Çocuklar için eser üretmek büyük bir mutluluk

Resimli çocuk kitapları çocuğun dünyasında sadece hikâyeyle değil resimleriyle de unutulmaz anılar bırakır. Çocuk kitaplarını resimleyen çizerler çocuk kitabı çizmenin zorluklarını ve güzelliklerini anlatıyor. Yetişkinlerden ziyade çocuklar için çizmekten daha fazla keyif aldıklarını ise sözlerine ekliyorlar. Ortak gerekçeleri ise şu: Çünkü çocukların hayal dünyası sınırsız!

Dilber Dural
Çizer: Ahmet Demirtaş

Bir çocuğa kitap okuma alışkanlığını kazandırmak, çocuğun neredeyse anne karnında geçirdiği zamana kadar uzanıyor. Öncelerde ebeveynlerin okuması ile başlayan kitap yolculuğu, çocuğun önce kitaba dokunması ve resimlerini incelemesi ile devam ediyor. Resimli kitaplar, yalnızca okumayı teşvik etmekle kalmayıp, aynı zamanda çocukların hayal güçlerini geliştiriyor, empati kurmalarına yardımcı oluyor ve edebi dünyaya ilk adımlarını atmaları için zemin hazırlıyor. Resimli çocuk kitapları, sadece birer hikâye değil; aynı zamanda çocukların dünyayı anlama biçimlerini şekillendiren araçlardır. Çizerlerin tutkulu çalışmalarıyla hayat bulan bu eserler, çocukların hayal dünyasına kapılar açıyor. Hayal gücünün sınırsızlığını ve edebiyatın gücünü bir araya getiren resimli çocuk kitaplarının çizerlerini bu ay ağırlıyoruz. Sultan Özdemir, Esra Abdulazizoğlu, Nur Dombaycı, Halime Nur Sevim, Melike Tan Tayyar, Ayşegül Babalı Ekşioğlu, Eslem Yaşar, Mümine Yeşilmen, Zeynep Büşra Gül, Gülşen Arslan Akça, Zehra Gümüş Bilir, Feyza Eryüksel Koyunoğlu, Sevgi İçigen, Aslıhan Akı Çelik, Ayça Tuba Kaya, Ahmet Uzun, Ahmet Demirtaş, Berk Öztürk, Ceyhun Şen ve Kerem Çufalar’a şu soruyu sorduk: Yetişkinler için çizim yapmak ile çocuklar için çizim yapmak arasında sizin için nasıl farklar var?

İşte çizerlerin birbirinden ilginç cevapları.

AHMET UZUN

Çocuk çizimleri daha rafine

"Çocuk çizimlerinde daha rafine bir alan var diyebilirim. Bir karakterin duygusunu çok detaylı betimlemelerle vermek yerine ufak bir dokunuşla verilmek istenilen duyguyu yakalayabiliyorsunuz. Saçındaki ufak bir dağınıklık ve şaşkın bir bakışla benim karakterim bu diyebiliyorum. Tabii bunun için karakteri ve duygusunu iyi yakalamak ve yansıtılmak istenilen duyguyu verecek detayı iyi düşünmek gerekiyor. Genel olarak kendimi daha özgür hissettiğimi de belirtebilirim. Anlaşılamama kaygısını çocuk kitaplarında daha az taşıyorum sanırım. "

SULTAN ÖZDEMİR

Çizimle hafızasında kapı açmak isterim

"Yetişkinler için çizim yaparken, soyutluk ve karmaşık konseptlerle derinlik katmak mümkünken, çocuklar için çizim yaparken sadelik ve netlik ön planda olmalı. Çocuklar, görsel dünyayı doğrudan algılar ve her bir detay onlar için anlam taşır. Bu yüzden çizimlerimde hikâyeyi karmaşıklaştıracak unsurlardan kaçınıyor, her detayın hikâyeye katkı sağlamasına özen gösteriyorum. Aynı zamanda, çocukların çizimlerle eğlenmesini ve bu dünyaya keyifle dalmalarını hedefliyorum. Canlı, eğlenceli ve samimi bir stil benimseyerek onların hayal gücünü tetikleyen karakterler ve sahneler yaratmaya çalışıyorum. Renk paleti ve kompozisyonu, okurun yaş grubuna göre belirliyorum. Küçük yaştaki çocuklar için daha parlak, sade renkler kullanırken, daha büyük yaş gruplarına yönelik olarak daha sofistike tonlar ve detaylı karakterlere yer veriyorum. Her çizimimde, çocukların hem görsel hafızasını beslemeyi hem de onları yaratıcılığa teşvik eden bir kapı açmayı amaçlıyorum."

NUR DOMBAYCI

Çocuklar için çizmek büyük sorumluluk

"Yetişkinler için çizim yapmak daha soyut ve kavramsal bir yaklaşım gerektiriyor. Renkler daha yumuşak, çizgiler daha ince olabilir; anlatılmak istenen duygular ve mesajlar daha dolaylı yollarla verilir. Perspektif oyunları, gölgeler ve detaylarla hikâyeye derinlik katmak mümkün. Yetişkinler görsellere baktıklarında bu detayları çözümler ve kendilerine bir anlam çıkarırlar. Ancak çocuklar için çizim yapmak çok daha büyük bir sorumluluk. Çizdiğim her bir çizgi, onların hayal dünyasını şekillendirebilir ve hatta hayatlarının bir parçası olabilir. Bu yüzden, çocuklar için çalışırken çok daha dikkatli önemsiyor ve özenli davranıyorum. Bir anne olmanın verdiği koruma içgüdüsüyle her çizginin, her rengin onlar için güvenli, neşeli ve ilham verici olmasına dikkat ediyorum."

ESRA ABDULAZİZOĞLU

Çocuklar aslında görselleri de okuyor

"Çocuğun dünyası çok masum, temiz. Bunu bilerek, onun ruhuna en yararlı olabilecek çizimi yapmaya çalışıyorum. Burası hassas bir alan. Çocuk kitaplarında metin ne kadar önemliyse görseller de o kadar önemli çünkü çocuk, görselleri de okuyor aynı zamanda, detaylarına kadar inceliyor. Sakıncalı gördüğüm çizimlere rastlıyorum zaman zaman. Bunlar çocuklara zarar veriyor, olmamalı. Yetişkinler için çizim yapmak daha kolay, endişesiz. "

MELİKE TAN TAYYAR

Her yaş grubunu kapsayan bir alan

"Aslında çocuk kitaplarını yetişkin veya çocuk olarak ayırmamak lazım. Her yaş grubunu kapsayan bir edebi alandır. İlk okuyucularımız ebeveynlerimiz oluyor, onların duvarlarını aşmak gerekiyor. Fakat çocukların hayal dünyaları gelişkin, temiz olduğu için detaylara daha çok odaklanıp üzerine sohbet edebiliyorsunuz."

AYŞEGÜL BABALI EKŞİOĞLU

Hayal güçleri bizden daha güçlü

"Yazma kısmında; yetişkin edebiyatının aksine uzun kelimeler yerine basit ve sade bir anlatım yolu bulman gerekiyor. Çizim kısmında; özellikle okul öncesi kitaplarda çocuklar okuyamadığı, sadece görsel inceleme yaptığı için bir yetişkinden çok daha dikkatli bir şekilde inceliyorlar. Çocukların zihinleri çok daha berrak. Hayal güçleri de aynı şekilde yetişkinlerden çok daha kuvvetli. Benim işimde en önemli şey güçlü bir hayal gücü. Bunu kazanmak için çocuklar gibi düşünebilme becerisi gerekiyor. Ben kitaplarımı bitirdikten sonra basımdan önce çocuklarla mutlaka okuyorum. Yorumlarını önemsiyorum. Yalan söylemeyi bilmedikleri için eleştiri yaparken kitaba pozitif katkıda bulunabiliyorlar."

BERK ÖZTÜRK

Çocukların olumsuz yönde etkileneceği temalardan kaçınmalısınız

"Aslında belirli kurallar dışında çok bir farkı yok. Çok çocuksu çizimlerle de yetişkinlere bir şeyler anlatabilirsiniz. Fakat çocuk kitabı resimlerken hem gönderilen metine uymalısınız hem de çocukların olumsuz yönde etkileneceği temalardan, renklerden, sahnelerden kaçınmalısınız. Bu yüzden 0-3 yaş kitabına yaptığınız çizimlerle 6 -9 yaşa yaptığınız çizimler ayni olmaz birinde daha sade çizimler yapmanız gerekirken diğerinde daha detaylı ve keskin çizimler yapma imkânınız olur. Bu tarz teknik farklılıklar hariç bir fark olmamalıdır. 7’den 70’e herkesin içinde bir şeyler uyandıran iş iyi iştir. "

ESLEM YAŞAR

Çocuğun seviyesine inilmez çıkılır derdi babam

*Çocuklar için çizim yaparken, sadece estetik bir deneyim sunmayı değil, aynı zamanda onların bakış açılarına katkıda bulunmayı ve sorgulama, yorum yapabilme becerilerini geliştirmeyi hedefliyorum. Çocukların zengin hayal dünyalarına katkı sağlayacak soyut imgeler ve duygusal derinliklerin yer aldığı çizimler yapmayı önemsiyorum. Böylece, çizimler üzerine düşünerek, birlikte okuma yaptıkları yetişkinlerle yeni yorumlar üretmelerine fırsat tanımak istiyorum. Bunlarla birlikte, ilk duyduğum zamanlardan beri bende kökleşmeye devam eden ve çocuklar için düşündürücü, katmanlı anlamlar barındıran işler üretmemde büyük rol oynayan, babamın yıllar önce söylediği bir söz vardı: “Çocuğun seviyesine inilmez, çocuğun seviyesine çıkılır.” “Çocuk” dediğimiz insan için üretirken en önemli odaklarım bu söz çerçevesinde gelişti. Çocukların insan türü içinde doğuma yani insanın başlangıcına en yakın varlıklar oluşlarıyla yer almaları, beni onları dikkatlice izlemeye ve anlamaya itiyor. Hayatı ve hayatın konularını yorumlamayı onlardan özellikle öğrenmeye çalışıyorum, aynı zamanda onlar için üretirken de yaşamın daha saf yorumlanma biçimlerini keşfediyorum. Yetişkinler için üretmekten farklı olarak, çocuklara yönelik bir şeyler yapmanın insanı geliştiren böyle farklı bir yönü oluyor. Çocuk kitapları resimlerken de buna dikkat etmeye çalışıyorum. Yetişkinler için çizerken de, çocuklar için olanlarda dikkat ettiğim katmanlı anlatımı devam ettiriyorum. Burada ayrıştırıcı tercihim, yetişkin dünyasına ait ifade biçimlerini değerlendirmek oluyor. İnsanın her yaşta bakış açısına ve hayatı değerlendirme biçimine göre gördüklerinden farklı anlamlar çıkarabildiğini biliyoruz. Bugün fark etmediği bir detay, gelecekte hayat deneyimi zenginleştikçe başka anlamlar kazanabiliyor ve aynı görsel ona yepyeni içsel tecrübeler yaşatabiliyor. Bu yüzden, çizimlerimin, yetişkinler için de katman katman keşfedilecek anlamlar içermesini hedeflemenin yanında, “yetişkin” dediğimiz insanın deneyim yoğunluğuna saygı duyuyorum ve onlar için çizerken çok kesin konuşmamaya çalışıyorum. "

ZEYNEP BÜŞRA GÜL

Çocuk kitapları üretmek benim için bir tohum ekmek kadar kıymetli

*Benim için artık büyük oranda bir fark yok. Yetişkinlere de çocuklar için neye dikkat ediyor, neyi önemsiyorsam o gözle çizmeye başladım. Bu bir marka, ticari ya da editöryal bir illüstrasyon olsa da. Çocuk gözü bana her şeyin özü, saf hali gibi geliyor. Hepimizde o saf hal var hala, çocuklara çizdiğimde yetişkinlerin de içinde bir yerlerde aynı tepkiyi verecek çocuklar var çünkü. Mesela bazı seçimler çocuklarda şiddeti çağrıştırabiliyor ya da yaşına uymayabiliyor eskiden yetişkinlere çizerdim böyle seçimleri. Ama şimdi ne gerek var diyorum. Bir çocuğun şiddet algılayabileceği içimizde bir yerlerde bir çocukluğun hoşlanmayacağı bir seçime ne gerek var. Kendi üslubumda artık böyle düşünüyorum, sonraları nasıl düşünürüm bilemiyorum. Zaten bir şeyi anlatmanın birden çok yolu var, o şiddet seçimini yapmadan da çok etkili ve hatta daha sıra dışı bir anlatımı olabiliyor. Çünkü ilk akla gelenden uzaklaşmış oluyoruz böylelikle. Bir de şöyle bir konu var, yetişkin hayatında her şey çok ciddi gibi. Atılması gereken o mail çok önemli, o sunum çok önemli… her şey bir ciddiyet çerçevesinde ve çok önemli. Ne hissettiğini düşünmeye gerek yok, ihtiyacını anlamaya çalışmaya, karşındakini kalpten tanımaya gerek yok. Asıl önemli olan, bu hepimizin başındaki kargaşa gibi geliyor. Hele tam da o anın içindeyken, ‘acil’ notuyla aldığınız maili gördüğünüzde. Ama o kadar da önemli değil. O mail o kadar da önemli değil, o sunum, kaygıyla, hırsla oldurmaya çalışılan o şey, o kadar da ciddi önemde değil. Asıl önemli olan “okyanusu” geri plana atıp, bindiğimiz “gemiyi” çok önemsiyoruz. Evet bir noktada mühim ama okyanusun önüne geçirecek kadar değil. O gemiyi süslemek, o gemiyi diğer gemilerden üstün göstermeye çalışmak, tüm hayatı bir gemi sanmak…bence olmuyor. Bir yetişkini hayal edelim gününün büyük çoğunluğu bu ciddiyetin içinde geçiyor. Hiç içeriden bir irtibat yok belki. Üzücü geliyor bu durum bana. Onun için yetişkin projelerimde bir çizimimde, bir yazımda, ürettiğim herhangi bir şeyde o içerilerde birilerini gıdıklamayı, güldürmeyi, ona bir göz kırpmayı çok seviyorum. İçimizdeki çocukları tanıştırmak için yaptığım atölyelerimde de en çok insanların o derin bir oh çekişini seviyorum. Atölyelerimde o pembeleşen yanaklara, parlayan gözlere şahit olmak gibi çizimlerimi, yazılarımı görenlerin, okuyanların o yüz ifadelerini de izlemeyi çok isterdim. Şunu da ekleyeyim, çocuk hali övüyor değilim aslında. Çocuk kalan yetişkinler değil burada anlatmak istediğim. Çocukluk hallerimiz zaten bizimle, bunun farkına varan yetişkinler olabilmek aslında bahsettiğim. Çocukluk tek yaşamamız gereken şey olsaydı, ergenlik, genç yetişkinlik, yetişkinlik, yaşlılık gibi dönemlerimiz olmazdı. Mesela bir genç yetişkinde çocukluk, ergenlik, yetişkinlik var. Çocukluktan hayal gücü, yaratıcılık, neşe, oyunbazlık gibi dolu bir hazine kaldı, ergenlikten ‘hayır’ diyebilmek, sürüden ayrışmak, kendini aramak…kaldı. Bunlara sahip çıkmak bahsettiğim. Her çocukta her ergenlik dönemi geçiren bireyde aynı ilerlemedi süreç, maalesef ki herkeste aynı şeyler kalmadı ya da zamanlar değişti. Belki yaralı çocuklar da kendini iyileştiren yetişkinler olacak bilemiyoruz. Ama özünde bir gidişat var. Yukarıda bahsettiğim, yetişkinler olarak içimizdeki çocuklar dediğim, çocukluk zamanından kalan hep o saf, öz neşeli, oyunbaz hallerimiz aslında. İşte ben insanların bu halleriyle tanışmayı, bu hallerine çizmeyi, yazmayı, üretmeyi önemsiyorum. Onun için artık biraz daha yaşsız bir perspektifim var. Bu soruyu çocuk kitabında çizim tercihlerim açısından yönelttiyseniz de şunu ekleyebilirim. Genellikle canlı renkler seçiyorum, farklı formları yetişkin dünyasında beklenmedik kullanımlarda kullanmaya çalışıyorum. Bir kâğıttan güneş dokusu gibi mesela. ‘O öyle mi çizilir?’lerden uzak, çocuğun sayfayı incelerken kendi hayal gücüyle hikâyeyi katmanlayacağı seçimler yapmaya çalışıyorum. Bir çocuk nasıl çizerdi, nasıl görürdü, neye dikkat ederdi? Bunları sıkça düşünüyorum. Hatta zorlandığımda kendi çocukluğumda sevdiğim, güldüğüm, merak ettiğim şeyleri ekliyorum. Ve çizimimle buluşan çocuklara, kitaptan bir şeyler kalsın gayretinde oluyorum. Bir gülücük, bir bakış açısı, bir merak, bir teşvik ya da bir hayal..şartlar dahilinde neler mümkünse.

HALİME NUR SEVİM

Çocuklara çizmek sohbet etmek gibi

"Bu konuşmak gibi bir şey. Çocuklarla konuşurken onların dünyasına hitap ederek konuşuruz. Çizim de böyledir. Elbette çocuklarla konuşmak yetişkinlerle konuşmak kadar kolay değil. Fakat çocukları ne kadar çok severseniz, onları ne kadar iyi anlarsınız işiniz de o derece de kolay, başarılı ve zevkli olur. Öyle de oluyor zaten."

MÜMİNE YEŞİLMEN

Yetişkinler için çizmek bazen sıkıcı oluyor

"Yetişkinler için çizim yapmak daha mantıklı somut ve bazen sıkıcı olabiliyor. Genelde büyükler gözle görülür çizimleri severler mantıklı çizimler olmalı. Birde büyüklerin çizerleri gördükleri zaman şu soruyu hep sorarlar benim suretimi (portremi) çizebilir misin yada şu manzarayı yapabilir misin oluyor. Ben çocuklar için çizim yaptığımda şu fark var : Özgür bir hayal gücü farkı var. Biz büyüklerinki gibi bir kalıba bağlı olmuyor…..En güzel farkı bu."

GÜLŞEN ARSLAN AKÇA

Çocuklar için çizmek daha eğlenceli

"Yetişkinler ve çocuklar için çizim yapmak arasındaki fark benim için, iki farklı dünyaya açılan kapılar gibidir. Çocuklar, görselleri daha doğrudan ve sezgisel bir şekilde algılar. Onlar için çizimler, bir hikâyeyi anlamanın en temel yoludur. Çocuklar için çizerken daha fazla netlik, eğlence, hayalgücü ve keşif ön plandayken; yetişkinlerde derinlik, anlam arayışı ve duygu yoğunluğu öncelik kazanır. "

ZEHRA GÜMÜŞ BİLİR

Çocuk okur sandığımızdan da dikkatli ve seçici

"Görsel sanatların farklı alanlarında eser üreten biri olarak şunu söyleyebilirim, yetişkinler için çizim yaparkenki dinamiklerle çocuklarınki bambaşka. Rönesans tablosu gibi kusursuz gerçekçilikte çizimler yerine, daha çok konuyu ve kitabın derdini anlatan çizgiler, renk seçimlerinin farklılığı, yetişkinlerin dünyasında bir şey uyandırmadığı halde çocukların yaş grubuna göre çok şey ifade eden şekiller, karakterler ve figürlerle anlatmak etmek gibi kaygılarınız oluyor. Bir yunus balığını koşu bandında koşturmanız gerekebiliyor mesela."

FEYZA ERYÜKSEL KOYUNOĞLU

Yetişkinler hızlı tüketmeyi seviyor

"Sanat yorumlandıkça değer verildikçe anlam kazanır. Yetişkinler hızlı tüketmeyi seviyor. Bir eseri yorumlarken de çocuklar kadar başarılı olmadıklarını düşünüyorum. İstisnalar her zaman var tabii ki. Ama çocukların yetişkinlerden daha zengin hayal gücü var. Yaptığınız ince detayları yakalıyorlar ve üretirken bile hayal edemeyeceğiniz noktaları yorumluyorlar. Bu da okuyucuyla buluşabilmenin güzel bir örneği. Ayrıca katkı açısından çocuklara faydalı eserler üretmek geleceklerine güzel katkılar sağlayabilmek, yetişkinlere üretmekten tartışmasız daha değerli. Bir reklam storyboardunu mu yoksa bir çocuk kitabını mı resimlemek daha değerli? Cevabı bende çok net."

CEYHUN ŞEN

Özgürlük alanını yayıncı belirliyor

"Yetişkinler için çizim yaparken açıkçası biraz daha özgür hissediyorum. Çocuk illüstrasyonlarında irrite edici durabilecek kimi stilizasyonlar ve kullandığım renk paletleri yetişkinlere hitap eden editöryal illüstrasyonlarda son derece normal sınırları içerisinde kalıyor. Bu durum tabii ki rahat bir alan sunuyor. Fakat çocuk kitabı illüstrasyonlarında da genel olarak kendimi kısıtlanmış hissetmiyorum. Sadece 2 farklı yaklaşım söz konusu diyebiliriz."

AHMET DEMİRTAŞ

Yetişkin çizimleri her zaman daha gerçekçi

"Her çizerin bir profesyonellik alanı vardır. Ben hem yetişkinler hem de çocuklar için çizimler yapabiliyorum. Yetişkin çizimleri her zaman daha gerçekçidir ve hayal dünyası biraz kısıtlayıcıdır. Bu nedenle yetişkin kitaplarında fazla özgür değilsinizdir. Ancak çocuk kitaplarında hayal gücünüz sınırsızdır; onlarla birlikte hayal eder ve düşünürsünüz. Kısacası biri daha kısıtlayıcı, diğeri ise daha özgürdür. Özgür olduğunuzda bu, çizimlerinize yansır ve ortaya çok güzel işler çıkar. Aradaki fark budur. "

SEVGİ İÇİGEN

Çocukların masum ve saf duygularına hitap etmeli

"Yetişkinler için çizim yapmayı pek tercih etmedim. Çocukların masum ve saf dünyasına hitap etmek büyük bir özen gerektiriyor. Kullanılan renkler, desenler ve ifadelerle çocukların psikolojisini olumlu yönde besleyen, aile, çevre ve yaşam değerleriyle örtüşen çizimler yapmaya özen gösteriyorum. Yetişkin ve çocuk çizimleri arasındaki en büyük fark, bu hassasiyetin çocuklar için çok daha önemli olmasıdır."

ASLIHAN AKI ÇELİK

Çocuklar daha az karmaşık

"Bence çocuklar için çizdiğimiz her şey aynı zamanda yetişkinler için. O yüzden böyle bir ayrım yapamıyorum galiba. Çocuk kitapları dediğimiz bu resimli kitapların bana katkısı o kadar fazla ki... Mutlaka her yetişkinin alıp okuması ve ruhunu beslemesi gerekiyor. Belki benim için tek fark; çocuklar için daha az karmaşık olması diyebilirim."

AYÇA TUBA KAYA

Çocukların sınırsız hayal dünyası beni çizer yaptı

"Sınırsız hayal dünyasına çalışmak, benim bu mesleği seçmemdeki en büyük etken oldu. Yetişkin dünyası kurallarla dolu. Çocuklar için çizim yaparken, oranlar bozulsa bile özgürlük ve renk uyumunun keyfi ön planda. Kendi tarzımızı koruyarak, yazar ve yayınevinin sınırlarına dikkat ediyoruz. Çocuklara hitap ettiğimiz için titiz çalışmak şart."

KEREM ÇUFALAR

Hüzünlü yanımı yetişkin çizimlerimde kullanırım

"Ben biraz melankolik ve hüznü seven bir insanım. Beni çizmeye iten hayal gücümü dürten şey aslında hüznün kendisi oluyor. Bu tarafımı ağırlıkla yetişkinler için çizerken kullanıyorum. Hüzne ve melankoliye karşın yaşamayı, hayatı, renkleri de çok seven bambaşka bir yanım daha var. Bunu da çocuklar için çizim yaparken kullanıyorum. Çocuklar için resim yaparken hayal gücümün sınırlarını zorlarım onlara yetişmeye çalışırım. Bunun beni zorlamasına bayılıyorum. 5 yaşında olsaydım nasıl çizerdim diye düşünüyorum. 8 yaşında olsaydım bu kitapta neler görmek isterdim diye kafa yoruyorum. Yetişkinlerin dümdüz dünyasına karşı çok besleyici bir durum bu:) Mor bir bulut çizdiğimde çocuklar bunu yadırgamazlar ama yetişkin dünyasında bu pek böyle değil maalesef. Bir de zaman konusu var. Yetişkinlerin maalesef pek zamanı yok. Hemen tüketmek bitirmek isterler. Yetişkinler için çizerken çok çok detaya boğmak istemem, birçoğu aramaz, bulmaz, kaybolmaz. Ama çocuklar öyle değil onların zamanı bol. Ararlar, bulurlar, kaybolurlar. Dönüp dönüp bir daha bakarlar. Bunu bilince çocuklar için çizmek çok daha heyecan veriyor."