Diyanet İşleri Başkanlığı'ndan yapılan açıklama şöyle:
"Bilindiği üzere, tüm dünyayı etkileyen Kovid-19 salgını karşısında, dinimizin insan sağlığını ve can güvenliğini korumaya yönelik emirleri gereği, Din İşleri Yüksek Kurulu kararıyla 16 Mart tarihinden itibaren cuma namazlarına ve camilerde cemaatle namaza ara verildiği açıklanmıştır.Yaşadığımız mahzun cumanın ardından 27 Mart Cuma günü ise, İslam medeniyetinin en önemli coğrafyalarından olan cennet vatanımızda, İslam toplumunun şiarlarından biri olan cuma namazının temsilen de olsa devam etmesi gayesiyle, gerekli sağlık tedbirleri alınarak, Türkiye'de tek bir camide de olsa kılınmasının uygun olacağı düşünülmüş ve Ankara il ve ilçe müftülerimizin katılımıyla Ankara Millet" "Camiinde, bugün ise Ankara Ahmet Hamdi Akseki Camii'nde kılınmıştır.
Haddizatında afet, salgın ve benzeri durumlarda, mahiyeti ve fonksiyonu itibariyle toplumsal yönü güçlü bir ibadet olan cuma namazına ara verilmesi veya belirli yerlerde kılınabilmesi noktasında geçmişten günümüze İslam âlimlerinin görüş ve uygulamaları mevcuttur. İçinde bulunduğumuz süreçte, İslam coğrafyasının farklı bölgelerinde de benzer uygulamalar hayata geçirilmektedir
Cuma namazının tek bir camide devamı vesileyle, Başkanlığımızın en önemli irşat hizmetlerinden olan ve halkımıza bilgi, bilinç, inanç ve umut aşılayan Cuma hutbelerimizin de devamı sağlanmıştır. Bu zor süreçte hutbelerimiz, musibetler karşısında mümince bir duruşu tavsiye etmekte, tedbir, tevekkül, dua ve yardımlaşma ile milletimize sabır ve kararlılığı öğütlemektedir. Cuma hutbelerinin Diyanet TV ve sosyal medya hesapları üzerinden canlı olarak yayınlanmasına devam edilmesi, milletimizin hissiyatını paylaşmaya ve maneviyatını güçlendirmeye yöneliktir.
Bu bağlamda belirtilmelidir ki, az sayıda müftümüzün katılımıyla geçen hafta kılınan cuma namazı hakkında birtakım medya mecralarında yapılan olumsuz nitelemeler son derece üzücüdür. Hâlbuki toplumumuzda cuma kültürünün yaşatılmasına ve cuma şuurunun korunmasına yönelik olan bu kararın seçkinci bir bakışla en ufak bir alâkası bulunmamaktadır. Özellikle zor zamanlarda ve kırılgan dönemlerde, inancımız ve ibadetlerimiz gibi milletimizin hassas olduğu konularda doğru bilgi ve duyarlılıkla hareket edilmesi; birlik ve beraberlik duygularını zedeleyerek maddi ve manevi varlığımızı zayıflatacak söz, tutum ve davranışlardan kaçınılması vazgeçilmez bir sorumluluktur.
Kamuoyunun bilgisine arz olunur."