Herkesin ulaşacağı bir sanat

Anaokuldan üniversiteye pek çok eğitim kurumunu faaliyete geçiren, 30 binin üzerinde öğrenciye burs veren, geçmişe vefa sloganıyla pek çok tarihi yapıyı restore eden aynı zamanda çevre ve hayvan hakları konusunda da çalışmalarını sürdüren Kalyon Yönetim Kurulu Başkanı Orhan Cemal Kalyoncu sosyal sorumluluk projelerini ve kültür sanat alanındaki faaliyetlerini bugüne kadar sessizce sürdürmeyi tercih ettiklerini dile getiriyor. Kalyon Vakfı kurucusu Reyhan Kalyoncu ise Kalyon Kültür Merkezi'nin faaliyetlerini sürdürdüğü Taş Konak'ın hikayesini anlattı.

Ayşe Olgun
Kanyon Kültür Merkezi

Kimseye etmem şikayet, ağlarım ben halime /

Titrerim mücrim gibi, baktıkça istikbalime / Perde i zulmet çekilmiş, korkarım ikbalime / Titrerim mücrim gibi, baktıkça istikbalime.

Plakta dönen bu şarkı bugün Kalyon Kültür Merkezi olarak kullanılan Nişantaşı’nın en güzel mimari yapılarından biri olan Taş Konak’ta yaşamış şair İhsan Raif Hanımın hüzünlü hikayesine bizi götürüyor. 2. Abdülhamid tarafından yaptırılarak Mehmet Raif Paşa’ya tahsis edilen konak çevredeki tek taş yapı olunca bu isimle anılmaya başlanmış. Daha sonra ise bu konakta Mehmet Raif Paşa’nın kızı olan ve pek çok şiiri bestelenmiş şair İhsan Raif Hanım yaşamış. Dönemin ünlü edebiyat ve sanat dünyasından isimlerini ağırlayan bu konak daha sonraki yıllarda ise Mardin ailesine yuva olmuş. Hatta dünyaca ünlü müzisyen Arif Mardin bu taş konakta dünyaya gelmiş.

Kültür sanat dünyasının geçmişten bugüne hikayesine tanıklık eden Taş Konak bir süre Şişli Kaymakamlığı olarak da kullanılmış. 2019 yılında ise Kalyon Holding, Vakıflar Genel Müdürlüğü’nden kiralayarak restore ettikten sonra İstanbul’un en nezih kültür merkezlerinden birini İstanbullularla buluşturdu. Bugüne kadar pek çok sanat etkinliğine ev sahipliği yapan, etkinlikleri ve sergileri ücretsiz olarak her yaş grubundaki İstanbulluya açık olan Kalyon Kültür Merkezi’nde geçtiğimiz hafta Kalyon Holding Yönetim Kurulu Başkanı Orhan Cemal Kalyoncu ve eşi Reyhan Kalyoncu ile bir araya geldik. Hem Kalyon Kültür Merkezi’nde İngiliz Sanatçı Ian Berry imzalı Denim Ötesi/Beyond Denim sergisini gezdik hem de şirketin 80 yıllık hikayesinde kültür sanat alanında yapılan çalışmaları konuştuk.

Vaniköy Camii vefa duygusuyla restore edildi

Orhan Cemal Kalyoncu ismi her ne kadar inşaat ve doğalgazla hafızalarda yer alsa da benim hafızamda İstanbul’un belki de en güzel Boğaziçi camilerinden biri olan ve yangında kül olan Vaniköy Camii’nin yeniden ihyasındaki vefasıyla kayıtlı. Dolayısıyla kültür sanat üzerine sohbet ederken söz bu camiye de geldi. Kalyoncu, çok sevdiği Vaniköy Camii’nin yangında kül olmasının hemen akabinde harekete geçmesini geçmişe vefa duygusuyla açıklıyor. Restorasyon sonrasında caminin Hünkar kısmına eklenen kütüphanenin yanında yine Üsküdar’da Haluk Dursun Kütüphanesi’ni hizmete açtıklarını Hacı Bedel Mustafa Efendi ile Mustafa Kavsar Baba Camilerinin yenilenme çalışmalarını da kurdukları Kalyon Vakfı tarafından tamamlandığını söyleyen Kalyoncu şu hususun da altını önemle çiziyor:

“Elbette Türkiye’nin en büyük havalimanını yapmaktan, KKTC’ye denizaltı hatlarıyla su götürmekten, aşılamaz denilen yolları tünellerle viyadüklerle aşmaktan, Türkiye ve Avrupa’nın en büyük güneş enerjisi santralini kurmaktan, ülkemizin yıllık elektrik ihtiyacının neredeyse yüzde 2’sini karşılamaktan, güneş paneli üretimini tek çatı altında toplayarak Avrupa’da bir ilke daha imza atmaktan büyük heyecan duyuyorum. Ama yavrularımıza parlak bir eğitim hayatı sunmaktan veya depremzede insanlarımıza kol kanat germekten ya da yok olmaya yüz tutan bir tarihi eseri ihya etmekten de çok büyük heyecan ve mutluluk duyuyorum. Biz Kalyon Holding olarak kültür-sanattan eğitime, biyoçeşitlilikten yeşil enerjiye, hayvanların korunmasından ağaç dikme seferberliğine kadar çok geniş bir yelpazede ‘sosyal sorumluluk’ düşüncesiyle hareket ediyoruz.” Öğrendiğime göre Gaziantep ve İstanbul Arnavutköy’de bulunan Kalyon Hatıra Ormanlarına toplam 11 milyon fidan dikilmiş. Bu arada öğrendiğim bir başka bilgi ise şirket tarafından İstanbul Havalimanı çevresinde uçakların inişlerinde de tehlike yaşatan bölgedeki köpeklerin toplanarak bu köpekler için bir hayvan barınağı açılması.

30 bin eğitim bursu

Eğitim hayatında çalışmalarına da önce Üsküdar’da otistik çocuklar için bir okulla yola çıkmışlar. Ardından da genç yaşta vefat eden ağabey Hasan Kalyoncu’nun hayali olan üniversiteyi Hasan Kalyoncu Üniversitesi olarak Gaziantep’te açmışlar. Bugüne kadar 30 bin öğrenciye burs sağlayıp anaokulu, lise, yurt binaları da yaptıklarını anlatan Kalyon Yönetim Kurulu Başkanı Kalyoncu sosyal sorumluluk projelerini ve kültür sanat alanındaki faaliyetlerini bugüne kadar sessizce sürdürmeyi tercih ettiklerini dile getiriyor.

80 yıllık firmanın hayır işlerinde koşma hikayesinde Orhan Cemal Kalyoncu’nun eşi Reyhan Kalyoncu’nun çabası ise elbette çok büyük.

Taş konağın hüzünlü hikayesi

Taş Konak hakkında Kalyon Vakfı Kurucularından Reyhan Kalyoncu’nun verdiği bilgiler ise bizi hüzünlü bir hikayeye götürdü. Hikaye şöyle: “II. Abdülhamit Han, çeşitli nazırlıklarda görev vermek için İstanbul’a çağırdığı Mehmet Raif Paşa’ya bir konak inşa etmesi için arsa tahsis eder ve o da Nişantaşı’ndaki bu konağı yapar. Raif Paşa’nın kızı İhsan Raif Hanım bu konakta büyümüş çok küçük yaşlardan itibaren musiki, sanat, edebiyat gibi birçok dalda iyi bir eğitim almıştır. İhsan Raif Hanım henüz 13 yaşındayken yaptığı kötü bir evlilik yüzünden mutsuz olur bu konakta yazdığı, ‘Kimseye Etmem Şikâyet’ adlı şiirinin hikayesi buradan gelmektedir. Diğer taraftan, Konak 1929’da Mardin ailesinin yaşadığı bir adres haline gelmiş, Arif Mardin bu evde doğup ve büyümüştür. Bu konak, o dönemde müzikle ilgili duayenlerin girip çıktığı bir buluşma noktası haline gelmiştir. Sonrasında Arif Mardin bir müzisyen olarak tarihe adını altın harflerle yazdırmıştır. Biz de kültür sanatla anılan bu konağın ismini bugün aynı yönde yaşatma gayretindeyiz.”

Popülerliğin yeryüzündeki kot rengi

Türkiye’deki ilk sergisini Kalyon Kültür’de açan Ian Berry kot kumaş kullanarak eserlerini ve tablolarını üretiyor. Kot dışında boya ve başka malzeme kullanmayan sanatçı, eserlerini İstanbul’da sergilemekten ayrı bir heyecan duyuyor. Popüler bir kumaşla eser üretmesinin sebebini ise herkesin ulaşabildiği kot kumaş gibi kendi ürettiği sanata da herkesin ulaşabilmesini istemek aslında. Sergiyi 14 Şubat 2025’e kadar Pazartesi hariç her gün gezebilirsiniz. Ayrıca sanatçının atölyelerine ücretsiz katılabilirsiniz.