590 yıl önce inşa edilen caminin ana taşıyıcı kolonlarında, yapının depremlerde zarar görüp görmediğinin anlaşılmasına yarayan 4 silindir taş bulunuyor. Bu taşların dönüp dönmediği, ne kadar rahat hareket ettiği, camide herhangi bir afette veya zamanla oluşabilecek zararın boyutlarını anlamada ön bilgi edinilmesini sağlıyor. Söz konusu taşların bu özelliğini bilmeyen bazı kişiler ise silindirleri çevirerek dilek tutuyor. Caminin Müezzini Recep Uyar, cami duvarlarına yazı yazan, el ve yüz süren, şebeke suyunun aktığı çeşmeden içip dilek tutanların batıl davranışlar sergilediğini söyledi.
Vatandaşları bu konuda sık sık uyardıklarını vurgulayan Uyar, "Misafirlerimiz, özellikle bayan kardeşlerimiz yanlış bir inançla, kulaktan dolma söylentilerle bu deprem terazisini dilek taşı zannedip döndürüyor. Biz söylemekten bıkmadık ama onlar da yapmaya devam ediyor. Bundan dolayı bütün kardeşlerimize bunun bir deprem terazisi olduğunu, dilek taşı olmadığını, dileklerin sadece Allah'tan istendiğini anlatıyoruz" dedi. Uyar, camilerin "Allah'ın evi", kutsal mekanlar olduğunu dile getirdi. Batıl inanışlarla dilekler tutulup caminin duvarlarına yazılar yazılmasının doğru olmadığını ifade eden Uyar, şöyle konuştu: "Şu anda bu durum, büyük oranda azaldı. Camimize ve çevresine güvenlik kameraları monte edildikten sonra azaldı. Caminin mermerlerine el sürmeler, bu caminin içindeki çeşmeden, sıraya girip şifa niyetiyle bol bol su içmeler... Halbuki bu, şebeke suyu, bildiğimiz şebeke suyu bu ama caminin içinde olduğu için bir kutsallık atfediyorlar. Biz de diyoruz ki dünyada bir tek kutsal su var, o da zemzem suyu, o da Mekke'de. Başka sular zaten güzeldir, nimettir ama bir kutsallık atfedilemez. Bu, batıl bir inançtır."