Namık Kemal Üniversitesi (NKÜ) Tıp Fakültesi Tıbbi Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Aynur Eren Topkaya, sepsisin kan yoluyla bulaşan ve bu doğrultuda tüm vücudu etkisi altına alan bir hastalık türü olduğunu söyledi.
Sepsise uygun tedavi yöntemi uygulanmadığı takdirde organ yetmezliğine sebep olabileceğini dile getiren Topkaya, "Sepsis hastalığı kan dolaşımında mikroorganizmaların bulunması ve bu mikroplara karşı vücudumuzun bağışıklık sisteminin açtığı savaş sonucu ortaya çıkan değişikliklerin tamamıdır. Bu hastalıkta önce kan dolaşımına mikroorganizmaların geçişi oluyor. Daha sonra bunlara karşı bağışıklık sisteminin verdiği cevapla tüm vücuda yayılıyor. Uygun tedavisi zamanında başlanmazsa organ yetmezliklerine ve hatta hayatın kaybına bile neden olabilir." diye konuştu.
Topkaya, bu hastalığın tanısında ve tedavisinde kan testinin önemli olduğunu ve bu kapsamda kan alımı yapılırken çok dikkat edilmesi gerektiğini belirterek, "Sağlık Bakanlığı da sepsisle mücadelenin öneminin vurgulayarak bütün ülkede önemli adımlar attı. Çünkü sepsis saniyeler içinde, şu anda konuşurken bile insanların ölümüne sebep olan oldukça ciddi seyreden bir hastalık. Sıklığı da hiç azımsanamayacak boyutlarda. Uygun tedavi ile kurtulma şansının da olduğu bir hastalık türü." ifadelerini kullandı.
Kan örneği almadan önce iyi bir cilt temizliği şart
Kan testinden doğru bir sonuç almanın hastalığın teşhisindeki etkisine değinen Topkaya, "Kan almadan önce iyi bir cilt temizliği yapmazsanız, cilt florası dediğimiz bakteriler de kan kültür şişesine bulaşabilir. Şişelerin hazırlığını düzgün bir şekilde yapmazsanız yine dış ortamdan farklı mikroorganizmalar dışarıdan bulaşır. O zaman gerçek tanıya ulaşamazsınız. Yani hastanın gerçekten kanında mikroorganizma mı var, yoksa bu dışarıdan mı karıştı? Bizim kan alma ekibi ile kontaminasyon (bulaşma) oranlarımız çok düştü." dedi.
Yanlış kan alımı hastada olmayan hastalığın doğmasına neden oluyor
Doğru kan alımı ile hastalığın tanı oranında artış meydana geldiğini ifade eden Topkaya, bu yöntemin oldukça fayda sağladığını dile getirdi.
Bu yöntemin sepsisin tanısında yüzde 40 oranında bir destek sağladığını aktaran Topkaya, şunları kaydetti:
"Kan alma sırasında bütün kan alma basamakları takip edildiği için uygun miktarda, uygun şekilde, uygun şişelere kan alımı sağlandı. Bununla beraber başta sepsis olmak üzere diğer kan dolaşımı ile geçebilen mikroorganizmaların neden olduğu enfeksiyonlarda da tanı oranlarımız oldukça arttı. Bu uygulamadan önce kan kültürlerinde kontaminasyon oranımız, yani kanda olmadığı halde dışarıdan buluşan mikroorganizma oranı yüzde 8 ile 10 arasındaydı. Bu hedeflenenden çok fazla bir orandır. Yani hastada bir mikrop olmadığı halde siz bir mikrop üretiyorsunuz. Bu hastanın yanlış tedavi edilmesine, tedavinin yanlış yapılmasına sebep olur. Bu oran bu yeni uygulama ile yüzde bire ikiye düştü. Sepsisin de yüzde 40 daha hızlı, daha doğru tanımlanmasına destek oldu bu yöntem."