Diyanet İşleri Başkanlığı Din İşleri Yüksek Kurulu Sözcüsü Prof. Dr. Ahmet Yaman, dün bazı gazetelerde taşıyıcı annelikle ilgili Diyanet İşleri Başkanlığının fetvasına eleştiri getirildiğini söyledi.
Ahmet Yaman, Din İşleri Yüksek Kurulu'nun, taşıyıcı annelik uygulamasını; dinin mahremiyet, evlilik, neslin ve şahsiyetin korunması, insanın saygınlığı ile ilgili bir takım ilkeleri ihlal etmesi sebebi ile caiz görmediğini bildirdi.
Taşıyıcı annelik uygulamasında iki ayrı kadının mahremiyeti ve avretinin ihlali olduğunu belirten Yaman, taşıyıcı anneliğin dinen caiz olmamasının bir başka nedeninin ise kişilerin ruh ve beden sağlığının korunması ilkesi olduğuna dikkati çekti. Yaman, şunları kaydetti:
"Böyle bir uygulamada hem iki kadın hem de doğan çocuğun birçok açıdan ruhi travmaya maruz kalacağı, dolayısıyla ruh ve beden sağlıklarının bozulacağı, sadece bir ihtimal değil aynı zamanda yaşanan örnekler dolayısıyla somut olarak da izlenen bir sonuçtur. Annelik duygusuyla çocuk üzerinde sahiplik ve öncelik iddiasında bulunmak, olayın failleri olan iki kadını; iki anne arasında kalarak kime anne diyeceğini bilememek ve dolayısıyla psikolojik bölünmüşlük yaşayıp vicdani sorumluluk baskısı altında kalmak, çocuğu derinden yaralayacaktır."
İnsanın saygın bir varlık olduğunu vurgulayan Yaman, şöyle devam etti:
"İnsan saygın bir varlıktır. Sadece dünyevi hazlar veya kişisel tatmin gerekçesiyle bu saygınlığı zedelenemez. Aynı gerekçelerle tıbbi uygulamaların malzemesi ve konusu yapılamaz. Taşıyıcı annelik konusu doğrudan zina fiili sayılacağı anlamında değerlendirilmemelidir. Burada kastedilen şey, taşıyıcı annelik uygulamasının, nikahsız birliktelik yoluyla çocuk sahibi olmaya benzemesidir. Çünkü burada döllenmiş yumurta, yabancı bir kadına nakledilmekte ve doğumu bu yabancı kadın gerçekleştirmektedir. Nesep güvenliğini son derece önemseyen İslam dininin nikahsız beraberlikleri ve bu beraberlikten çocuk sahibi olmayı asla benimsemediği ise bilinen bir husustur."