İskoçya’nın Jedburgh kasabasında 18. yüzyılın sonuna doğru inşa edilen, Lothian Markizi’nin sahibi olduğu Monteviot Malikanesi’nin çatı katında 17. yüzyılda yapıldığı düşünülen yağlıboya tablolar bulundu. Aralarında dört Osmanlı padişahının da yer aldığı 6 farklı liderin resmedildiği portreler Sotheby’s Müzayede Evi tarafından bugün açık artırmayla satışa çıkarılacak. Çatı katında bulunan tablolarda, Kanuni Sultan Süleyman, 1. Bayezid, 1. Mehmet, 2. Murat, 2. Bayezid ve Timur İmparatorluğu’nun kurucusu Timur’un resimleri yer alıyor.
Tabloların, İskoçya’ya gelmeden önce Edinburgh’taki Newbattle Abbey Manastırı’nda 17. yüzyıla kadar sergilendiği ileri sürüldü. Newbattle Türkleri olarak satışa çıkarılan koleksiyonun, ailenin erken nesil üyesi üçüncü Lothian Kontu William Carr tarafından 17. yüzyılda satın alındığı belirtildi.
Portrelerin, İtalyan Rönesans tarihçisi ve biyografi yazarı Paolo Giovio tarafından bir araya getirilen koleksiyona ait tablolara dayanarak yapıldığı tahmin ediliyor. Sotheby’s Müzayede Evi, tabloları 50-70 bin sterlin (yaklaşık 1 milyon lira) arasında bir değerden satışa çıkaracak. Yine aynı müzayede evi geçen yıl Kanuni’ye ait başka bir portreyi 350 bin sterline satmıştı.
Ülkemizden gitme ihtimali var
Antikacı Muzaffer Gültekin, İskoçya’da satışa çıkarılan eserlere ilişkin değerlendirmede bulundu. Koleksiyonun İskoçya’da bir malikanenin çatı katında bulunmasının birçok nedeni olabileceğine dikkat çeken Gültekin, o sebepleri şöyle sıraladı: “Birincisi o şato, oryantalist bir koleksiyonere ait olabilir. Avrupa’da 17. yy’a kadar Osmanlı padişahları başta olmak üzere birçok önemli isim merak edilmiş ve resimleri bir şekilde yaptırılmış. Eserler, işgal döneminde ülkemizden götürülmüş olabilir. Savaş dönemi saraylarımız, yağmaya maruz kaldı. Eserlerin kaynağı açıklanırsa, buradan gidip gitmediği anlaşılabilir.”
Gültekin, eski dönemlerde her Avrupalı elitin evinde muhakkak bir Osmanlı köşesi olduğunu ve buna sahip olmayanın elit sayılmadığını aktararak, eserlerin bu şekilde elde edilmiş olabileceğinin altını da çizdi. “Eskiden Avrupa’da bir Osmanlı köşesi olmayana elit tabaka demezlermiş. Mutlaka evlerinin bir köşesinde Osmanlı köşesi olurmuş ki elit zümreden sayılsın. Bunları yaptırıp zevkle duvarlarına asarlarmış. Kültürümüz bu kadar saygındı. Ya da meraklıdır, koleksiyonerdir, bir şekilde eserler el değiştirmiştir ve çatı katına koyulmuştur.”
Tablolar sahte olabilir
Eserlerin bir çatı katında keşfedilmesine, filmlerden aşina olduğumuzu söyleyen Gültekin, sahte olma ihtimaline de dikkat çekti. Gültekin, “Bu yağlıboyalar, oraya rol icabı koyulmuş olabilir. Yeni yaptırılmış, oradan çıkmış gibi gösterilmiş de olabilir. Bu eserler kimin ve kimleri ilgilendiriyor? Osmanlı’nın, Türkleri ilgilendiriyor. Büyük bir meblağla satışa koyduklarını ve bizimkilerin alıcı olduğunu düşünün. Bunların her birisi ihtimal ama mümkün” dedi.
Antikanın fiyatının olmadığını söyleyen Gültekin, antika diye sahte eserlerin de milyon dolarlara satıldığını ifade ederek, “50 yıldır bu işi yapıyorum, yeni birçok tablo, antika diye satılıyor. Hele hele önemli İslami eserlerden tutun, daha farklı eserler büyük rakamlara satışa çıkarılıyor. Antikanın bir fiyatı yoktur, ucu açıktır” dedi.