Hayır halkasını sosyal medyada genişletmeliyiz

Dini hayatın günlük yaşamımız üzerindeki etkileri üzerine çalışmalar yapan yazar ve İlahiyatçı Nevin Meriç bir Müslümanın konuşurken de yazarken de bir takım sorumlulukları olduğunu hatırlatarak aynı ilkeleri ve Allah rızasını gözeterek sosyal medyada hayır halkasını genişletmesi gerektiğinin altını çiziyor.

Ayşe Olgun
Nevin Meriç

Günlük yaşamda dini hayat üzerine yazdığı kitaplardan tanıdığımız araştırmacı yazar Nevin Meriç’le pandemi sürecinin günlük hayatımızı ve ibadetlerimizi nasıl etkilediğini konuştuk.

Pandemi süreci dini yaşantımızı nasıl etkiledi. Nasıl değişimlere sebep oldu?

Bu havzada kadınlar cemaatten uzak tutulduğu için pek bir değişiklik olmadı. Pandemi insanların bir araya gelmelerine engel oldu bu da direkt cematle yapılan ibadetleri etkiledi. Camilerde kılınan vakit namazları, cumalar, tavaf, ziyaretler, ziyafetler aile yemekleri… vs yani insanlar hangi gerekçelerle bir araya geliyorlarsa o durum karantina yasaklarına dahil oldu.

EV HANIMLARI ŞANSLIYDI

Daha önce dini ritüelleri yerine getirmede en şanslı kesimin ev hanımları olduğunu söylemiştiniz. Bu süreçte en şanslı kesim kimlerdi sizce?

Yine ev hanımları diyeceğim. Daha doğrusu evde yaşam kurma becerisi gösteren bireyler. Cuma-cemaat mecburiyeti ve çocukluktan beri yaşamadıkları tecrübe, yaşlı olsun genç olsun ibadet eden erkeği ciddi anlamda etkiledi. Dolayısıyla bu duyguyla aynı evi paylaşma durumunda kalan diğer aile bireyleri muhatap olduğundan, birlikte halledebilmenin yollarını aradılar. Kadınlar ise zaten ev merkezli şekillendirdikleri ibadet hayatlarında bir değişikliğe gitmediklerini düşünüyorum ama evin kalabalıklığı belki nafilelerini azaltmış olabilir.

https://image.piri.net/resim/imagecrop/2020/07/18/09/16/resized_ef420-a79c446anamaz.jpg

Camilerden online ortama aktarılan pek çok dini ritüel oldu. Dini hayatın online ortama taşınması için neler söylersiniz?

Pandemi belki de değişime en yavaş ayak uyduran kesimleri online hayatla tanıştırdı. Yaşlı genç herkes görüntülü konuşmaya başladı. Böylece hem karantinanın hem de mikro gündelik hayatın ağırlığı bir nebze olsun hafifletildi. Diyanet personeli de bu sürece hızla adapte oldu. Her ne kadar eski düzene övgüler başı çekse de vaazlar, dersler online yapılmaya başladı. Bu da diyanet- cemaat ilişkisini cami sınırlarının dışına, hatta dünyaya açılmasını sağladı. Bir biçimde gidilemeyen dersler, vaazlar online üzerinden evlere dahil edilince imkan-konfor ilişkisi her iki tarafı da hem etkileyen hem besleyen bir süreci karşımıza çıkardı. Buna alışma karşılıklı işleyen bir süreç bence. Cemaat de evini işini bırakarak koşa koşa gittiği cami yerine, kaydedilmiş vaazı kendi gündelik yaşamının en uygun saatinde dinleme imkânına kavuştu. Ayrıca izole yaşamın baskısı da bu derslerle hafifletildi. Mesela dindar yaşlı teyzelerin önceden çoktan uyudukları saat 23.00 kadar oturup whatsApp grubunda dua seansını beklemelerini böyle açıklıyorum. Bu hem aidiyeti besleyen hem de tedavi edici hem de dini sorumluluğunu hafifleten bir eylem olarak kişiyi iyileştirdiğini düşünüyorum. Minarelerden okunan ezan ve salalarında böyle bir işlevi oldu dindar kesim üzerinde. Süreç nasıl işler nereye evrilir bu günden kestirmek zor ama diyanet hizmetlerinin önemli bir kaleminin online olacağı kesin. Bir biçimde bu alandan da devam etmek gerektiği pandemi süreciyle hayatımıza giren yeni normallerimizden bence.

Dini ritüeller online olarak nasıl bir değişime uğrayacaksizce?

Dinin ritüellerden kastınız ibadetlerse namaz, hac gibi ibadetler online olmaz. Yani evinizden cemaate tabi olamazsınız. Cemaat şartlarının içinde böyle bir şık yok. Ama zekat, sadaka güvenilir kurumlara online ödemeler yapılabilir. Oruç da bireysel tutulacağından onlinedan etkilemez.

MANEVİ YÖNÜMÜZÜ SORGULADIK

Umreciler üzerinden başlayan tartışmalar, kapanan ibadethaneler ve derken şimdi de hac ibadeti iptal oldu. Suudi Arabistan dışardan hacı kabul etmeyeceğini açıkladı. Pandeminin manevi yönünden en çok dindar kesim mi etkileniyor ne dersiniz?

Etkilenmek iyidir. Hayata dair sorgulama dönemi yaşanır ve eski yanlışları terk ederek sünnete uygun bir yaşama dönüşüm sağlanırsa aliyyülâlâ olur. Mesela yeni normallerimizden olarak pandemi kurallarını gerçekleştirerek de olsa Cuma namazına koşan genç – yaşlı bireylerde bunu gördük. Tekrar cemaat olabilme imkânını yaşamak önceki lakaytlığımızı gidermişse bu çok hayırlı bir sonuçtur. Bunun tersi durumlarda yaşanmış olabilir. Zaten zar zor yapılan ibadet pandemi yasakları içinde hepten birey hayatından çıkabilir. Yani bunu gerçekleştirecek olan kişinin kendisidir ve her iki şekle dair örneklerimiz olabilir.

Bununla birlikte pandeminin dini hayatı ciddi anlamda etkilediği de bir gerçektir. Bu durumda müslümanların daha ciddi ve sağlıklı insanı kuşatacak yönde imkânların önünü açmaları beklenir.

SOSYAL MEDYADA HALKAYI GENİŞLETMELİYİZ

https://image.piri.net/resim/imagecrop/2020/07/18/09/17/resized_d7c00-0646afc1cimmia.jpg

Bilginin değil şovun öne çıktığı bir çağda dini inançlarımız, yaşantılarımız nasıl şekilleniyor?

Dini söylemlerin şov malzemesi yapılmadan anlatıldığı ortamları destekleyeceğiz tabi ki. Çünkü müslümanın doğru ve güzel olanı arama, aktarma diye bir misyonu var. Ama dijitalleşmenin tüketim merkezli işleyişine dini söylemler kurban edilmemeli. Bunun kontrolü yine insanlar kanalıyla olacak. Salim bir niyet ve Allah rızasını arayan kalp, çok rahat dijital sıkıntıların üstesinden gelebilir. Mesele kalbi doğru tutmak, iyilik ve hayrın aktarılmasında kullanmak, sosyal medyada çok yaygın olan dili yanlış kullanma, küfür vs davranışlardan uzak kalmak… vs. Adeta yeni bir sosyal medya gençliği, insanı ve bir sosyal medya kullanım biçimi inşa etmeliyiz. Konuşurken de yazarken de zaten bu sorumluluklarımız var. Bunu sosyal medyaya da taşıyıp halkayı genişleteceğiz ama ilkeler ve niyet aynı. Allah rızası ve insanların da dünyanın da hayrı için çalışmak.

DİN ETİKET GİBİ ÜSTÜMÜZDE TAŞINMAZ