Atlantic Records’un kurucusu Ahmet Ertegün’ün geçtiğimiz yıl 97 yaşında hayatını kaybeden eşi Mica Ertegün’ün sanat ve tasarım koleksiyonu New York’taki Christie’s Müzayede Evi’nde çığır açıcı bir müzayede serisiyle satışa sunuluyor.Tasarımcı, hayırsever, koleksiyoner Mica Ertegün’ün eşi ile topladığı koleksiyonda çağdaş sanattan klasik sanat yapıtlarına kadar uzanan geniş bir yelpazedeki eserler için özel satış 19 ve 20 Kasım’da New York’ta gerçekleştirilecek. Mücevher, tasarım ve dekoratif sanatlara özgü özel parçalar ise 13-18 Aralık tarihleri arasında yapılacak iki online müzayedede sanatseverlerle buluşacak. Mica Ertegün’ün Paris, Manhattan, Southampton ve New York’taki ikametgâhlarından seçilerek sanat eserlerinin satışından elde edilen gelirin hayırsever girişimler için kullanılacağı açıklandı.
Tasarım firması MAC II’yi kurdu
Mica (Ioana Maria Banu) Ertegün, 1926 yılında tanınmış bir ailesinin çocuğu olarak Romanya’nın Bükreş kentinde doğdu. Kralın doktoru olan babası George Banu, Rus işgali sonrası yeni hükümet gelince hapse düştü. Mica, henüz 16 yaşındayken, 31 yaşında bir aristokrat olan Stefan Grecianu ile evlendi. 1948’de Komünist iktidar onu memleketinden İsviçre’ye gitmeye zorladı; daha sonra Paris’e, ardından Kanada’ya taşındı ve kocasıyla birlikte Ontario Gölü kıyısındaki tavuk çiftliklerine yerleşip çalıştılar. 1958 yılında Mica, hasta babasını ölmeden önce hapisten kurtarmasına yardımcı olabileceği umuduyla bir Türk diplomatla görüşmek üzere New York’a geldi. New York’ta katıldığı bir akşam yemeğinde Türkiye’nin Washington Büyükelçisi Münir Ertegün’ün oğlu Ahmet Ertegün ile tanıştı. Eşinden ayrılan Mica, 1960 yılında Atlantic Records’un kurucusu ve başkanı dünya müzik piyasasının önemli isimlerinden Ahmet Ertegün ile evlenerek New York’a yerleşti. Ahmet Ertegün ile 45 yıllık evlilikleri boyunca ünlü isimlerle her zaman iç içe olmalarına rağmen son derece sade bir yaşam tarzı benimseyen Mica Ertegün stiliyle, duruşuyla, sanat-mimari tasarım ve eğitim dünyasına değerli katkılarıyla kamuoyunda adından söz ettirdi. 2012’de Oxford Üniversitesi’ndeki Beşerî Bilimler bursları için yaptığı 41 milyon dolarlık bağış, Oxford’un 900 yıllık tarihinde gerçekleşen en büyük bağıştı.
1967’de Mica Ertegün, arkadaşı Vogue yazarı Chessy Rayner ile iç tasarım firması MAC II’yi kurdu. Müşterileri arasında Keith Richards’dan Henry Kissinger’a birçok tanınmış isim vardı. Architectural Digest’in AD100 Onur Listesi’nde yer alan Mica Ertegün, iç mekân tasarımının duayeni olarak biliniyordu. Christie’s’in 20. ve 21. yüzyıl sanatından sorumlu başkan yardımcısı Max Carter, “Mica Ertegün tarzın simgesiydi. Başyapıtlardan işlevsel nesnelere kadar evlerindeki her şey zarif ve kişiseldi” diyor.“Eğer zevkiniz varsa her zaman bir şeyleri bir araya getirebilirsiniz,” diyen Mica Ertegün’ün koleksiyonundaki en dikkat çeken parça, açılış fiyatı 95 milyon dolar olarak belirlenen Belçikalı ressam René Magritte’nin ünlü L’empire des lumières (Işık İmparatorluğu) serisinden bir yağlı boya tablo. Magritte’in estetik felsefesini en iyi şekilde yansıtan 1954 tarihli “L’empire des lumières” adlı tablosu, karanlık bir sokak manzarasının üzerinde güneşli bir gökyüzünü resmederek ışığı araştırdığı 27 resimden biriydi. 2022 yılında seriden bir diğer eser, Londra’daki Sotheby’s’de 79.7 milyon dolara satılmıştı. Christie’s Müzayede Evi, Mica Ertegün’ün koleksiyonundaki tablo için 95 milyon dolar başlangıç fiyatı belirledi. Müzayede serisinde René Magritte’nin yanı sıra Joan Miró, Morris Louis, David Hockney ve Ed Ruscha gibi tanınmış isimlerin eserleri ile Andy Warhol’un çektiği Mica Ertegün’ün göz alıcı fotoğrafı da yer alıyor.