Pendik Belediyesi''nin ev sahipliğinde düzenlenen ve 52 ülkeden sanatçıların katıldığı 10. Geleneksel Sanatçılar Buluşması''nda bir araya geldiğimiz Suat Veral, Karagöz sanatının bugünün dili ve konusuyla yaygınlaşabileceğini söylüyor. Dünyanın birçok ülkesinde Karagöz oyunu sergileyen Veral, oyunda yer alan tasvirleri de bizzat kendisi yapıyor. Bugüne kadar 450 karaktere imza atan Veral''la oynattığı Karagöz''ü, yaptığı tasvirleri ve hedeflediği Guinness''i konuştuk.
Neredeyse insan ömrünün yarısı kadar bir zamandır elinizde tasvirlerle Karagöz oynatıyorsunuz. Önce neler oluyor, onu anlatın?
Geleneksel Türk Gölge Oyunu''na 33 yıldır hizmet ediyorum. Bunun eğitim ve icazet tarafı da var tabi. Karagöz, bizde aile sanatı diyebilirim. Bugünkü Türk toplumuna bu sanatı anlatmak, bu sanatı aktarmak da bizi onurlandırıyor. Çünkü bugünün gençliği, bugünün çocukları geleneksel Türk gölge oyunu kimliğinden bihaber ne yazık ki… Bunun yaşatılması, canlandırılması ve yeniden yeni kuşaklarla ilişki kuracak şekilde konumlandırılması gerekiyor. Türkiye''nin ilk kadın Karagöz''cüsü Merve İlken de yine Allah''a şükür bizden, bizim ailemizden yetişmiş oldu.
Son zamanlarda pek çok geleneksel sanata olduğu gibi Karagöz''e de ilgi arttı.
Çok doğru, ben bu sanata başladığım zaman ''yok olmaya yüz tutmuş sanat'' olarak tanımlanıyordu. Siz de iyi biliyorsunuz özellikle bakanlık ve belediyelerin katkılarıyla yeni imkânlar üzerinden bu sanatı gösterme imkânı buluyoruz. Tabi özellikle bu sanatı önce göstermemiz gerekiyordu. Göstermeye başlayınca beraberinde ilginin ne denli yoğun olduğu da görülmüş oldu. Hem Türkiye''de hem de dünyanın pek çok yerinde yapılan festivallerin önemi burada bir kez daha ortaya çıkmış oluyor. Ki en azından kendi toplumumuzla birlikte kendi sanatımız olan Karagöz''ü başka toplumlara da tanıtma imkânı ve dolayısıyla yaşatma imkânı bulmuş oluyoruz.
KENDİ OYUNUNU KENDİN SAHNELE
Siz Karagöz tasvirlerinin üretimini de yapıyorsunuz…
Tabi, el emeği göz nuru olarak tasvir üretimi yapıyoruz. Deriden aslına sadık kalınarak, dün olduğu gibi aynı yöntemlerle yeniden yapılıp satılıyor. Burada asıl amacımız bu kültürün evlere taşınması. Geçmişte de geleneksel Türk gölge oyunu, hem sahnelerde hem meydanlarda oynatılırken çocuklar aynı zamanda evlerde kendi imkânlarıyla sahneyi ve tasvirleri yapıyorlardı. Biz bu geleneği yeniden canlandırıp deriden tasvirler yaparak yeniden yaşatmak istiyoruz. Sahnenin olduğu perdelerimizi yapıyoruz, gölge oyunumuzdaki tasvirleri yapıyoruz, çocuklarımızın oynayabileceği şekilde ayarlayıp, sopalarını takıyoruz. Bu da Türkiye''de bir ilk tabi…
Karagöz''ü her haneye misafir ettiriyorsunuz…
Aynen öyle. Bütünüyle oyun içinde kullanılan, gerekli olan bütün parçaları isteyen herkese temin etmiş oluyoruz. Ve üstelik belirtmek gerekir ki bu sentetik bir üretim de değil. Yüzlerce yıl önce nasıl yapılıyorsa bugün de aynen öyle yapıyoruz.
KARAGÖZ, ANADOLU''NUN KENDİSİDİR
Peki, Karagöz''ün bize söylediği nedir?
Çocuklarımıza kendimize ait bir şey katmak istiyorsak, kendimize ait bir değeri vermek ve bununla mutlu olmak istiyorsak bunun kaynağının burası olduğunu anlamamız gerekiyor. Çocuk için aynı zamanda bir araştırma safhası da doğmuş oluyor. Karagöz nedir? Karagöz''ün içinde neler var? Hacivat, Bebe Ruhi, Tuzsuz Deli Bekir kimdir? Zenne ne demektir… İşte bu tipler bizim Anadolu''dan yayılıp da kendi kimliğimizi anlatan en büyük değerleri temsil ve işaret ediyorlar. Karagöz, kendi değerlerinizi kendi yöntemlerinizle kendinize aşılayabilmenize imkân verir. İçeriği ve temayı yerli yerine oturtturduğunuz zaman açık söylüyorum mevcut çizgi filmlerden daha fazla ilgi görecek bir çerçeveye kavuşabilir Karagöz. Özellikle bugünün diliyle bugünü anlatırsanız… Bir de Karagöz''de şu tılsım vardır, hem zanaat hem de sanattır Karagöz.
Ne demek bu?
Karagöz oyununda, oyunun içinde ve tamamlayıcı tasvirlerinde Anadolu''dan bütün kesitleri görüyorsunuzdur. Karagöz ve Hacivat''ın karşısına geldiği zaman bütün şivelerde, bütün yerel deyişlerle konuşabiliyorsunuz. Ben oyunlarımda bunu kullanabiliyorum. İşte sahne, zanaat ve sanat derken bunu kastediyorum işte. Siz bunları tasarlayamazsanız, oyunu kuramazsınız. Hem oyunumuzu yazarız, hem perdemizi kurarız hem de tasvirimizi yapar ve oyunumuzu icra ederiz.
GÖLGE OYUNUMUZ HALKIN KONUSUNDAN HAREKET ETMELİ
Tasvirleri kendinizin imal ettiğini söylediniz. Nasıl yapıyorsunuz, nasıl boyuyorsunuz?
İyi tasvir yapamayan bir Karagözcü, aslında iyi bir Karagöz sanatçısı da olamaz. Çünkü sizin hayal dünyanız orada başlar. O karakterle kurduğunuz ünsiyet taa orada başlar. İlk aşamasında kalıplar vardır, ikinci aşamada deriden tasvire çizimi, üçüncü aşamada nevreganla bunları kesersiniz. En son aşamada kendi yaptığınız kökboyasıyla boyarsınız.
Tasviri, sopayı ve perdeyi veriyorsunuz. Ama metin vermiyorsunuz…
Metin vermiyoruz çünkü diyoruz ki her şeyden önemlisi Karagöz''de doğaçlama vardır. Karagöz''ü icra edecek biri için esas nokta çok sayıda oyun ve tasvir yapmaktan geçer. Zaten metinli oyunlar Karagöz''e biraz aykırı geliyor. Ama kendi yeteneklerinizi kullanarak, etrafınızda gördüğünüz detayları ve gündemin öğelerini kullanarak oyun yaparsanız size inanılmaz derecede malzeme çıkar.
Bugünün dili, bugünün araçları, bugünün konuları…
Her şey dâhil edilebilir Karagöz''e, çünkü bir halk adamı o. Haliyle her başlık onu ilgilendirecek, her başlıkla ilgili kanaati olacaktır. Karagöz, halkın konusundan hareket etmeli ki karşılık bulsun.
Karagöz dostluktur birlik ve beraberliktir
Karagöz, aynı toplum içerisindeki farklı öğelerin kültür iletişimini de sağlıyor. Yunus''un o ''Tanış kılma'' meselesi…
Kesinlikle. Şimdi bir kere Karagöz''de dostluk bulursunuz, birlik ve beraberliği bulursunuz. Çünkü Karagöz devamlı o kendi cahil aklıyla bir şeyleri anlatırken karşısında okumuş ve kültürlü olan Hacivat''ı görür. Hacivat da şunu şöyle yap, bunu böyle yap der. Bizim toplumumuzun aynası değil midir bu? Hep bir Karagöz ve bilgili bir Hacivat vardır. Birlik ve beraberliği anlatabilmek için Karagöz''e ihtiyacımız vardır. Türkiye genelini de bıraktık coğrafyaya da açıldığımız zaman bu beraberliği ve tanış olmayı Karagöz-Hacivat ortaya koyabilir. Çünkü sahnede Karagöz''ün karşısına bir Frenk''i, bir İtalyan''ı koyabilirsiniz. 450 tane karakter yaptım ben.
Bu karakterler tarihte var olan karakterler değil mi?
Tabi ki. Ama güncel içerisinde yakalamak istediğimiz karakterleri de ekleyebiliyoruz. Aslan var mesela. Başka oyunlarda yok ama bizim oyunlarımızda var. Çünkü bugünün çocuklarıyla irtibat kurabilmek için bu gerekli.
Bu anlamda geliştirilmeli, Karagöz''le Hacivat''ın yanına yeni karakterler eklenmeli yani?
Bugünün çocuklarına Karagöz''ü anlatmanın yolu da bu zamandan başlıyor. Bu zamanın gençlerine anlatmak için onların evreninden onlara seslenmek gerekiyor. Eğer bizim derdimiz nesilden nesle bunu aktarmak ise sanatımızla bugünün konusunu birleştirmek gerekir. Zaten her yüz yılda bir Karagöz kendini yeniler.
GUINNESS''E ADAY DEV TASVİR
Bir de Karagöz Müzesi fikriniz vardı? O gerçekleşti sanırım…
Şimdi Allah''a şükürler olsun ki gerçekleştirebildik. Bugün öğrencilerimiz dahi öğrenci yetiştirmeye başladı orada. Çağlayan''da kendi atölyemizin içinde, Karagöz Okulu ve Karagöz Müzesi oluşturduk. Şimdi bugün lise ya da üniversite talebesi bir genç Karagöz üzerine bir tez hazırlamaya kalksa gidebileceği yer yok. Soracakları yer yok. Birçok üniversiteden bize gelen talepleri değerlendirip kendi atölyemizde bir Karagöz Müzesi oluşturduk. Bu bir ilktir.
Bir başka ilki de ben sorayım. Dünyada ilk kez bir metrelik dev tasvirlerle Karagöz oynatmışsınız.
Türkiye''de ve dünyada bir ilki gerçekleştirdik, doğrudur. Şimdi onu 1,5 metreye taşıdık ve Guiness''e de adayız Allah nasip ederse. 2012''de Dünya Tiyatrolar Günü''nde Ataşehir ve Fatih''te bu bir metrelik dev tasvirlerle oyun sahneledik. Bizim klasik anlamdaki perdelerimizin boyutları 1,20 ile 1,80 arasındadır. Bir metrelik tasvirlerde ise 4 metrelik bir devasa bir perde yaptık. Ona göre ev hazırladık. Bu şunun içindi, geçmişten beri Karagöz meydanlarda oynanıyordu. Biz de dedik ki madem Karagöz sanatını halkımız görmüyor, onlara gösterelim. Devasa tasvirlerle sahneye koyduk.
OYUNUMUZUN DİLİ EVRENSELDİR
Dünyada da gölge oyunu var dediniz. Bir usta olarak bizdekiyle onlardakinin arasındaki farka temas etseniz…
Bizdekiyle onların arasındaki fark şu, onların da pek çok karakteri var, fazla sayıda karakterleri olsa da onlar tek bir ses çıkarabiliyorlar. Biz de her karakterin karşılığında bir seslendirme var. Ve bunlar da acayip bir heyecan oluşturuyor. Bakın yabancı konukların yoğunlukta olduğu bir topluluğa da ben Karagöz oynadım. Dili anlamadılar ama oyun bitince çok yoğun bir şekilde alkışladılar. Perdenin arkasında kaç kişi var diye merak ettiler. Geçen Ramazan ayında Malezya''da oynadığımızda çok büyük ilgi gördük. Nasıl oluyor bu peki? Çünkü Karagöz''ün ortak bir dili vardır.
İLK KADIN SANATÇIMIZ MERVE İLKEN
Farklı karakterleri seslendirmek erkek hançeresi için belki kolaydır ama sizin için zor olmuyor mu?
Tabii ki seslendirmek epey zor oluyor. Ama şöyle düşünmek de gerekir, erkek sanatçılar yeri geldiğinde bir zenne karakterini de seslendiriyor. Birebir bir bayan sesi çıkaramıyor olabilir ama kendi sesini bayan sesine uyarlıyor. Bir bayan da aynı şekilde kendi sesini erkek sesine uyarlayabilir. Biz Ramazan''da dört senedir Sultanahmet''te oyun yaptığımızda da aynı sorular soruluyor.