İslam dini, diğer değiştirilmiş veya insan eli ile oluşturulmuş dinlerden farklı olarak, inanan insanlardan bazı özelliklere sahip olmasını ister. Bu istek aynı zamanda inananlar için zorunlu bir istektir. Çünkü ancak o zaman İslam dininin hedeflediği insan tipi ortaya çıkar. Bu insan tipinde ortaya çıkan özellikler; inanç, ibadet ve ahlak üçlüsü ile gerçekleşir. İnanç ibadetle desteklenmeli, İbadetle desteklenen inanç, insanda ahlaki kurallar ortaya çıkarmalıdır.
ÖRNEK İNSAN ORTAYA ÇIKAR
Bu üç husus bir arada bulunduğunda örnek insan ortaya çıkar. Değilse namaz kılan yalancı veya inancı olan ama ibadeti olmayan insan tipi oluşur ki bu tip insan İslam dininin ortaya çıkarmak istediği insan tipi değildir. Bu konu Kur’an’da şöyle ifade edilir: “İnsanlar, denenip sınavdan geçirilmeden, “İman ettik” demekle bırakılacaklarını mı sanıyorlar? Andolsun ki biz, onlardan öncekileri de sınamıştık. Allah, elbette doğru olanları ortaya çıkaracaktır; kezâ O, yalancıları da mutlaka ortaya çıkaracaktır.” (Ankebut, 2-3)
PRENSİPLER OLMALI
Peki, bu sınavı kazanmak için ne yapmalıyız?
Allah’ın bir ömür sınava tabi tuttuğu biz Müslümanların hayatında oluşturmak zorunda oldukları ve kendine has yaşam felsefesi haline getirdiği bazı prensipleri olmalıdır. Bu prensipleri kısaca şöyle sıralamak mümkündür;
1. İmanımızı tevhit inancı çerçevesinde tutmalıyız. Bu açıdan gizli ve açık Allah’a ortak koşmaktan, iki yüzlülükten (nifak), inkardan (küfür) uzak kalmalıyız. Hatta hayatımızın hiçbir anında bunlarla hemhal olmamalıyız.
2. İbadetimizi sadece Allah için yapmalıyız. Bu konuda en çok dikkat etmemiz gereken husus, riyakarlıktır. Yani ibadetimizi yalnız Allah için yapmak gerçeğidir. Başkası görsün diye, bir şeyler elde etmek için yapılan ibadetler İslam dinini açısından ibadet kabul edilmez. Bir de ibadetlerde samimiyet gerekir. Çünkü Allah için yapılan bir fiilin en güzel şekilde yapılması gerekir.
HER ANIMIZDAN SORUMLUYUZ
3. Hayatımızın her saniyesinden sorumlu olduğumuzun farkında olarak yaşamalıyız. İslam dini inanan insanların hayatında boşluk bırakmaz. Yani her an kayıt devam eder ve sorumluluk yüklenir. İyi veya kötü hayatı her anı yazıcı melekler tarafından yazılır. Bu Müslümanın her an dikkatli ve doğru yaşaması için bir uyarıdır.
4. Ahlaki hassasiyetimiz en üst düzeyde olmalıdır. İnanç ve ibadetin insandaki çıktısı güzel ahlak olmalıdır. Yani ahlaki fiillerimiz ibadetlerimizle doğru orantılı olarak güzelleşmelidir. Bu husus Kur’an’da “Sana vahyedilen kitabı oku ve namazı kıl. Muhakkak ki namaz, hayâsızlıktan ve kötülükten alıkoyar. Allah’ı anmak elbette (ibadetlerin) en büyüğüdür. Allah yaptıklarınızı bilir.” (Ankebût 29/45) ayeti ile işaret edilir.
TÖVBE KAPISINA GİDELİM
5. Günahtan uzak durmaya çalışmalıyız. Ancak bütün dikkatimize rağmen yine de günah işleyebiliriz. Bu durumda hemen tövbe kapısına müracaat etmeliyiz. Kur’an bu durumu “Ancak kim işlediği zulümden sonra tevbe eder ve (davranışlarını) düzeltirse, şüphesiz Allah onun tevbesini kabul eder. Muhakkak Allah, bağışlayandır, esirgeyendir.” (Maide /39) ayeti ile dile getirir.
6. Hayatımızı dua ile şekillendirmeliyiz. Bu konu Kur’an’da şöyle vurgulanır. “Kullarım sana, benden soracak olurlarsa, şüphesiz ki ben onlara yakınım. Dua edenin duasına icabet ederim.” (Bakara 2/196).
7. Bütün bu hususların insan nefsinde zorlanma olmadan, sürekli olarak ve aynı zamanda İslam filozoflarının tabiri ile “su içmek kadar kolay” yapabilir olma halinde gerçekleşmelidir.