Her şey onlara güzelmiş

ID İletişim’in sahibi Ayşe Barım'IN, oyuncular üzerinden dizi ve film sektöründe “tekelleştiği” iddiaları, soruşturma konusu oldu. 2019’da İmamoğlu’nun “Her şey çok güzel olacak” sloganını oyuncular üzerinde yayan Barım, MediaCat’in 2024 yılı “Fark Yaratan Kadınlar Ödülü”nü aldı. MediaCat’in sahibi Pelin Özkan, İmamoğlu’nu “Kahraman” yapan danışmanı Necati Özkan’ın eşi. Pelin Özkan’ın reklam dağıtımında da söz sahibi olduğu iddiası var.

Sevda Dursun
Pelin Özkan, Ayşe Barım, Necati Özkan ve İmamoğlu.

Türkiye’deki birçok ünlü ismin menajerliğini üstlenen ID İletişim’in sahibi Ayşe Barım hakkında çıkan iddialar, bu imparatorluğun reklam ayağını merak ettirdi. Bundan birkaç ay önce Rekabet Kurumu müfettişleri eş zamanlı baskınlarla yapım şirketleri, dağıtımcılar, dijital pazarlama şirketleri dâhil olmak üzere pek çok şirketin bilgisayar ve telefonlarına el koymuştu. Tekelleşme tartışmasında büyük rol oynayan Barım hakkında, yalnızca kendi istediği kişilerin önünü açtığı, himayesinde çalışan ünlüleri kendisini dinlemediği takdirde piyasadan sileceği yönünde tehdit ettiğine dair iddialar yer alıyor. ID iletişime bağlı olmayan birçok ünlü, Barım’ın korku imparatorluğunu birkaç gündür sosyal medya hesaplarından paylaştı. Akıllarda kalan sorular ise şu oldu: Bir menajerlik şirketi bu kadar gücü nasıl elinde tutuyor? Paranın kaynağı yani reklam ayağında kimler var?

REKLAM PASTASI ONA ÇALIŞIYOR

Dijital platformlar ve yurt dışı satışlarla birlikte devasa büyüyen sinema ve dizi sektöründe pastadan pay kapma yarışı rekabetsiz bir savaşa döndü. Birkaç yapımcı ve belli başlı oyuncuların her kanala ve platforma dizi yapmasından dolayı birkaç yıldır sektörün içi kaynıyordu. Bütün bunlar elbette ki daha çok kazanmak için yapılıyor. Kazanç deyince bu işlerde reklamın oynadığı rol kaçınılmaz. Sektördeki tabloda: Çatıda reklam, onun altında mecra (tv veya dijital), onun altında yapımlar, kast direktörü ve menajerler var. Bunların hepsi bir arada olunca da Ayşe Barım örneğindeki gibi tekelleşme meydana geliyor. Barım, usulsüz bir şeklide hem kast direktörlüğü yapıyor hem menajerlik. Öte yandan hem yapımcılar avucunda hem mecralar, üstüne bir de reklam pastası ona çalışıyor.

KENDİ KENDİNE ÖDÜL VERDİ

Ana akım medyadaki tüm dizilerin amacı, milyarlarca dolarlık reklam pastasından pay almak. 2024’ün Kasım ayında MediaCat, Brand Week İstanbul kapsamında “Fark Yaratan Kadınlar” ödüllerinin 11.sini düzenledi. Bilim Ödülü’nü Ayşe Zarakol’a verirken, Yetenek Yönetimi Ödülü'nü ise Ayşe Barım’a verdi. Ne tesadüf ki tam da bu tekelleşme soruşturması sırasında bu ödül verildi. Üstelik Barım, Brand Week’in de danışma kurulunda yer alarak kendi kendine ödül verdi de diyebiliriz. İşte o reklam tekelini elinde bulunduran MediaCat’in sahibi ise İmamoğlu’nu “Kahraman” yapan danışmanı Necati Özkan’ın eşi Pelin Özkan. Şimdi “Her şey çok güzel olacak” mesajının Ayşe Barım’ın oyuncuları tarafından nasıl yayıldığı daha net anlaşılmadı mı? MediaCat, reklam haberleri yapan, ödül veren, reklamla ilgili analiz yapan bir platform. Sahibi Pelin Özkan’ın reklam dağıtım alanında da rol oynadığına yönelik iddialar var. “Ayşe Barım’ın oyuncularını reklamlarda oynatma ve oradaki pastaya da hâkim olma bağlantısı Özkan üzerinden mi yürüyor?” sorusu hiç de yabana atılacak bir soru değil.

2023’te bu ödülü alan isimlere baktığımızdaysa, karşımıza Üsküdar Belediye başkanı Sinem Dedetaş ile Netflix’in eski satın alma müdürü Pelin Diştaş çıkıyor. Diştaş, Doğan Medya’dan ayrıldıktan sonra önce Ay Yapım, daha sonra Netflix’te çalışmıştı, şimdi ise Ay Yapım’la ortaklaşa bir yapım şirketi kuruyor.

MediaCat'in Fark Yaratan Kadınlar Yetenek Yönetimi Ödülü Ayşe Barım'a verildi.

KAVALA UZANTILARI İŞ BAŞINDA

Fark Yaratan Kadınlar’da bilim ödülünü alan Ayşe Zarakol’a baktığımızda, Türkiye’nin en iyi iletişimcisi diye lanse edilen Necla Zarakol’un kızı. Ayşe Barım’ın da yakın arkadaşı olan Necla Hanım, TESEV’in eski yöneticilerinden. Hani şu Osman Kavala’nın kurucusu olduğu vakıf. Her şey o kadar birbirine bağlı ki, insan bunun çatısında kimin olduğunu haliyle merak ediyor. Ayşe Barım’ın Gezi Parkı sürecinde oyuncularını Taksim’e yollaması, seçim zamanı İmamoğlu için “Her şey çok güzel olacak” paylaşımlarını yaptırması, Disney’in Atatürk filmini yayınlamama kararına seslerini çıkartamamaları ve Osman Kavala bildirisine imza atmaları ibrenin nereye yöneldiğini bize gösteriyor. Kavala bildirisini organize eden ve Silivri’ye kadar Kavala’ya destek olmaya giden Yamaç Okur, o zamanlar Ay Yapım’ın genel koordinatörüydü. Ay Yapım’da iş yapmak için birçok isim o bildiriye imza attı. Ay Yapım demek Ayşe Barım demek, sahibi olmasa da aynı eko sistemin ayrılmaz bir parçası. Sanat galerilerinden, yayın faaliyetlerine, yapımcılıktan, menajerliğe, festival organizasyonlarından yurt dışında ödül alacak PKK propagandası içeren filmlere kadar aleni bir organizasyon, günümüzde de Kavala uzantıları sayesinde devam ediyor.

TEKELLEŞME NAİF KALIR

Dört beş büyük yapım şirketi ve Ayşe Barım’ın kurduğu menajerlik şirketleri piyasayı domine ediyor. Barım, ID İletişim üzerinden ünlülerle, ID Talent üzerinden ise az ünlülerle iş yapıyor. Ayrıca PH7 Talent’ın da ortaklarından. Son birkaç yıldır yapımcılığa da soyundu. Hatta Disney Plus’la Alice Müzikali için anlaşma yaptığından, “Atatürk” filmini oynatmayan platforma oyuncularının ses çıkartmasını yasaklamıştı. İşe tersten bakınca bu muhteşem döngünün içine girmek isteyen oyuncu Ayşe Barım’a mecbur. Bu yapının karşısında tekelleşme naif kalır, adına "tiranlaşma" diyebiliriz.