİRİYOR

Size gelen bir karakter oluşturma teklifinden sonra süreç nasıl ilerliyor?

Gizlilik sözleşmesini imzaladıktan sonra senaryo bana mail olarak geliyor. Okuyup notlarımı alıyorum, sorularımı çıkarıyorum. Yönetmen, sanat yönetmeni ve görüntü yönetmeni ile birlikte toplantı yapıp, projenin atmosferini, ışığı, renkleri konuşup ve yönetmenin bakış açısını anlamaya çalışıyorum. Yönetmenin kurmak istediği dünyaya dair sorular soruyorum. Toplantı sonrası aldığım notlar ışığında karakterlere ait bir moodboard/sunum hazırlıyorum. Görseller üzerinden tekrar yönetmen ile geçip karakterler hakkında uzun uzun konuşuyoruz. Bu toplantıdan sonra dönem projesi ise çizimler yapıyorum. Günümüz projesi ise günümüz mağazalarından satın alacağım giysilerin görselleri ile karakterler için sunum dosyaları oluşturuyorum. Çizimler/sunumlar üzerinde yönetmenin onayını aldıktan sonra kumaşlar alınıyor ve dikim başlıyor ya da mağazalardan, varsa sponsorlardan alışverişe başlıyoruz ve hızlıca kostüm provalarına giriyoruz. Bu provalarda yaptığım tüm kombinleri oyuncu üzerine giyip deniyor ve fotoğraflanıyor. Kostüm prova fotoğrafları üzerinden tekrar yönetmenle toplantılar yapıp, onaylanan beğenilen kostümleri senaryoda hangi sahnelerde giyeceğini belirleyip kostümü kilitliyoruz.

Merak ettiğim konulardan biri de karakter gardırobunun sürdürülebilirliği… Karakterler için birden fazla kez kullanılabilecek parçalardan oluşan bir gardırop hazırlıyor musunuz?

Evet, hazırlıyorum hatta buna çok özen gösteriyorum. Karakteri gerçek kılan en önemli unsurlardan biri kostüm. Karakterin iki boyuttan çıkıp üç boyutlu hale gelmesine izin veriyor. Zevkine, hayata bakış açısına, sosyo kültürel ve ekonomik durumuna dair birçok bilgi veriyor izleyiciye. Gerçek hayatta bizler çok sevdiğimiz içinde rahat ettiğimiz giysileri hafta 2-3 kez giyiyoruz. Bunu karakterlerde de uygulamak şart bence. Giysiler karakter üzerinde ne kadar çok görünürse o kadar karakter ile özdeşleşiyor. İzleyici de karakteri daha gerçek bulmaya başlıyor. Ana akım medya kanallarındaki dizilerde ise ciddi bir sponsorluk sistemi ile çalışılıyor. Bir bölüm bir haftada çekiliyor ve kullanılan giysiler geri verilip yerine yenileri alınıyor. Bu nedenle ekonomik durumu uygun olmasa da karakterleri yeni ve farklı giysiler ile görüyoruz. Bu da inandırıcı olmuyor tabii ki. Baştan yapımcı ve yönetmen ile konuşmak, karaktere uzun vadedede çevirerek giydirilecek, birbiri ile uyumlu kombinlerden oluşan kapsül bir gardırop oluşturmak gerekiyor. Bu satın alma yapılarak ya da sponsor ile anlaşarak geri dönüşümsüz, iadesiz ürün veya ciddi indirim oranı ile yine sponsor firmalardan satın almalar ile yapılabilir. Sonrasında yine haftalık iadeler ile yeni giysiler eklenir ancak neticede karaktere ait gerçek hissettiren bir gardırop yapılmış olur. Bu konuda biraz ısrarcı olmak gerekiyor açıkçası.

DİZİLER KARAKTERLERİN STİLLERİ İÇİN DE İZLENİYOR

Sizin de dikkat çektiğiniz konulardan biri basmakalıp karakter stylingleri. Tüm kötü karakterler, kadın ve erkek başroller neredeyse aynı giyiniyor. Bunun sebebi sponsorluklar mı?

Şablon styling diyebiliriz. Senaryoda karakterler ile ilgili bilgileri çok iyi kovalamak, karakteri tanımlayan sıfatları bulmak ve bunlardan yola çıkarak bir görsel giyim kodu oluşturmak bizim işimiz. Bunu yaparken ilk aklımıza gelenleri uygularsak karakterimizin diğer dizilerdeki karaktere benzemesi kaçınılmaz. Dizilerin kostüm analizlerini yaptığım “Kostüm Akademisi” isimli sosyal medya hesabını açma sebeplerimden bir tanesi tam da bunları sorgulamak, izleyiciye de sorgulatmak. Üç farklı dizideki, güçlü ve zengin dört ana karakter neden birbirinin tıpatıp aynısı kürk yaka manto/palto giyiyor? Hatta aynı yapım şirketinin dijital kanal için yaptığı başka bir dizide de aynı paltoyu gördüm. Burada belli ki aynı sponsor ile çalışılmış, farklı kostüm tasarımcısı/styling birbirinden habersiz aynı paltoyu seçmiş. Yani ilk akla geleni uygulamış. Kimse başka ne olabilirdi diye düşünmeden yönetmene alternatif sunmamış. Neticede yönetmen bizim sunduklarımız arasından seçim yapıyor, bizim görevimiz ona alternatif sunabilecek vizyona sahip olmak.

Peki, günümüzde geçen bir hikayede, karakter üzerinde çalışıyorsanız, bir anlamda modanın gözlemcisi olmanız gerekiyor mu?

Kesinlikle modayı ve trendleri yakından takip etmek gerekiyor. Özellikle günümüz projelerinde modayı dizinin karakterlerinden biri haline getirmek için, yani dizinin hikâyesi kadar karakterlerin stilleri için de izleniyor olması için altyapı, deneyim ve vizyon şart. Televizyonda nelerin popüler olduğuna ve sosyal medyaya nelerin süzüldüğüne bakmak, özellikle Z kuşağı üzerinden trendleri okumak, New York, Milano, Paris sokaklarında ve dünyada olup bitenleri iyice araştırıp influencer ve sosyal medya dünyası ile birleştirerek güncel hissettiren görünümler yaratmak ama en önemlisi bu görünümleri dizdeki karakter ile bağlantılı hale getirmek gerekiyor. Karakterle özdeşleşmeyen suni görünümler, kopyala yapıştır stiller hikâyeye hizmet etmiyor. Burada sorumlu sadece kostüm tasarımcısı değil, bu görünümlere onay veren yönetmen, yapımcı, ve hatta kendini sorgulamadan bu stile teslim eden oyuncular.

TESETTÜRLÜ BİR KARAKTERİ GİYDİRMEK İSTERİM

TV dizileri içerisindeki tesettürlü karakterin kostümleri sizce nasıl?

Diziler içerisindeki tesettürlü karakterler hakkında yorum yapacak kadar konuya hakim değilim, çünkü diziyi izlemedim. Ancak hem sokakta hem de sosyal medyada gördüğüm genç tesettür giyim şeklini oldukça yaratıcı buluyorum. Genç kuşağın spor tesettür giyim ile birlikte şapka ile türbanı birleştirerek farklı şekillerde başlarını bağlamaları hoşuma gidiyor, tek tipten çıkıp daha kişisel ve özgün görünümler yaratıyorlar. Tesettür giyimde tasarımcıya meydan okuyan bir durum var bu da beni heyecanlandırıyor. Tesettürlü bir karakteri sıfırdan tasarlayıp özel dikim yaparak kostümlerini hazırlamak sonrasında da bir giyim firması ile işbirliği yaparak karaktere özel koleksiyon yapmak isterdim. Kısmet! Yurt dışında dizi karakterleri üzerinden kostüm tasarımcısı ile işbirliği koleksiyonları yapılıyor, markaların bir sahnenin parçası olma ve bir lisans anlaşması yoluyla bir gösteri etrafında sınırlı ürün yaratma fırsatları var.

HAYAT
Fatih’in kalesi yeniden göründü