7’den 77’ye herkesi etkisi alan sosyal medya, sadece dünyada değil ülkemiz için de tehlikeli bir boyut almaya başladı. Kullanım yaşı gittikçe düşen ve çocuklar kadar ebeveynleri de kendisine bağımlı kılan bu mecra, sadece aile yapımızı bozmakla kalmadı, aynı zamanda bireylerin psikolojik durumlarını da ciddi anlamda tehdit etmeye başladı. İletişim tasarımcısı Dr. Murat Dağıtmaç ve Nöropsikolog Şehadet Ekmen ise bu konuya “Dijital Psikolojik Devrim” adlı kitapta ele alarak daha önce üzerinde durulmamış pek çok soruya yanıt verdi. Motto Yayınları arasından okurla buluşan kitapta, yapay zekâ teknolojisinin geleceği, teknolojinin kısa tarihi ve endüstri devrimlerinin sosyal - psikolojik etkileriyle dijital yerlilik ve dijital göçmenlik gibi pek çok konu üzerinde duruluyor.
SONU OLMAYAN BİR DEVRİM
Dünyada dijital bir psikolojik bir devrim mi gerçekleşti?
MURAT DAĞITMAÇ : Aslında bunun bir süreç olduğunu söylemek daha doğru olur. Bu süreç, endüstri devrimiyle başladı. Dijital dönüşümle beraber işin içine yapay zekâ da girince süreç daha da hızlandı. Önceden 50 senede bir endüstri devrimi gerçekleşirken şimdi 20 senede bir bu süreci yaşamaktayız. Bu durum ilerleyen dönemde daha çok hızlanacak. Hatta öyle ki bu devrime ‘başladı ve bitti’ diyemiyoruz. Bu yeni süreç psikolojimizi, kültürümüzü, dinimizi ve hatta DNA’mızı bile şekillendiren bir yapıya doğru gidiyor.
YAPAY ZEKÂNIN KENDİ DİLİ VAR
Bu eserde psikoloji ve dijitali yan yana getirdiniz. Bunu tercih etmenizin nedeni nedir?
MURAT DAĞITMAÇ: Yapay zekâ insanlarla o kadar iç içe geçmeye başladı ki burada artık “Yapay zekânın bir aklı olacak mı olmayacak mı?” sorusu sorulmaya başlandı. Haliyle bu durumu göz ardı etmemiz mümkün olamazdı. Bu konuda karşımıza iki görüş çıktı. Birincisi, ‘yapay zekanın psikolojisi olmaz’, ikincisi ise ‘yapay zekanın psikolojisi olabilir’ şeklindeydi. Eserde bu soruya da yanıt aradık.
Sizin yaptığınız bu çalışma için alanında ilk diyebilir miyiz?
MURAT DAĞITMAÇ: Elbette… Bugüne kadar böyle bir çalışma yapılmadı. Fakat gelmiş olduğumuz bu süreçte yapay zekâ çok konuşulmaya ve üzerinde çok durulmaya başlandı.
SİLİKON VADİSİ’Nİ ROBOTLAR BASTI
Endüstri 5.0 ile yapay zekâ teknolojilerinde ne gibi gelişmeler öngörülüyor?
MURAT DAĞITMAÇ: Endüstri 5.0 sürecinde yapay zekalı robotların artık kendi yapay zekalı robotlarını çıkarmaya başlayacaklarını söyleyebiliriz. Artık robotlar da acı, sevinç ve hüzün gibi duyguları anlayacak ve bunu bize gösterecekler.
Peki burada korkması gerekenler kimler? Aileler mi, çocuklar mı, gençler mi yoksa devletler mi?
ŞEHADET EKMEN: Bizim kültürel ve eğitim dünyamızı oluşturmamıza yarayan yapılar var biliyorsunuz. Bunlar aile, eğitim camiası ve üçüncü olarak da din eğitimi almış hocalarımız. Burada tüm dinleri ilgilendiren bir durumun söz konusu olduğunu söylememiz gerekiyor. Bu konuda ne aileler ne eğitim camiası ne de din eğitimi almış hocalarımız bilgi sahibi değil. Dolayısıyla korkması değil fakat elini taşın altına koyup önlem alması gerekenler işte bu saydığım aile, eğitim camiası ve din eğitimi almış hocalarımız. Günümüzde bu yapılar için “dijital göçmen”, çocuklarımız için de “dijital yerli” kavramını kullanıyoruz.
ÇOCUKLARIMIZ FENOMENLERLE BÜYÜYOR
Müslümanların 20. yüzyılda modernizmle ilgi çok ciddi sorunlar yaşıyor ve hala modernizm ve felsefe bir çatışma halinde. Bu çatışma ortasında dijital dünyayı nerede konumlandırıyorsunuz?
ŞEHADET EKMEN: Dijital dünyayı tüm bunların çatısına konumlandırabiliriz. Hatta bu çatışmayı körükleyen de yine dijital dünyadır. Çocuklarımızın oynadığı internet oyunlarına baktığımız zaman Müslümanların zayıf ve kötü bir şekilde karakterize edildiklerini görüyoruz. Bu nedenle çocuklar oyunlarda Müslüman karakterleri seçmezler. Çocuklarımız bu şekilde büyüdüğü için modern dünya ile İslâm camiasının dijital dünyada çatışmasını daha üst seviyelerde görüyoruz.