Habercilik ve etik ilişkisini anlattım

Nilay Şanlı’nın “Keyifler Kebap Gazetesi” İlk Genç Timaş etiketiyle okurlarıyla buluştu. Hikâye, arkadaşlığın ve birlikte çalışmanın önemini vurguluyor. Şanlı, “Kitapla etik kavramının önemine dikkat çekmek istedim” diyor.

Dilber Dural
Arşiv

Yazıyoor, yazıyoor! Siz de okuyun. Tabii eğer tüm mahallelinin sırlarını öğrenmeye hazırsanız! Nilay Şanlı’nın “Keyifler Kebap Gazetesi” İlk Genç Timaş etiketiyle geçtiğimiz günlerde okurlarıyla buluştu. Kitap, çocukların ilgisini çekecek eğlenceli ve komik olaylarla dolu. Keyifler Kebap Gazetesi’nin kahramanlarının yaşadığı komik maceralar ve unutulmaz anılar, her sayfada çocukları güldürecek ve okumaktan keyif almalarını sağlayacak.Atakan’ın cesareti, Buse’nin zekâsı, Kerem’in fotoğraf merakı, Piraye’nin yaratıcılığı ve Eyüp’ün enerjisiyle her karakter, çocukların günlük hayatlarındaki deneyimlere yakın ve tanıdık. Hikâye, arkadaşlığın ve birlikte çalışmanın önemini vurguluyor. Çocuklar, ekip çalışmasının ne kadar güçlü ve eğlenceli olabileceğini öğrenirken aynı zamanda birbirine destek olmanın ve dayanışmanın değerini keşfedecekler. Gazete çıkaran gençlerin maceraları, yaratıcılığı ve merakı teşvik ediyor. Çocuklar, kendi çevrelerinde olan biteni merak etmeyi, araştırmayı ve yeni şeyler denemeyi öğrenirken, aynı zamanda kendi hikâyelerini yazmaları için ilham alacaklar.

Mekan olarak babaannemin sayfiyesinden ilham aldım

“Kitabın ana teması etik ve habercilikle ilişkisi” diyen Nilay Şanlı, ilham kaynaklarından birinin ise yaşadığı bir olay olduğunu söylüyor. Şanlı, “Çocukluk yıllarımda reklam filmlerinde oynuyordum. Fakat sabun reklamında canımı sıkan bir olay oldu. Sahnelerden birinde pijamalarımla lavaboda ellerimi yıkamam gerekiyordu. Görevli abla gelip lavaboyu suyla doldurdu ama içine bulaşık deterjanı dökerek suyu köpürttü. Sonra da elime sabunu verip ellerimi yıkamam gerektiğini söyledi. Ben karşı çıktım. ‘Bu köpük, sabunun köpüğü değil ama’ dediğimi çok net hatırlıyorum. Fakat kimse beni ciddiye almadı. İtiraz etsem de o sahne planladıkları gibi çekildi. Gerçeğe uygun olmaması beni oldukça üzmüştü. Sanırım 7 yaşımdaydım ve henüz etik kelimesini duymamıştım bile. Fakat bu sahnenin etik olmadığını hissedebilmiştim” sözleriyle anlatıyor. Mekân olarak ilham aldığı yerin ise babaannesinin sayfiyesi olduğunu belirten Şanlı, “O küçük sahil kasabasında arkadaşlarımla birlikte özgürce havuza, plaja veya kafelere gidebilirdik. Tabii telefon, tablet gibi zaman hırsızları olmadığı için yazın her anını doyasıya yaşayabiliyordum. Bu kitabı, okurlarımın da böyle bir seçenek olduğunu fark etmeleri, tatillerini ekran başında değil de kendilerini keşfederek, sosyalleşerek, yetişkinlerle iletişim halinde olarak ve kendi maceralarını yaratarak geçirmeleri için yazdım” ifadelerini kullanıyor.

Aklını ve duygunu aynı anda kullanabilmelisin

Kitapla etik kavramının önemine dikkat çekmek istediğini dile getiren Şanlı, “Hikâyede ana tema, habercilik etiği olsa da oradan yola çıkıp genel etik kavramına geçiş yaptım. Okurların bu evrensel kavram üzerinde hem düşünmelerini hem de vicdan muhasebesi yaparak duygularını da işin içine katmasını hedefledim. Zaten etik olmanın ana prensibi iyi bir insan olabilmek için aklını ve duygunu aynı anda kullanabilmektir. Yasalar ve kurallar genel çerçeveyi çizse bile insanın kendisi, insani değerler hakkında düşünebilmeli, iyiyi kötüyü ayırt etme yetisine sahip olup bunu davranışlarına yansıtmalıdır. Bu sebepten etik olma kavramını masaya yatırmak ve okurda bu bilinci pekiştirmek istedim. Okur, farklı karakterler aracılığı ile ve daha da önemlisi karakterlerin dönüşümüne, değişimine şahit oldukça hikâyeyi kendisine yakın hissedecektir diye düşünüyorum. Çünkü büyümek değişmektir. Okur kitlem de fiziksel, duygusal ve bilişsel olarak değiştikleri, geliştikleri bir dönemdeler. Büyüme sancıları ile uğraşıp kişiliklerini oluştururken hikayedeki karakterlerin de aynı dönemden geçtiğini görmeleri kitapla bağ kurmalarını sağlayacaktır” diyor.

Nilay Şanlı

Para kazanmayla etik davranma arasında seçim