Mustafa Kemal Atatürk’ün Harbiye’den arkadaşı olan Ohrili Kemal Bey’in İsviçre’den Ankara’ya (Cumhurbaşkanı İnönü’ye) gönderdiği 1946 ve 1947 tarihli mektuplar yakın tarihin en merak edilen mevzularından birine ışık tutuyor. Ohrili Kemal Bey’in İnönü’ye sunduğu teklifler ve tavsiyelerin satır araları Lozan Antlaşması öncesinde Ankara ile Londra arasındaki hilafet pazarlığını ifşa ediyor. Kemal Ohri, Lozan Antlaşması öncesi hilafet ve saltanatı kaldıran, ayrıca din eğitimini yasaklayan Türk-İngiliz Gizli Antlaşması’nın hâlâ yürürlükte olduğunu İsmet İnönü’ye hatırlatmakta, anlaşmaya imza atan kişi olarak kendisine bu anlaşmanın İngiltere ile anlaşarak yine kendisi tarafından feshedilmesini teklif etmektedir.
Peki Kemal Ohri’nin mektubunda geçtiği üzere hilafet ve dinî terbiye (eğitim) İngilizlerle yürütülen bir pazarlık sonucunda gizli bir antlaşmayla mı kaldırılmıştı? Yaygın bir şekilde “Cumhuriyet’in tapusu” denilen Lozan Antlaşması’nın imzalanması bu şarta mı bağlıydı? Hadi imzalandı diyelim, Türkiye Cumhuriyeti’nin tapusu’nun TAPU DAİRESİ tarafından hilafet kaldırılmadan onaylanmaması ve Cumhuriyeti kuran partinin laiklik ve hilafet konusundaki hâlâ yumuşamayan katı tutumu, başörtüsü için bile defalarca Anayasa Mahkemesi’ne koşması, fersude irtica söyleminin hâlâ bu halkın alnına bir tabanca gibi dayanmasının kaynağı bu ‘gizli antlaşma’ olabilir mi?
Halifelik teklifine İnönü’nün nasıl yaklaştığını bilmiyoruz. Ama dinî eğitim hususundaki açılımlara müsaade etmesi kısmen de olsa raporu değerlendirdiğini gösteriyor. Peki, bugün ne anlam ifade ediyor bu belge? Öncelikle raporda geçtiği şekilde bir gizli antlaşma var mı, yok mu? Bu çok merak edilen hususun bir an önce aydınlatılması gerekiyor. Ayrıca hilafetin TBMM’nin manevî şahsiyetinde mündemiç olduğu belirtilen gerekçeli kararda ne denilmek istendiği tam olarak ortaya konulması ve bu durumda “halifenin karşılığı TBMM Başkanı mıdır?” sorusunun net olarak cevaplandırılması gerekir. Son olarak 1946-47 yıllarında hem de İsmet İnönü gibi laikliği en katı şekilde uygulayan bir kurucu babaya “Halife ol, Müslümanların başına geç!” teklifinin 3. Cumhuriyet’in kurulduğu bu günlerde bir karşılığı olacak mıdır?
Sorulara farklı akademisyen ve uzmanların getirdiği yorumlar ve bir dönemi aydınlatan mektupların tam metni Derin Tarih Ağustos sayısında!