Gerçekten bambaşka bir festival

Film festivallerini takip etmek çok zor bir şey sayılmaz. Çünkü haftalık program vardır ve sistem dahilinde manzara nettir. Zorlanmazsınız. Ancak 9. Kısa’dan Hisse Kısa Film Festivali’ni takip ederken biraz zorlandım. Çünkü çok doluydu ve iddiası büyüktü. Olumlu bir gönderme olarak zorlandım ve bunu sizinle paylaşmak istedim. Samimi, genç ve heyecanlı bir festival… Ve gerçekten farklı…

Abdulhamit Güler
Arşiv

Türkiye’de film festivali yapmanın zorlukları her geçen sene artıyor. İzleyicinin sinema ile kurduğu ilişkinin değişmesinin yanında sürekli politik meselelerle gündeme gelen festivallerin varlık sebebi de hep sorgulanıyor. Bağımsız sinemanın yaşam alanı olan festivaller sadece sinemacılar için mi var? İzleyici denklemin neresinde? Hem izleyici hem de üretici için azami fayda nasıl sağlanabilir? Hele hele kısa film festival söz konusu olduğunda bu sorular güçsüzleşir mi? Hedefler küçülür mü? Yoksa aksine yapılacaklar listesi kabarır mı? Her biri önemli olan bu soruların cevabı için yıl boyunca bütün festivalleri inceliyoruz elbette. Ancak bu hafta yapılan Kısa’dan Hisse Kısa Film Festivali’ne ayrı bir parantez açmak şart oldu. Neden mi? Buyurun cevabına…

YAPIM DESTEK ÖDÜLLERİ ÇOĞALIYOR

Öncelikle, kısa filmin uzun metraja geçiş için sadece bir basamak olmadığını düşünen Kısa’dan Hisse Kısa Film Festivali (KHKFF) yönetimi, yapılan filmlerin yarıştırılmasıyla yetinmiyor, proje aşamasındaki kısa filmleri de destekliyor. Geçtiğimiz yıl başlayan “Yapım Destek Ödülleri” bu yıl 4 kategoriye çıkartıldı. İstanbul Sinema Evi’nin (İSE) verdiği 50.000 TL’lik nakit desteğin yanı sıra FSM Film Yapım’dan kamera desteği, ColorCore’dan renk desteği ve PostMekan’dan kurgu desteği ile yelpaze genişletilmiş. Kolektif bir iş olan ve gittikçe pahalı bir hal alan film yapımı için bu destekler çok önemli. Tabiri caiz ise kendi yağında kavrulan ve sınırlı desteklerle hayata geçirilen festivalin, aslında risk alarak bu konuya ağırlık vermesi takdire şayan…

KISA FİLMCİLER MUTLU AYRILIYOR

Kısa filmcilere kıymet verilmesi çok mühim. Hatırlarsınız daha geçtiğimiz ay yapılan festivallerde kısa filmcilerin görmezden gelinmesi ya da ihmal edilmesi tepkiyle karşılanmıştı. Oysa kısa filmciler sinemanın geleceği demektir.

KHKFF de bunun farkında olarak finalist olan ve gösterim hakkı kazanan bütün filmlere telif ödemesi yapıyor.

Ayrıca yönetmenleri izleyici ile buluşturuyor. Her filmin en az 2 kez izlenmesini sağlıyor.

Yine kısa filmcilere rehber olma noktasında da KHKFF ciddi bir motivasyona sahip. Film gösterimleri ve söyleşiler dışında atölye, ustalık sınıfları ve panellerle uygulamalı olarak kısa filmcilere yol gösterecek etkinlikler yapıyor. Hepsinden ayrıntısıyla bahsedemeyeceğiz ama isimleri analım en azından (çünkü çok fazla etkinlik var festivalde).

UYGULAMALI ATÖLYELER, RENKLİ İSİMLER VE FAZLASI…

Çağdaş Onur Öztürk ile oyunculuk atölyesinde, sinemada oyuncu olmak ve uygulamalı olarak püf noktaları ele alındı.

Navras Akademi ile “Unreal Engine ile Eş Zamanlı CGI Sahne Oluşturma” atölyesinde ise geleceğin teknolojisi uygulamalı olarak gösterildi.

“Hangi Filme Hangi Kamera” başlıklı atölyede ise FSM Film Yapım tarafından görüntü yönetmeni Süleyman Kurt’un eğitmenliğinde önemli bir atölye yapıldı. Zira kısa filmciler için projesine seçebileceği kameraya karar vermek ve ulaşma yolları çok önemli.

Mehmet Sindel ile film okuma atölyesinde de Matrix filminin 25 yıllık serüveni ve 1999’dan günümüze filmin söyledikleri irdelendi.

Gökhan Kırdar ile yapılan film müziği atölyesi 90’lardan günümüze, Kurtlar Vadisi’nden sinemaya uzanan koyu bir muhabbete sahne oldu.

Mehmet Güreli’nin “Disiplinlerarası

Sinema” başlıklı ustalık sınıfı da bambaşka bir açıdan bakabileceğimiz sohbete sahne oldu.

“Erişilebilir Gösterim”den bahsetmeden olmaz. Zira her yıl görme ve işitme engelliler için hazırlanan filmler gösteriliyor. Ayrıntılı altyazı, işaret dili ve sesli betimlemeli hazırlanan filmler engellilerle buluşturuluyor.

Saymakla bitmiyor ama devam edelim…

FİLİSTİN İÇİN ANİMASYON FİLM, GÖSTERİM VE PANEL

Filistin atlanmadı… KHKFF tarafından Lunapark Film uygulaması ile bir Filistin animasyonu hazırlandı. Kısa animasyon filmde Filistin mücadelesinin yeni başlamadığı, soykırımın bitiş değil direniş anlamına geldiği vurgulandı.

Ayrıca Filistin filmlerinden oluşan bir seçki izletilerek yönetmenler izleyici ile buluşturuldu. Devamında da “Filistin Sinemasına Başka Bi Bakış” başlığı ile panel düzenlendi.

Bu yıl Ahmet Uluçay’a adanan festivalde, Kısa’dan Hisse Kısa Film Atölyesi öğrencilerinin hazırladığı belgesel izletildi. Bir de panel düzenlendi.

Müzisyen Gökhan Kırdar, "Kısa'dan Hisse Kısa Film Festivali"ne konuk oldu.

GENÇLERİN KALEMİNDEN KİTAP BASMAK MI?

Kısa’dan Hisse Kısa Film Festivali’ni farklı kılan unsurlardan biri de klişelere ve yargılara meydan okunması. Mesela matbunun bittiğinin düşünüldüğü bir dönemde kitap basılıyor. Ve sinema tecrübelerinden oluşan yazıların yer aldığı kitaba sadece gençler yazı veriyor. 3 yılır devam eden kitap çalışmasının yeni konusu senaryo ve kitabın adı da “Senaryon mu

var, Derdin var”… Gençlerin kaleminden matbuya devam etmek ciddi bir ironi…

Samimiyeti ve muhabbeti her daim vurgulayan festival, bunun sözde kalmaması için tasarımından söylemine, etkinliğinden rengine kadar her başlıkta içten bir tutum sergiliyor. “Tek Plan Masa” etkinliği de buradan doğmuş. Sektörün ustaları ile gençler bir masa etrafında toplanıp doğrudan sohbet ediyor. 15 dakikada bir zil çalıyor ve masadaki usta değişiyor. Böyle böyle 5 masada ustalar gençlerle sohbet ediyor.

Bu yıl 9.’su düzenlenen festivalin tasarımı Ahmet Uluçay ve Filistin’e atıfla hazırlanmış. Afişte, elinde balon tutan kız çocuğu göğe doğru yol alıyor. Gazze’de şehit edilen çocuklar için gönderme bu. Ayrıca Ahmet Uluçay’ın “Çocukların ve çiçeklerin olmadığı bir dünya düşünemiyorum. Öyle bir sinema da…” sözünün yansıması…

GENÇLERİN OLDUĞU HER YER SAMİMİ VE HEYECANLI

Festivalin her başlığı, her yanı, unsuru dile gelmeli… Ama özellikle de genç ekibi… 50’ye yakın çalışanı ve gönüllüsü olan KHKFF’de çok ciddi bir enerji ve heyecan vardı. Başından sonuna takip ettiğim festivaldeki genç enerjinin bambaşka bir hava oluşturduğunu söylemek lazım.

İçinde yer aldığım için bahsetmek ve çok övmek istemiyorum ama bu festival gerçekten çok başka. Bunun sebebi elbette yöneticilerin ve kurumsal zihnin planlaması… Festival Başkanı Aşkın Özcan başta olmak üzere danışma kurulu ve Genç Öncüler Derneği idarecilerinin açık zihinli bakışı ve gelenekle yeniliği bir arada var etme niyeti bu manzarayı doğuruyor.

Festivallerin çeşitli sebeplerle sona erdiği, politik meselelerden sinemanın bulandığı, sürdürülebilirliğin mumla aranır olduğu bir dönemde dolu dolu, samimi ve kararlı şekilde festival yapmak çok mühim. Takdir etmek başlıca vazifemiz olmalı. Daha nicelerinin yapılmasını ve benzerlerinin çoğalmasını temenni ederiz…