SAFİYE ÖNAL
Mustafa Başpınar’ın 4.kitabı Büyü Bozuldu Eylül 2024 tarihinde Loras yayınları arasında çıktı. Yara ve Büyü Bozuldu isimli iki ana bölümden oluşan kitap 10 öyküden müteşekkildir. Bölüme adını veren öykünün de içinde yer aldığı ilk kısımda 9 öykü, ikinci bölümde ise kitaba adını da veren Büyü Bozuldu öyküsü tek başına yer almaktadır.
Bir özürle başlayan Avucumda Yırtık Bir Resim öyküsünde küçük bir çocuk olan Recep’in ağzından, onun yaşadıklarını ve duyduğu pişmanlığı okuruz. İkinci öykü olan Tatlı Bir Huzur’da Pandemi döneminde eve kapanma ile başlayan yeni alışkanlıklar Ramazan Bey üzerinden anlatılmaktadır. Haberleri bilgisayardan takip etmek,onlara yapılan yorumları okumak da bu alışkanlıklardan biridir.Mustafa Başpınar, Kars’ta yaşayan Affan T’nin ölümü merkezinde olaya hangi açıdan bakarsan o kadarını görebileceğimizden sosyal medyadaki rasgele yazılan,düzensiz uzayıp giden yorumlara da inceden inceye dikkat çekmektedir.28 Şubat dönemini anlatan ve Yıldız Ramazanoğlu’na ithaf edilen Yara İsimli öyküde yazarın serzenişlerini duymaktayız. Dördüncü öykü Meçhule Atılan Taşlar adını taşımakta ve erken yaşta evlenen bir genç kadının dünyasını anlatmakta. Kabuslarımın Sebebi Siz Miydiniz Babacığım? kitapta yer alan en güzel öykülerden biri diyebiliriz.’Aldanmak insana mahsusmuş babacığım’ cümlesiyle başlayan öykü aynı cümleyle düşündürücü bir şekilde nihayete ermektedir. Babaya yöneltilen sorularla ilerleyen öykü, kırk beş yaşında yıllarca içinde taşıdığı duyguları mektup olarak yazan -bunu babası öldüğü için hiç okuyamacağını bildiği halde bu yola başvuran- bir insanın babasızlığını,babaya olan özlemini duyarız her bir satırda.
KALBİMİZİN SESİ
Yedinci öykü Korkaram Yar Gelmeye… Bir Azeri türküsünü başlık olarak seçen yazar başlığa uygun bir öykü anlatıyor okura. Diğer öykülerinde de gördüğümüz ve yazıyı daha sürükleyici hale getirerek okurlarını düşündürecek bir soruyla öyküsünü nihayete erdiriyor.Mutmain Kalp adlı öykü de ise kalbe dönebilmeyi, dünyalık her şeyden sıyrılarak kalbimizin sesini duyabilmeyi güzel bir kurgu içerisinde anlatıyor bizlere.
Gazel’in Eli çok duygusal bir öykü. Yazarın kavuşamadığı çocukluk aşkı Gazel’i ve onun oğlu Ferit’le bir imza gününde karşılaşmasını okuruz öyküde.
İkinci bölümün tek hikayesi ise Büyü Bozuldu… Kitaba adını veren öykü tek başına bir bölümü oluşturuyor. Yazar neden bunu yaptı ,bilemem.Kimseye de ithaf edilmemiş.Muhtemelen özel bir yer ayırdı bu öyküye.Kitap için yazılmış,daha önce yayımlandığına dair bir ibare yok.Yirmi sayfalık hikaye kitabın en uzun hikayesi aynı zamanda.Uzun Hikaye demişken Mustafa Kutlu’nun Uzun Hikayesine de bir atıf olduğunu belirtmeden geçemeyeceğim.
‘İğde kokularının insanı adeta sarhoş ettiği aydı. Ben diyeyim mayıs sonu,siz deyin haziran başı..’(s.35) cümleleri bir an Kutlu’dan bir alıntı mı okuyorum diye düşündürmedi değil. Hatta bu satırları yazarken öyküye tekrar dönüp baktığımda dedim ki Mustafa Kutlu’ya ithaf edilebilirdi. Çünkü kimseye ithaf edilmemiş iki öyküden biri bu yazı.
İnsan yaşadığı şehre benzermiş… Mustafa Başpınar da Bursa’ya benziyor. Kalemi daim olsun.O hep yazsın bizler de keyifle okuyalım.