Helal endüstrisinin gelişimi, geleceği ve yapılması gereken çalışmaların ele alındığı Dünya Helal Zirvesi ve Helal Expo çerçevesinde düzenlenen panellerde konu etraflıca konuşulup tartışıldı. Suudi Arabistan Helal Merkezi Başkan Yardımcısı Thamer Baazzeem helal konusunun her Müslümanın dahil edilmesi gerektiğini anlattı: Helal sektörü dünyadaki nüfusun yüzde 20’sini ilgilendiren bir konu. Bu konunun ekonomisi var. Müslümanları dahil edebileceğimiz bir ekonomi. Helal sadece Müslümanları ilgilendiren bir kavram olarak bakmamalıyız. Helal kelimesi bir tartışmada geçtiği zaman, gayrimüslim olsa da bazı insanların helalin ne olduğu ile ilgili kafaları net değil. Müslüman ülkelerin helal zihniyetini değiştirmesi gerekiyor. Helalin neden önemli olduğu, nasıl sağlıklı olduğu gibi konuları sadece kendi içimizde değil, gayrimüslimlerle de konuşmamız gerek. Gıda güvenliği konusunun ne kadar önemli, insanlar için ne kadar sağlıklı olduğunu anlatmamız gerek. Helali küresel kalkınma hedefleri ile birleştirmeli, uluslararası kuruluşlarla konuşmalıyız.
İsraf konusuna helal yaklaşmak gerek
Tarladan sofraya helal tüketimi kontrol etmenin önemine vurgu yapan İslam Gıda Güvenliği Teşkilatından (IOFS) Şakhlo Atabaeva’ya göre bu konudaki zorluklar şunlar: İsrafın önlenmesi gerekiyor. Buna helal konusu ile yaklaşmamız gerek. 37 ülkeden yaklaşık 42 milyon kişi yetersiz beslenme sorunu yaşıyor. Bu ülkelerin genellikle ithalata bağlı olduklarını görüyoruz. İthal ürün sorunu olduğunu görüyoruz. Gelen ürünlerin tamamen helal olup olmadığı konusunda soru işaretleri oluşuyor. Tek bir helal standardının kabul edilmemiş olması, bir ülkede geçerli olan kuralların diğerinde geçerli olmayışı ayrı bir problemi doğuruyor. Helal tespit yöntemleri her ülkede aynı değil. Gelişmiş teknolojiler yeterli değil ve değişiklik gösteriyor.
Çok uluslu şirketler manipüle ediyor
Mısır Tarımsal Genetik Mühendisliği Araştırma Enstitüsünden (AGERl) Prof. Dr. Hişam Muhammed Şeştavi de helal gıda sistemini tüm ülkelerin uygulaması gerektiğini vurguladı: Ürünleri satın alırken helal standartlara uygun şekilde satın almamız gerekiyor. Helal ürünler söz konusu olduğunda bunun belli bir standardı olmalı. Bu standartların tüm İİT ülkelerinde geçerli olması gerek. Helal piyasaları ve helal ürünleri ithalata ve ihracata tabi kılabilirsiniz. Bu da helal ürün kapasitesini genişletir. Gıda endüstrisi ülkeler tarafından değil, çok uluslu şirketler tarafından manipüle ediliyor. Pek çok ülkeden bu gıdaları alıp işleyip en fazla para verene bu şirketler satıyorlar. Kendi standartlarımızı oluşturursak bu şirketler bize saygı duymak zorunda kalacaklar. Helal gıda endüstrisinin 1,9 trilyon dolardan 3,2 trilyon dolara çıkması bekleniyor. Burada standartları koyacak kişiler biziz ve kültürümüze göre bu standartları koyacağız. Helal gıda piyasasının 2030’a kadar daha da fazla büyümesi bekleniyor. İlaç sektöründen dahi daha fazla para kazandıracak bir sektörden bahsediyoruz. 2032 yılına kadar 5,8 trilyon dolara ulaşması bekleniyor. Standartlar olmazsa bu parayı kaybedeceğiz demektir.
Kadınların dahil edilmesi gerekiyor
Türkmenistan Standart Hyzmat CEO’su Aygul Hudayberdiyevna Orazova da kadınların helalde oynayacağı rolü ele aldı: Kadınlar özellikle gelişmekte olan ülkelerde tarımda ve üretimde hayati bir rol oynuyor. Kadınların araziye erişimi ve eğitimi gıda güvenliğine çok büyük katkı sağlar. Kadınlar aktif şekilde helal sektörüne dahil edilebilir. Kendi işletmelerini kurmaları ve sektörün içinde yer almaları için kadınların desteklenmesi ekonomik kalkınmaya ve gıda güvenliğine önemli katkı sağlar. Tarımdaki kadın kooperatifleri Fas, Endonezya gibi ülkelerde çok önemli. Bunlar hem yerel halk için helal ürün sunuyor hem de kadınlara gelir elde etmeleri için fırsat sunuyor. Kadınların helal standartlar ve gıda güvenliği ilkeleri konusunda eğitilmesi daha iyi bir üretim ve tüketime yardımcı olur.
Tandır geleneği miras listesinde
Azerbaycan’ın geleneksel tandır işçiliği ve ekmek yapımı UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne girdi. Ülkede ekmek ve et yapımında kullanılan çömlek fırını tandırın yer altında ve üstünde olmak üzere iki türü bulunuyor. Tandırlarda pişirilen ekmekler sofralarda yer almaya ve önemli bir geçim kaynağı olmaya devam ediyor. Bu gelenek sosyal ilişkileri de güçlendiriyor.
Yerim böyle sanatı
İtalyan sanatçı Maurizio Cattelan’ın bir duvara bantlanmış muzdan oluşan “Comedian” adlı sanat eserini bilirsiniz. Verdiği sözü tutan Çinli Justin Sun 6.2 milyon dolara aldığı meşhur muzu yedi. Etkinliğe katılanlara da bir muz ve bir koli bandı hediye edildi. Dünyanın en pahalı meyvelerinden biri olarak tarihe geçen bu ilginç sanat eseri daha önce iki defa yenmişti.
Hatırı tescilli kahve
Gaziantep kültürünün vazgeçilmezlerinden olan menengiç kahvesi 2020’de Büyükşehir Belediyesi müracaatı üzerine tescil edildikten sonra geçtiğimiz günlerde AB Komisyonu tarafından da coğrafi işaretle tescili onaylandı. Özellikle kış aylarında çok tüketilen, kendine özgü aroması, tadı, rengi ve kokusu olan bu içecek içinde özellikle kafein bulunmadığı için tercih edilir. Sağlığa faydaları nedeniyle özellikle kış aylarında çok tüketilir. Nefes darlığına iyi gelmesi, ses tellerine faydası, solunum yollarını açması, mide ağrılarını azaltması, göğsü yumuşatması, böbrekteki kumların dökülmesine yardımcı olması, afrodizyak etkisi, öksürüğü kesmesi gibi birçok derde deva olduğu bilinir. Dağlık kesimlerde yetişen ve aslen yabani fıstık olan menengiçlerin rengi ekim-kasım aylarında yeşil-mavi olduğunda yeterli olgunluğa ulaşmış olur. Meyveleri toplanıp yıkanır, güneşte kurutulur ve kahverengi haline gelene kadar kavrulur. Daha sonra macun kıvamına gelene kadar dövülür ya da taş değirmenli makinede çekilir. Üzerinde yağ tabakası oluşması yüzde 44-56 düzeylerinde yağ içeriği olmasındandır. Cam kavanozlara koyulur. Kavrularak, dövülerek ya da çekilerek öğütülmesiyle elde edilen macun koyu kıvamda olduğu için kullanmadan önce karıştırılarak homojen hale getirilir. Süt ile kısık ateşte karıştırarak kaynayıncaya kadar pişirilir. Sunumu geleneksel olarak kapaklı bakır fincanda yapılır.