İstanbul denilince hafızamızda canlanan ilk manzara, Sultanahmet Camii ve Ayasofya’nın kubbelerinin yer aldığı Sarayburnu silüeti… Şehrin İstanbul’un Fetihiyle şekillenen silüeti, Arif Nihat Asya, Necip Fazıl Kısakürek, Yahya Kemal başta olmak üzere kıymetli şairlerimizin dizeleriyle görmeyenleri dahi büyülüyor. Öyle ki yabancı sanatçılar bile eserlerinde hep kubbeleri resmediyor. Mesela 1848 yılında İstanbul’a gelen İngiliz sanatçı Edward Lear şu cümleleri kuruyor: “Şehre yaklaştığımız sırada, suyun içinden yükselen kar beyazı kubbe ve minareler öyle harika bir etki yaratıyor ki insan şaşırıyor; bu kadar tuhaf ve güzel bir yer olamaz.” Bugün bile ziyaretçilerini bu yönüyle mest eden kubbelerin, içi de dışı kadar ihtişamlı. İstanbul Ticaret Odası (İTO) Yayınları geçtiğimiz hafta yayımladığı “Kubbe-i İstanbul” kitabıyla kubbelerin altındaki sanatı okurla buluşturdu. Kitabın editörlüğünü yazar ve fotoğraf sanatçısı Ş. Levent Deniz yaptı.
20 BİNİ AŞKIN FOTOĞRAF ÇEKTİ
İTO başkanı Şekip Avdagiç ve editör Ş. Levent Deniz’in giriş yazısıyla başlayan eser Osmanlı ve Cumhuriyet dönemi inşa edilen camilerden seçilen 51’inin kubbesinin içindeki süslemeleri fotoğraflarla sanatseverlere sunuyor. Kitap projesi için 20 bini aşkın fotoğraf çeken Deniz, hüsnühat, çini, kalem işi, mermer ve ahşap oymacılığıyla süslenen kubbelerin, dönemin mimari ve estetik algısıyla nasıl değiştiğini de gözler önüne seriyor. İngilizce ve Türkçe yayımlanan eser, gözümüzden kaçan kubbe içi sanatını hatırlatırken, sahip olduğumuz mirasın da altını çiziyor. Deniz kitapla hedeflediklerini giriş yazısında şöyle anlatıyor: “Kitap, ecdadımızın kurduğu bu büyük medeniyeti özellikle gelecek kuşaklara daha iyi tanıtabilmek amacıyla hazırlanmıştır. Bu kitapta öncelikli hedefim, camilerdeki sanatı fotoğraf sanatıyla buluşturmaktı. Ağırlıklı olarak camilerin içerisinden sanat şöleni niteliğindeki kubbeleri; cami dışından ise mümkün olduğunca da minarelerden cami kubbelerinin İstanbul’u nasıl sarmaladığını göstermeye çalıştım. Farklı bakış açılarını okuyucuyla buluştururken bir yandan da hazırladığım kısa cami tanıtım yazılarıyla da okuyucuyu bilgilendirmeye gayret ettim.”
BİLİNMEYENLER ANLATILIYOR YANLIŞLAR DÜZELTİLİYOR
Alfabetik sıra gözetilen kitap, Altunizade Camii ile başlayıp Ayasofya-i Kebir Cami-i Şerifi ile devam ediyor. Fotoğraf albümü niteliğindeki eser, Mimar Sinan yapılarından yakın dönemde inşa edilen Ataşehir Mimar Sinan ve Çamlıca Camii gibi yapılara da yer veriyor. Bu yapılardan 38’i Avrupa, 13’ü Anadolu Yakasında bulunuyor. Herkesin bildiği Fatih, Süleymaniye gibi camilerin bilinmeyen özellikleri de kitapta bulunuyor. Mesela Fatih Camii’nin çeşitli kaynaklarda farklı ele alınan kubbe çapı, kitapta düzeltiliyor. Önsözde kendisini en etkileyen camiden de bahseden Deniz, şu ifadeleri kullanıyor: “Çok üsteleyenlere, küçük bir cami olmasına rağmen Takkeci İbrahim Ağa Camii’nden çok etkilendiğimi, camiyi incelerken caminin hocasına ha bire ‘Hocam böyle bir güzellik olabilir mi?!’ deyişimi, onun da her defasında gülüm-semesini unutamadığımı söyleyebilirim.”
YENİ CAMİ HÜNKÂR KASRI’NI YAKINDAN GÖRÜN
520 sayfalık kitapta en dikkat çeken, cami süslemelerinin de ayrıntılı şekilde fotoğraflanması. Bu detaylara yakından odaklamanızı sağlayan eser, kubbe içinde uygulanan sanatın ibadet alanındaki uyum ve ahengine vurgu yapıyor. Yeni Cami Hünkâr Kasrı’na ayrı bir yer ayrılan eserde, yapının çinileri hat yazıları tüm detaylarıyla okurlara aktarılıyor. İstanbul’da tarihi bir gezi yapmak isteyenlerin başucu kitabı olacak eser, kitapistanbul.org adresinden ya da Kitap İstanbul mağazalarından satın alınabilir.