Ülkemizde de, pek çok Müslüman ülkede de bilinçli olarak dolaşıma sokulmuş bir ifade var: Filistin Sorunu! Bırakın ülkelerin seküler aydınlarını, mütedeyyin diyebileceğimiz birçok yazar da “Filistin Sorunu” başlığı altında konuşmaktan rahatsızlık duymazlar.
TAHDİTLER VE BÜYÜK SESSLİK
Bu hususa dikkatimizi ilk çekenlerden biri Roger Garaudy’dir. 1983 yılında kitabının başlığını bilhassa “İsrail Sorunu” olarak tespit ederek kamuoyu önünde konuşmalar yapan Garaudy, maalesef bu kitabını yayınladıktan sonra Fransa’da tecrit edilmiş, ölüm tehditleri almış, kitabını yayınlayan yayınevi iflas ettirilmiş ve kendisi büyük bir sessizliğe mahkum bırakılmıştır.
Roger Garaudy, “İsrail Sorunu / Siyasi Siyonizm” kitabının girişinde, “Biz tabulaştırılmış bir konuya el atıyoruz, yani Siyonizm ve İsrail devleti konusuna.” diyerek söze başlıyor ve şöyle devam ediyor: “Fransa’da siz Hıristiyanlık dogmalarını veya marksizmi tenkit edebilirsiniz, ateizmi veya milliyetçiliği yerden yere vurabilirsiniz. Fakat siyonizmin ne olup olmadığını inceleyecek olursanız başka bir dünyaya geçersiniz, yani edebiyat sahasından adliye alanına geçersiniz.”
İşte Garaudy’nin kamuoyundan yalıtılmasına yol açan bu kitabını 1983 yılından sonra tekrar yayınlamaya kimse cesaret edemedi. Garaudy ile vefatına kadar çok yakından görüşen Cemal Aydın, diğer birçok kitabını Türkçeye kazandırdığı gibi bu kitabı da bir sorumluluk duygusuyla Türk okurunun istifadesine sunmakla çok iyi bir iş yapmış.
“YERUŞALİM’İ ZORBALIKLA BİNA EDİYORSUNUZ”
14 Mayıs 1948 İsrail devletinin kuruluş bildirisinde, bu devletin “Yahudi halkının tabii ve tarihi hakkı gereği” Filistinde kurulmuş olduğu belirtiliyordu. Bu ifade, daha önce 1919’daki Cenevre Barış Konferansında, Dünya Siyonist Örgütü’nün muhtırasında da dile getirilmişti. İşte Garaudy, “Yahudi halkının tabii ve tarihi hakkı gereği” ifadesini enine boyuna irdeliyor bu kitapta. Kâh Yahudi tarihine girip M.Ö. 5000 yıllarına gidiyor, kâh Tevrat’taki ifadeleri inceliyor. Kutsal Kitabın yerine nasıl şovenist hahamların ifadelerinin siyasi Siyonizm olarak yerleştiğini gözler önüne seriyor.
Garaudy, bugün dile getirildiğinde hemen antisemit olarak damgalanıp linç edilmeye sebep olacak ifadelerin Yahudilerin kendi kutsal kitaplarında, kendi peygamberlerinin dilinden nasıl ifade edildiğini de Eski Ahit’teki şu pasajla vurguluyor: “Adaletten nefret eden, doğruları çarpıtan ey Yakupoğulları’nın önderleri ve İsrail halkının yöneticileri, iyi dinleyin: Siyon’u kan dökerek, Yeruşalim’i zorbalıkla bina ediyorsunuz.” (Mika, 3/9, 10.)
“Tarihi Haklar Masalı” bölümünde Yahudilerin nasıl Theodor Herzl ile başlayan Siyasi Siyonizme teslim olduğunu uzun uzun delillendiren Roger Garaudy, Siyonizmin “vaat edilmiş topraklar” masalıyla, nasıl, ütopik bir coğrafya için kan döken terörist bir devlet yarattığını gözler önüne seriyor.