"Birlik zamanı. Türkiye çok zorlu bir dönemden geçiyor. Etrafı ateş çemberine dönmüş durumda. Bu ateşi Türkiye'ye sıçratma gayretleri devam ediyor. Yıllardır PKK terörü ve onun yarattığı siyasallaşma ile Türk-Kürt; yine siyasal ve sosyal karşıtlığa oturtulan kutuplaştırıcı siyaset tarzı ve dili ile laik-anti laik, ve Alevi-Sunni gibi fay hatlarının zorlandığı bir süreç yaşıyor. Tırmanan PKK terörüne şimdi IŞİD terörü de eklendi.
PKK ve son günlerde IŞİD canlı bombalarla kitlesel ölümlere yol açarak Türkiye'yi Irak'a, Suriye'ye çevirmeye çalışıyor. Ankara katliamı gibi terör eylemleriyle Türkiye'yi iç savaşa sürüklemeye gayret ediyor. Büyük fotoğrafa baktığımızda Irak'tan sonra Suriye'nin parçalandığını, Irak savaşlarında gördüğümüz gibi ABD'nin PKK ve diğer Kürt gruplara askeri ve siyasi destek olduğunu, buna Suriye'de Rusya'nın da eklendiğini, Kuzey Irak ve Kuzey Suriye'den sonra Türkiye'nin Güneydoğu'sunda PKK'nın tezine uygun biçimde, dört ülkeden 'üçüncü parça' olarak fiilen egemenlik kurulmaya çalışıldığını gözlüyoruz. Türkiye iç savaşa sürüklenme, parçalama gayretleriyle ilk kez karşılaşmıyor. Bundan önceki girişimleri Türkiye, toplumsal olgunluğu, birlikte yaşama iradesiyle aştı. Ayrıştırma, çatıştırma gayretlerine geçit vermedi, günlük yaşamına sokmadı. Atatürk'ün 'en büyük eserim' diyerek emanet ettiği, büyük badireler atlatmış Türkiye Cumhuriyeti, demokratik, laik, sosyal hukuk devleti ilkelerinden kopmadan, birlik, bütünlük ve barış içinde en ileri ülkeler düzeyine ulaşma hedefinden vazgeçmemelidir. Bugün eski dönemlere göre daha ağır, daha karmaşık bir dönemden geçiyoruz.
Bu riskleri aşabilmenin, tehlikeyi bertaraf edebilmenin yolu her zamankinden daha fazla toplumsal ve siyasal birliğimizi korumaktan geçiyor. Başta siyasiler olmak üzere her ferdin bu sorumlulukla hareket etmesi gerekiyor. Zaman ayrıştırma, çatıştırma, bölme gayretlerine katılıp sürüklenmek değil, aksine, birlik olmak, sorunları birlikte aşma zamanıdır."