Çocukken, haberlerde Filistin'e yönelik yapılan zulmü izlemenin kendisine oldukça acı verdiğini aktaran Sallam, İkinci İntifada'dan sonra bu zulmü ifade etmek adına ilk olarak bir kısa film yaptığını aktararak, "İlk kısa filmi çekip, seyircilerden reaksiyon aldıktan sonra, sinema benim için bir tutku haline geldi ve bu zulmü insanlara daha fazla anlatmak istedim." dedi.
Darin Sallam, asıl Nekbe'nin İsrail'in Filistin'i 1948'te işgal etmesiyle başladığına dikkati çekerek, şu bilgileri verdi:
"İlk uzun metrajlı filmim Farha'yı yaparken, reaksiyonları, filmi yapmamam için beni durdurma çabalarını gördükten sonra, aslında ne kadar doğru bir şey yaptığımı gördüm. Filistinlilerin direnişi, 7 Ekim'de başlamadı. 1948'den bu yana yaşanan bu zulmü anlatmalıydım. Devam etmemem için engellemelere de maruz kaldım. Bu da benim direnişimdi."
FİLİSTİNLİ KADINLARIN DİRENİŞİNİ TEMSİL EDİYOR
Filmdeki "Farha" karakterinin aslında tüm Filistinli kadınları yansıttığına işaret eden Sallam, "Farha, yapılan bütün haksızlıklara rağmen, Filistinli kadınların halen devam eden güçlü direnişini temsil ediyor. Farha da oldukça inatçı, erkekler arasındaki dünyadan çıkmaya, keşfetmeye çalışan farklı bir karakter." diye konuştu.
Darin Sallam, seyircilerin çok zeki olduğunu dile getirerek, şöyle devam etti:
"Bir filmde, duygular çok manipüle edilmeden, insanların kalplerine dokunacak şekilde aktarılmalı. Farha'da ben de bunu yapmaya çalıştım. Sadece Farha'nın kendisi değil, filmin tüm yapım süreçleri de kalplerimize işleyen bir deneyim süreci oldu. Çünkü filmde çalışan herkesin Filistin'e veya sığınma kamplarına dair bir anısı, yaşanmışlığı vardı. Dolayısıyla orada bir çay bardağını dahi çekerken hüzünlendiğimiz anlar oldu. Bu hislerin de filme yansıdığını düşünüyorum."
İSRAİL FİLMİ NETFLİX’TEN KALDIRMAK İSTEDİ
Film Netflix'te yayınlandıktan sonra İsrail'in birçok yolla kendisini tehdit ettiğini aktaran Sallam, "Film çekilmeden, henüz projeyken İsrail tehditlere başlamıştı. Farha, Oscar Ödülleri'ne Ürdün adına katıldı. Bunu duyan İsrail, baskılarını daha da arttırdı, ciddi bir şekilde saldırmaya başladı. İsrail'e karşı, benim yanımda duran büyük bir grup oluştu. Beni kucakladılar. Bir takım haline geldik. Halen Filistin'de zulüm o kadar canlı ki. Direniş devam ediyor. Halen ölümler olurken yaşananları, zulmü kurgusal bir anlatıyla film yapmak çok zor. Şu an yapılabilecek en doğru şey, yaşananları belgelemek, bunları göstermek ve belgesel çekmek." ifadelerini kullandı.
Kültür ve Turizm Bakanlığının himayesinde, Afyonkarahisar Valiliği ev sahipliğinde gerçekleşen festival kapsamında bugün, oyuncu İpek Tuzcuoğlu Afyonkarahisar Sağlık Bilimleri Üniversitesi'nde, yapımcı ve yönetmen Şahin Alparslan ise Afyon Kocatepe Üniversitesinde gençlerle bir araya geldi.
Filistinli yönetmen Nawras Abu Saleh, Akrones Termal Otel Kocatepe Kongre Merkezi'nde, "Kutsal İşgal" belgeselinin gösteriminin ardından gerçekleşen söyleşiye katıldı.