Türkiye'de çocuk edebiyatı konusunda çok ciddi sıkıntılar var. Çocuklar için basılan kitapların yüzde yetmişi çevirilerden oluşuyor. Yerli çocuk edebiyatına katkıda bulunan yazarların sayısı az olduğu gibi ortaya çıkarılan işlerde de titiz bir çalışma yürütülmüyor. Bunun sıkıntısını öğrencilerinde gözlemleyerek yola çıkan edebiyat öğretmeni Bican Veysel Yıldız, yerli çocuk edebiyatını geliştirmek için yola çıkmış. Camilerde Türkçe bilinciyle ilgili vaazlar veren, Türkiye'nin en geniş sözlük arşivine sahip olan Veysel Hoca, bu yılın başında Çocuk ve Gençlik Edebiyatı Yazarları Birliği'ni kurdu. Eğitimci ve yazar arkadaşlarını bir araya getirerek sistemli bir şekilde çocuk edebiyatına dair çalışmak isteyen Başkan Yıldız'ın kafasında sayısız proje var. Fakat o birliklerinin amacını şu cümlelerle özetliyor: 'Amacımız Türkiye'de çocuk edebiyatı standardını yükseltmek, yerli eser sayısının artmasını sağlamak. Normalde yabancı eser yüzde otuzu geçmemeli ama bizde tam tersi. Almanya'daki Türk çocuklara Türkçe çocuk kitapları yollamak istedik ama yok, hepsi çeviri. Buradan yola çıkarak çalışmaya başladık. Biz de bu edebiyatta yerli kodlarla çalışmak istiyoruz.'
SİYASETİN HEDEF TAHTASI GİBİ
Çocuk edebiyatı çok hassas bir alan, büyük bir titizlikle çalışılması gerekiyor. Yıldız, dünyada bu alanın bir siyasi hedef tahtası gibi kullanıldığının altını çiziyor. Ona göre, çocuklar, asla siyasetin hedef tahtası olmamalı: 'Dünyada çocuk edebiyatı ülkelerin milliyetçilik propagandası yaptığı bir yer gibi. Bu sadece siyasette değil dinde de böyle. Mesela dini bilgileri doğrudan veriyor ne estetik var ne de bir şey. Sanattan ve estetikten yoksun bir çevrede çocuklar için kitaplar yazılıyor. Bana kalırsa bunların hiçbirinin çocuklara bir faydası yok.' Çocuk edebiyatında 'canı sıkılanın klasiklerden yırtma yapıştırma' kitap yazdığını söyleyen Yıldız'a göre yazarların yazma standartlarını da yükseltmek gerekli. Bu yüzden birlik olarak yazarlık atölyeleri düzenliyorlar. Atölyelerin ilki otuz sekiz çocuğun katılımıyla gerçekleşti bile. Yazarlık atölyesi, Yağmur Hatıraları adıyla kitaplaştırıldı, bundan sonra yapılacak olan atölyelerde bu kitaptan faydalanılacak. Bu sene yapılacak olan yazarlık okulunda ayrıca gazetecilik bölümü de olacak. Atölyeye daha çok ortaokul ve lisede okuyan çocuklar katılıyor. Yıldız atölyeler hakkında 'Bizim bu toprağı mürekkeple sulamamız lazım. Çocukları da yazmaya yüreklendirmek gerek. Allah kendini tanımlarken 'O kalemle yazmayı öğretti' diyor. Kur'an'da oku dedikten sonra, buna işaret ediyor. Bizim bu ayrıntıyı iyi yakalamamız gerek' cümlelerini kuruyor.
YAZARLAR KÖYE İNİYOR!
Anadolu'daki çocukları da unutmadıklarını söyleyen Yıldız, hayata geçirdikleri bir diğer proje olan Yazarlar Köylerde/ Anadolu Aydınlarla Buluşuyor'dan bahsediyor. İlki 16 Ağustos'da Kars'ın Kağızman ilçesi Çayarası Köyü'nde gerçekleşen projede, çocuk edebiyatı yazarları okullarda minikleri ziyaret ediyor, onlara kitaplarını imzalıyor. Kars'ta yüz on üç öğrenciye ulaşan yazarlar 1 Ekim'de yine Kars'ta olacaklar. Bu kez Çocuk ve Gençlik Edebiyatı Festivali için bir araya gelecek olan yazarlar, 3 günde en az on tane köy okuluna gitmeyi planlıyorlar. Yıldız bu projeyle ilgili 'Anadolu'nun aydınlarla buluşması bizim için çok önemli. Bugüne dek Türk aydını köylere ulaşmadı ama köyle ilgili edebiyat parçalamasını bildi! Biz bu sene içerisinde 81 ilde köylere ulaşmak istiyoruz' şeklinde konuşuyor. Festivalin ardından Atatürk Üniversitesi'nde Çocuk ve Gençlik Edebiyatı sempozyumu düzenlenecek.
Kur'an kursunda imza günü
Birlik kurulalı çok kısa bir süre geçmiş fakat başta Yıldız olmak üzere ekip sürekli yeni projeler üretiyor. Birliğin hayata geçen bir diğer projesi ise Yazarlar Camilerde. Yaz Kur'an kursları kapsamında eğitim alan çocukları camilerinde ziyaret eden çocuk edebiyatı yazarlarının düzenlediği imza gününde birbirinden farklı çocuk kitapları imzalandı. Yıldız imza günleriyle ilgili 'İmza günlerini camide yapmamızın nedeni çocuklar bu ilki camilerde yaşasın istedik. İslami sembollerle onların hayatına girmek istedik. Mesela camilere gittiğimde masa değil rahle istiyorum ve kitapları onun üzerinde imzalıyorum. İlk imzalı kitabını camiden alması bir çocuğun unutmayacağı bir şeydir' diyor. İmza günleri kapsamında kızların okuma oranının düşük olduğu yerlere kadın yazarlar yönlendiriliyor. Kız çocuklarına kendi yazma serüvenlerini ve okudukları kitapları anlatan yazarlar, çocuklardan iyi geri dönüş aldıklarını belirtiyorlar. Bu çalışmaya dokuz yazar katılırken, İstanbul genelinde yetmiş camiye gidildi. Projeye en büyük desteği İstanbul İl Müftüsü Rahmi Yaran ve yardımcısı Mehmet Yaman verdi.
Sözlük sergisi açacak
Almanya'daki Türk çocukları da unutmayan birlik üyeleri, orada bulunan okullara çocuk kitapları gönderiyorlar. Bunun yanı sıra okullarda program yapılıyor. Önümüzdeki günlerde Hamburg'da da bir yazarlık okulu açılacak. Atölyenin bir kısmı Almanya'da, bir kısmı da Türkiye'de yapılacak. İlk projeye yirmi iki çocuk katılacak. Ayrıca çocuklara dil bilinci vermesi için sözlük sergisi de açılacak. İstanbul'da ilçe meydanlarında açılması planlanan sergiye en büyük katkıyı kuşkusuz 3 dolap sözlüğü olan Yıldız verecek. Yıldız 'Türkiye'de en fazla sözlüğü olanlardan biriyim. Bunların sergilenmesini istiyorum. Hatta bir gün sözlük imza günü de yapabiliriz. Bizde sözlük algısı çok gelişmiş değil. Veli çocuğuna her şey alıyor ama sözlük almıyor. Camilere gidiyorsunuz sözlük yok. Bu yüzden camilere sözlük verilmesi için müftülükle görüşüyorum' diyor.