Çözüm bekleyen üç mesele. Market ve hal yasaları ile helal gıda konusu. Üçü birbirinden bağımsız gibi dursa da dolaylı olarak birbirleriyle alakalı ve birbirini tamamlayan konular. Bakkalından süpermarketine perakende alanındaki oyuncuları ilgilendiren kural ve manzumelere acilen ihtiyaç olduğu daha ne kadar yazılıp çizilecek. Hem bu konuda yeni bakandan çok şey bekleniyor. Perakende Kanunu'nda haksız rekabeti önleyecek değişikliklerin acilen hayata geçirilmesi gerekiyor.
Bir de tabi hal yasası da bir türlü kanunlaşamıyor. Sebze ve meyve fiyatlarının kontrol edilemez hale gelmesi de, mahsülün tarlada toplanamadan çürüyüp kalması da bu yasaya bağlı. Bir diğer konu olan helal gıda konusunda da bugüne kadar bir arpa boyu yol alınmış değil. Dünyada helal pazarların büyüklüğü hesap edilince henüz bu konuda ne kadar minik adımlar attığımızı rahatlıkla anlayabiliriz.
Değerli bir şahsiyet olan ve tanıdığım Ticaret Bakanı Ömer Bolat, herşeyden önce ticaretin içinden gelen, hak hukuk mevzularına duyarlı, konuya hakim ve işi bilen bir uzman. Bir yanda bu kadar bozuk bir piyasa, bir yanda liyakat sahibi, doğru ve düzgün adımlar atabilecek bir yetkili.
Son dönemde fahiş fiyat, stokçuluk faaliyetlerine karşı çok yoğun denetimlerin ve rekabet bozucu eylemlere karşı büyük soruşturmaların yapılıyor olması sevindirici. Rakamlar da bu durumu destekliyor. Şu ana kadar 81 ilde 53 bin firma, 306 bin ürün denetimi yapılmış ve 212 milyon lira idari para cezası kesilmiş. 35 kadar da soruşturma var.
Fahiş fiyat artışı ve stokçulukla kararlılıkla mücadele devam ediyor. Ancak kronik problemlerin çözüleceğine dair inancımızı kuvvetlendiren emareleri görmek istiyoruz. Bakalım çürük elmalar ayıklanabilecek mi? Bu konuda güçlü bir irade gösterilebilecek mi?
Her şeyi devletten beklemek olmaz. İş biraz da tükeciye düşüyor. Tüketici bilinçli davranmalı, fahiş fiyat uygulayanlarla arasına mümkün mertebe mesafe koymalı. Enflasyonla mücadele devletin, sektörün ve tüketicinin el ele vermesiyle mümkün.
Bolat'ın üç mühim meseleyle ilgili şu açıklamaları bizleri umutlandırıyor ve dahası heyecanlandırıyor. Temas ettiği önemli konulara özetle değinelim:
Gıda perakendeciliği denetimlerinde etkinliğin artırılması için özel ekipler oluşturacağız, Yeni perakende yasasını güncelleme konusunda sektörle ve üreticilerle istişare yaparak bir çalışma yürüteceğiz.
Üreticimizi, sanayicimizi, çiftçimizi ithalat baskısına ve haksız rekabete karşı daha etkin şekilde koruyacağız, e-ticarette haksız rekabet ve tekelleşmenin önüne geçerek rekabetçi bir piyasa oluşturacağız.
Sebze ve meyve ticaretinde paydaşlarımızın işbirliği ile kayıtdışılığı sonlandıracağız. Hal yasasını yenileme konusunda çalışmamız devam ediyor.
Helal Akreditasyon Kurumunu daha da geliştirerek helal ürün kapsamındaki üretim tesisi sayısını 1500'ün üzerine çıkaracağız.
Haftanın tartışması: Almanya'da döner yasaklanabilir mi?
Tartışmanın kaynağı Alman vekilin sözleri. Bir nefret söylemi olarak “döner yasaklansın” talebi ülkede tepkileri beraberinde getirdi. Göç ve İslam karşıtlığıyla bilinen Alman aşırı sağcı parti AfD'nin Alexander Jungbluth isimli üyesi Türk dönerinin yasaklanmasını istemiş. Amaç anketlerde partisine yönelik tırmandırılan desteği artırmak. Esasında Avrupa'ya yayılan ırkçı nefretin hedefinde Türkler var. Ülkede dönerin çok kültürlülüğün sembolü olarak görülmesinden rahatsız olan sağcı politikacılar sadece ne dönere ne de Türk kelimesine, Türkiye'yi çağrıştıran herşeye tahammül edemiyor.
GÖZÜME TAKILANLAR
“Seyahatsever” gençlere konaklama ücretsiz
Gençlik ve Spor Bakanlığının geçen yıl hayata geçirdiği ve 325 bin büyük ilgi gösterdiği “Seyahatsever” projesi bu yıl da devam ediyor. 18-30 yaş arası gençlere yönelik proje devlet yurtlarında ücretsiz konaklama imkanı sağlıyor, ayrıca konakladıkları illerde müze kartı da veriliyor. Türkiye'yi gezme ve daha iyi tanıma fırsatından faydalanmak isteyen gençlerin en az bir gün önce seyahatsever.gsb.gov.tr internet adresinden başvuru ve rezervasyon yaptırmaları yeterli.
Migros'a 3 ayrı mükemmellik ödülü
Migros Private Label Manufacturers Association (PLMA) tarafından düzenlenen Uluslararası Özgün Markalar yarışmasında 3 kategoride mükemmellik ödülü kazandı. 20 ülkenin 64 perakende markasına ait 500'den fazla ürünün 90 kategoride yarıştığı yarışmada ödüller tat, tasarım, yarattığı fayda, fiyat-kalite karşılaştırması ve ambalaj dahil birçok kritere göre veriliyor.
Bursalı balıkçı Dubai ve Kuveyt'e açılıyor
1986'dan beri faaliyet gösteren Bursalı balıkçı Fikret Balıkçılık Dubai ve Kuveyt'e şube açmaya hazırlanıyor. İstanbul Fişekhane'de şube açan firma gözünü yurtdışına dikti. Firma sahibi Fikret İmal, 20 ülkeden şube talebi gelmesine rağmen kontrollü adım atmak için şubeleşmeye yurt dışında Dubai ve Kuveyt ile başladıklarını ifade etti.
Afyon'un yöresel lezzeti mermer kebabına tescil
İscehisar'ın mermer kebabı coğrafi işaretle tescillendi. Afyonkarahisar'ın İscehisar ilçesine özgü yöresel lezzeti "mermer kebabı"na Türk Patent ve Marka Kurumu tarafından coğrafi işaret tescil belgesi verildi. Tescil ile ilgili bilgi veren İscehisar Belediye Başkanı Ahmet Şahin, kültürel değerlerin gelecek kuşaklara aktarılarak kalıcı hale gelmesi için çalışmaları sürdürdüklerini dile getirdi. Şahin, tescillenen markalarla kültürel mirasımızın bilinirliğini arttırıp tüm dünyaya tanıtmak, yerelden çıkıp ulusal bir lokasyona geçiş yapmayı amaçladıklarını dile getirdi.
Türkiye'nin "bitki hafızası"nda 250 bin tür koruma altında
Türkiye'nin 90 yıllık bir maziye sahip “bitki hafızası" çok sayıda bitki örneğini muhafaza ediyor. Burada 10 bin türe ait 250 bin civarında bitki türü var. Bu sayının 4 bini endemik türden oluşuyor. En eski örnek ise yaklaşık 200 yaşında. Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi bünyesindeki "ANK Herbaryumu" Cumhuriyet'in ilk herbaryumu olma özelliği taşıyor. Birim Alman botanikçi Kurt Krause ve asistanı Hikmet Birand tarafından 1933'te kuruldu. Birim sorumlusu Tuğrul Körüklü. Türkiye'de ise toplam 60 herbaryum bulunuyor.