Dünya iklim krizini konuşuyor:  Bazı gıdaları unutabiliriz

BM’nin iklim raporu herkesi endişelendirdi. Rapora Türkiye’den katkı sunan Prof. Murat Türkeş, tüm ülkelerin iklim değişikliğinden etkileneceğine dikkat çekti. Türkeş, Akdeniz havzasında bulunan Türkiye için ise şu öngörüde bulundu: Ülkemiz tropikalleşen iklim şartlarına evriliyor. Sıcak havalar, tarımsal alanda yaşanan kuraklık gelecekte üretimi azaltacak. Gıda fiyatlarında ciddi artış olacak. Bazı gıdaları paramız olsa bile alıp tüketemeyecek hale gelebiliriz.

Aybike Eroğlu
BM tarafından yayınlanan İklim Raporu’nda Türkiye’yi temsil eden Prof. Dr. Murat Türkeş, iklim değişikliğinin ülkemizde yol açacağı sorunları anlattı.

Birleşmiş Milletler (BM) Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli’nin (IPCC) raporu gündeme bomba gibi düştü. Dünya’nın adeta kırmızı alarm verdiği vurgulanan rapora Türkiye’den katkı sunan Boğaziçi Üniversitesi İklim Değişikliği ve Politikaları Uygulama ve Araştırma Merkezi Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Murat Türkeş, iklim değişikliğinin ülkemize doğrudan etkilerini Yeni Şafak’a anlattı. Türkiye’nin Akdeniz havzasında yer aldığını kaydeden Türkeş, dedi.

https://image.piri.net/resim/imagecrop/2021/08/12/05/34/resized_594e4-04bab3cbmuratturkes.jpg

PARİS ANTLAŞMASI UYGULANSIN

Hükümetlerin tüm sektörleri baz alarak konuyu ele alması gerektiğini söyleyen Türkeş, “Sera gazı salınımını azaltarak iklim değişikliğiyle mücadele, sadece hükümetlerin, kamu kurum ve kuruluşların tek başına yapabileceği bir şey değil. İş dünyası bir yandan küreselleşmeden söz ediyor, pazar ekonomisi kuralları, liberal ekonomi olsun diyor ama hiç sorumluluk almıyor. Türkiye başta olmak üzere sanayinin, enerji sektörünün üst başlık olarak iş dünyasının, hükümetin iklim değişikliği mücadelesine doğrudan kendi sektörlerinde yükümlülük alarak destek vermesi gerekiyor” diye konuştu.

KURAKLIĞA UYUMLU TARIM ŞART

Yenilenebilir enerjiye dönelim

Sulu tarım yerine kuru tarım önerisinde bulunan Prof. Türkeş, “Herkesin sulu tarım yapma şansı yok. Yağış olmayınca üretici doğanın suyunu kullanıyor. Konya Havzası’ndaki yeraltı sularının tüketilmesi ve Tuz Gölü’ndeki flamingoların ölümü sulu tarımın olumsuz sonuçları. Bizden başka canlıların yaşadığını bilerek, biyolojik çeşitliliği, habitatları, ekosistemi düşünerek önlemler almalıyız. Kendimiz için bunu nasıl yapıyorsak onlar için de yapmak durumundayız. İnsanlar yaşam tarzını ve tüketim alışkanlıklarını değiştirerek iklim değişikliğine katkı sunabilir. Koşullarımız uygunsa, eskiyen beyaz eşyalar enerji tasarrufu yapanlarla değiştirilmeli. Gücümüz yetiyorsa, küçücük birkaç güneş paneliyle, rüzgar türbüniyle enerji elde edip yenilenebilir enerji kaynaklarını hayatımıza sokabiliriz” dedi.