Guénon’u yeniden keşfetmek

Kapı Yayınları başta bugüne kadar hiç tercüme edilmemiş olan Hindu Doktrinlerinin İncelemesine Genel Bir Giriş olmak üzere, Büyük Üçlü, Doğu ve Batı, Dante Ezoterizmi ve Hıristiyan Ezoterizmi Fransızca asıllarından yapılan yeni tercümelerle çıktı.

René Guénon

METİN CEYHAN

1951 yılında hayata gözlerini yuman, Fransız asıllı Müslüman düşünür ve ilim adamı René Guénon, eserlerinin basımıyla ilgili 70 yıllık koruma süresi sona erince bir anda yeniden gündem oldu. Farklı yayınevleri, yazarın eserlerini basacağını ilan etti. Hatta Kapı Yayınları ocak ayında beş kitabını birden satışa sundu. Yayıncılık faaliyeti bakımından oldukça sükseli bu hamleye, başka hangi yayıncıların karşılık vererek katılacağını okurlar, özellikle de Guénon müdavimleri heyecan ve merakla bekliyorlar. Onların yanı sıra kendisini tanımayan veya eserleri hakkında çok da bilgi sahibi olmayanlar için birden gündeme gelen bu isim, merak konusu oldu.

René Guénon 1886 yılında Fransa’da Katolik bir ailenin çocuğu olarak doğmuş, standart öğrenim hayatının ardından Felsefe alanında lisans eğitimi almış bir isim. Çocukluk, ilk gençlik ve ilerleyen yıllarda klasik eğitim çarkına uyum sağlamakta bir hayli güçlük çekmiş; kendi kendine ilerlemeye çalıştığı zihnî olgunluk yolundaki arayışında bir hayli zigzaglar ve sarsıntılar yaşamış biri. Bu süreçte okültist, hermetik ve masonik yapılarla ilişki kuran ve kendine yol çizmeye çalışan Guénon’un hayatını değiştiren olay, 1910 yılında İsveçli ünlü ressam ve mühtedi İvan Aguéli ile tanışması oluyor. Türk okurları bu ismi, Torbjön Safve tarafından kaleme alınmış, onun hayatını anlatan ve İz Yayıncılık tarafından neşredilmiş Özgürlüğün Romanı adlı eserden hatırlayacaktır. Aguéli, Guénon’nun zihin dünyasına tasavvuf felsefesine dair tohumları güçlü bir şekilde ekmiş ve hayatının o safhadan sonraki çizgisinin şekillenmesine önemli ölçüde etki etmiştir.

https://image.piri.net/resim/imagecrop/2022/02/15/04/22/resized_55bd0-dac57babhc4b1ndudoktrc4b1nlerc4b1_d.jpg

İSLAMİ SEÇMİŞ

Şahsî mektuplaşmalarından anlaşıldığına göre Guénon, 1912 yılının sonlarına doğru Müslüman olmuş, bir müddet sonra da Abdülvâhid Yahya adını kullandığını ilan etmiş. İşte bundan sonrasındaki 10 sene boyunca kendisini bir fenomen hâline getirecek zihnî tekâmül süreci izlenecektir. Sadece İslâm değil, hatta ondan daha fazla Doğu inanç biçimlerini anlamaya odaklanan Guénon, doktora çalışması olarak ortaya koyduğu “Introduction Générale à L’étude des Doctrines Hindoues” (Hindu Doktrinlerinin İncelemesine Genel Bir Giriş) adlı çalışmasıyla, kendisinin ifadesiyle “hakiki Doğu” üzerine “Batılı bakışı”ndan uzak, tamamen içeriden bir tez sunar. Ancak tez jürisi, onun bütün yaklaşımlarını “bilimsel olmaktan uzak” diye niteler ve çalışmasını reddeder. Bu olay, onun için yeni bir zihnî sürecin başlangıcıdır. Batı dünyasının zihnî bakımdan bir çöküş yaşadığını ve daha kötüsü, içinde bulunduğu durumun kötülüğünün farkında olmak bir yana, haklı olduğunu düşündüğünü ileri sürer ve buna ilişkin görüşlerini hızla insanların dikkatine sunar. L’erreur Spirite (Ruhçu Yanılgı, 1923); Orient et Occident (Doğu ve Batı1924); Le Roi du Monde (Dünyanın Hükümdarı, 1927); La Crise du Monde Moderne (Modern Dünyanın Bunalımı, 1927); Autorité Spirituelle et Pouvoir Temporel (Ruhani Otorite ve Dünyevî Güç, 1929) bu dönem, tezlerini anlattığı eserleridir.

https://image.piri.net/resim/imagecrop/2022/02/15/04/26/resized_827c3-7e845185danteezoterc4b1zmc4b1_d.jpg

İKİNCİ VATANI MISIR

1930 yılında gittiği ve ömrünün sonuna kadar yaşadığı Kahire, Guénon’un ikinci vatanı olmuştur. 1945 yılında “şah eser”i kabul edilen Le Règne de la Quantité et les Signes des Temps’i (Mahmut Kanık tarafından Niceliğin Egemenliği ve Çağın Alametleri adıyla tercüme edilmiştir) ve peşinden de La Grande Triade’i (Büyük Üçlü, 1946) kaleme alır. 1951 yılının hemen başında “en-nefsü halâs! (ruh kurtuldu)” diyerek son nefesini verir.

Bize bu satırları yazdıran en önemli motivasyon, başta da belirttiğimiz gibi 2022 yılının hemen başında Kapı Yayınları’ndan gelen sürprizler oldu. Başta, bugüne kadar hiç tercüme edilmemiş olan Hindu Doktrinlerinin İncelemesine Genel Bir Giriş (ki bu eser kısa adıyla Hindu Doktrinleri olarak yayınlandı) olmak üzere, Büyük Üçlü, Doğu ve Batı, Dante Ezoterizmi ve Hıristiyan Ezoterizmi Fransızca asıllarından yapılan yeni tercümelerle çıktı. İlk kez yayınlananlar dışında bazılarının daha önce yapılmış tercümeleri mevcuttu. Ancak farklı yayınevlerinde, farklı çevirmenlerin yaptığı çevirilerin kavramsal ve dil bütünlüğü bakımından farklılıklar arz etmesi, okurun Guénon’un dünyasına hakkıyla nüfuz edebilmesinin önünde ciddi bir engeldi. Burada, tek bir editör marifetiyle yayınlanmış olması ve yayınevinin verdiği bilgilere göre bir senedir süren bir hazırlık sürecinin bulunması, okur açısından büyük talih. Mevcut tercümelerin bütününe baktığımızda, en önemli problemlerden Guénon’un kavram dünyasının önemli ölçüde çözüldüğünü görüyoruz. Öte yandan onun bazen birkaç yüz kelimeye kadar uzayan cümleleri, anlam bütünlüğüne halel getirilmeden ustaca çözümlenmiş. Bunda, çeyrek asırdan fazla İz Yayıncılık editörü olarak tanıdığımız ve orada Guénon’un dil ve kavram dünyasını tanıyarak çözümlemiş deneyimli editör Hamdi Akyol’un dokunuşları bariz etkili olmuş. Tradisyon/gelenek kavramı üzerine çalışmalarıyla tanınan Prof. Dr. Recep Alpyağıl’ın her bir kitap için ayrı ayrı yazdığı takdim yazıları da okuru metne hazırlayıcı niteliğiyle öne çıkıyor.

Bu satırlar kaleme alındığında yayınevi, şubat ayı içerisinde de La Crise du Monde Moderne adlı eserini “Modern Dünyanın Krizi” adıyla yayınlayacağını ilan etmişti. Bu da ayrıca isabetli bir isim tercihi olmuş. Çünkü Guénon’un bu çalışmasını Fransızca aslından okumuş olanlar bilirler ki o, “Crise” kelimesinin etimolojisi üzerinden derinlikli bir analiz yapmaktadır.

Kapı Yayınları, ocak ayında “René Guénon Külliyatı” başlığıyla başlattığı bu yayın faaliyetinde bundan sonra her ay en az bir tane tercüme yayınlayacağını duyurdu. Umarız başlangıçta gördüğümüz titizlik ve özen muhafaza edilir ve bütünüyle tek elden çıkmış, zihin dünyamıza yerli yerinde oturan bir külliyat, kitaplıklarımızın en nadide köşelerindeki yerini alır.