Hayatı zirvede yaşıyor

Türkiye’yi dağcılık alanında temsil eden önemli isimlerden biri olan Doç Dr. Gülnur Tumbat, dünyanın en yüksek 8 zirvesine tırmanan ilk ve tek Türk olma hedefiyle yola çıkmıştı. Şimdiye kadar 4 zirveye tırmanan Tumbat, 5. Zirveye 13 Temmuz’da çıkmaya hazırlanıyor.

Yeni Şafak Fatma Çelik

Dağcılık sporunun ülkemizdeki tarihi 1800'lü yıllara dayansa da çok popüler bir alan olduğunu söyleyemeyiz. Ancak bu alanda da ülkemizi temsil eden, göğsümüzü kabartan dağcılarımız var. Yüksek irtifa dağcısı Doç. Dr. Gülnur Tumbat bu isimlerden biri. Bugüne kadar 30'dan fazla yüksek irtifa tırmanışı gerçekleştiren Tumbat'ın önümüzdeki günler için oldukça yüksek bir hedef belirlemiş kendine: “Dünyanın en yüksek 8 zirvesine tırmanan ilk ve tek Türk olmak” Bu zirvelerden dördüne başarı ile tırmanan Tumbat, şimdi beşinci zirve için yola çıkıyor.

HEP YÜKSEKLERDE

2005 yılından beri Amerika'da San Francisco State Üniversitesi'nde akademisyen olan Doç. Dr. Gülnur Tumbat, dağcılığa, 17 yaşında, ODTÜ Çevre Mühendisliği Bölümü'nde okurken katıldığı Dağcılık ve Kış Sporları Kolunda başlamış. Akademik hayatını Bilkent Üniversitesi'nde işletme alanında yüksek lisans yaparak devam ettiren Tumbat, ardından Amerika'da İşletme doktorası yapmış ve o günden bu yana San Francisco State Üniversitesi İşletme Fakültesi'nde doçent olarak dersler veriyor. Ancak akademik hayat onu zirvelerden uzaklaştırmamış. Tumbat şimdiye kadar, Güney Amerika'nın en yüksek zirvesi Aconcagua'ya ve Kuzey Amerika'nın en yüksek zirvesi Mckinley'e tırmanarak bunu gerçekleştiren ilk ve tek Türk kadını oldu. Bu zirvelere ek olarak Afrika Kıtası'nın en yüksek zirvesi Kilimanjaro'ya, Avrupa'nın en yüksek zirvesi Elbrus'a tırmandı. Yeni hedefi ise Carstenz Zirvesi. Daha sonra Asya Kıtası'nda Everest›e, Antartika'daki Vinson, Avustralya'daki Kosciusko Zirvesi'ne tırmanacak. Şimdiye kadar yaptığı en stresli tırmanışın Aconcagua olduğunu söyleyen Tumbat, bu tırmanışı 15 günde gerçekleştirmesiyle de bir ilki başardı. Tumbat, Okyanusya Kıtası'ndaki 4 bin 884 metredeki Carstenz Zirvesi'ne tırmanmak için 13 Temmuz'da yola çıkacak.

DAĞCILIKTA LEVEL ATLAYACAK

Dağcılık alanında 7-Zirveler diye bilinen dünyanın her coğrafi kıtasındaki en yüksek zirveye tırmanmayı içeren projeye Okyanusya Carstenz zirvesini de ekleyerek 8 zirveyi tırmanışını tamamlamayı planlayan Tumbat, kıtalardaki en yüksek dağları tırmanacağı için “Dağcılıkta çok önemli bir projeyi tamamlamış olacağım” diyor. Dağlardaki her tecrübe ile kendini daha iyi tanıdığını ve bundan inanılmaz bir haz duyduğunu söyleyen Tumbat tecrübeleri sayesinde her zaman aklını ve kalbini açık tutması gerektiğini hatırlayarak “Öğrenmek her an her yerde oluyor. Ben dağlarda bunu daha yoğun yaşıyorum” diye anlatıyor

http://image.pho.fm/resim/imagecrop/2015/06/28/resized_b5051-c3a9denaliflagcopy.jpg

YİNE EVEREST YİNE HÜSRAN

Dağcılık merakını, akademik eğitimi için de kullanan Tumbat, doktora tezi için 2004 yılında Everest ana kampında incelemeye gitmiş. 2 ay Everest ana kampında kalan Tumbat metot olarak çalıştığı konuyu anlayabilmek için araştırmanın bir parçası olmayı seçmiş. Geçtiğimiz yıllarda Bahçeşehir Üniversitesinde konuk profesör olarak risk pazarlaması ve risk tüketimi araştırmalarına devam etmek için yine Everest'e giden Tumbat, bu zamana kadar başına gelen en kötü olayın o zaman olduğunu söylüyor. Evler hatta apartmanlar büyüklüğündeki buz bloklarının çığ halinde tamamen üzerlerine doğru düşmesi sonucu 16 kişinin hayatını kaybettiğini üzülerek anlatan Tumbat, “Çığ ölümleri Everest'te her sezon yaşanır. Everest'in tırmanış tarihinde hiçbir gün bu kadar insan aynı anda ölmemişti” diyor. Bütün ömrü boyunca o günkü kadar fazla helikopter görmediğini hatırlayan Tumbat “Everest'in tırmanış tarihindeki en ölümlü trajedilerden birinin parçası olduğum gerçeğine bir türlü inanamıyorum. Hala her sabah kalktığımda 'yaşadıklarım gerçek miydi?' diye kendime soruyorum” şeklinde konuşuyor. Everest'e tırmanma arzusundan hala vazgeçmeyen Tumbat, heyecanını da saklayamıyor.

ACIYI KABUL EDİYORUM

Büyük tırmanışlar için kadın olarak güç gerektiğini belirten Tumbat, fiziksel gücün yanı sıra çok büyük mental bir aktivite taşıdığı için yorulduğunu hatta acı çektiğini söylüyor. Ama acıyı sadece bir veri olarak algılamanın yola devam edebilmek için önemli olduğunu söyleyen Tumbat, “Dağcılığın bana öğrettiği en önemli şeylerden biri acı çektiğinizde her şeyi bırakmayacaksın. Onun varlığını kabul edip yoluna devam edeceksin” diyor. Hayatın her alanında hedeflenilen şeye kilitlenmenin çok yıpratıcı olduğuna değinen Tumbat “Benim dağ zirveleri dışında da hedeflediğim bir dolu şey var. Tecrübelerimden öğrendiğim en önemli şey sadece hedefi düşünmek çok yıpratıcı oluyor” diye anlatıyor.

Güç antrenmanları yapıyor

Bir şeyi sırf gücü yetmediği için yapamamaktan hoşlanmadığını belirten Tumbat, antrenmanlarına çok önem gösterdiğini söylüyor. Güç antrenmanları, duvar tırmanışları ile son 6 yıldır ciddi olarak ultra maraton koşuları yapan Tumbat 50 kilometre, 50 mil, 100 kilometre kategorilerinde yarışlara katılarak dereceler alıyor. Bunlar dışında 12, 24 ve 36 saatlik ekip olarak yapılan macera yarışlarına da katılan Tumbat, “İnsanın neyi başarabileceğini görmesi ve her seferinde bunu ileriye taşıyabilmesi çok güzel ve beni motive eden en büyük şeyde bu” diyor.