Bu toprakları Malazgirt Türkiye yaptı

Anadolu''nun İslamlaşması ve vatan kılınması sürecinin dönüm noktası olan Malazgirt Savaşı''nın üzerinden tam 943 yıl geçti. Sultan Alp Arslan''ın ve Malazgirt''in daha iyi anlaşılması için duayen tarihçi Prof. Dr. Erdoğan Merçil editörlüğünde Selçuklu tarihçisi on akademisyen bir araya geldi ve ''Alp Arslan ve Malazgirt''i yayınladı.

Yusuf Genç
Bu toprakları Malazgirt Türkiye yaptı

Türklere Anadolu''nun kapılarını açan ve Anadolu''yu vatan kılan Malazgirt Savaşı''nda iki ordu karşı karşıya geldiğinde, Türk ordusunun güçsüzlüğü kastedilerek Bizans ordusunda yapılan yorumun şöyle olduğunu aktarıyor tarih kitapları; ''Sayıları bir ordu için az, bir elçilik heyeti için fazla.'' 70 bin kişilik Bizans ordusuna karşı 30 bin kişiden oluşan Sultan Alp Arslan''ın ordusu çok kısa süren savaş sonucunda tüm dünya tarihini derinden etkileyen büyük bir zafer kazanmıştı. Savaşı kendisinin kazanacağına kesin gözüyle bakan Romanos Diyojen''in Sultan Alp Arslan''a esir düştüğü ve sonrasında Sultan tarafından bağışlanarak affedildiği Malazgirt Savaşı, Türklere Anadolu''nun kapılarını kesin bir şekilde açan tarihi bir dönüm noktası olarak kabul ediliyor. Ancak hem Türk hem de dünya tarihi açısından çok büyük önemi olan bu hadise üzerine fazla çalışma yapılmadı. Malazgirt''in 943. yılında Büyükşehir Belediyesi Kültür AŞ tarafından, Prof. Dr. Erdoğan Merçil editörlüğünde on bir ayrı makalenin yer aldığı önemli bir eser yayınlandı. Biz de Malazgirt''in yıl dönümünde kitapta makalesi bulunan Selçuklu tarihi üzerine çalışan akademisyenlerle konuştuk. Doç. Dr. Aydın Usta, Yaşadığımız toprakların Türkiye olarak anılmasına Malazgirt Savaşının imkân sağladığına, Doç. Dr. Cihan Piyadeoğlu da Alp Arslan''ın kurdurduğu Nizamiye medreselerinin Ortaçağ''ın en önemli eğitim hamlesi olduğuna değindi.

Haçlı seferlerinin sebebi Malazgirt''teki zaferimiz

Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi''nden Doç. Dr. Aydın Usta Malazgirt Savaşı''nın sadece Türk tarihi için değil dünya tarihi için de önemli bir yere sahip olduğunu söylüyor. Usta Malazgirt''i şöyle değerlendiriyor: ''Savaşın genele yayılan sonuçlarına baktığımızda Avrupa ordularının Doğu''ya doğru hareketlenmesi için bir mazeret teşkil ediyor. Bu haliyle de Haçlı Seferlerinin görünürdeki nedenlerinden biri.

Kilise için fırsat ve mazeret

Zira Haçlı Seferlerinin fikir babası durumundaki kilise; 9 ve 10. yüzyıllardaki sosyo-politik ve ekonomik durumu, dinî ve siyasî güçlerin birbiriyle olan çatışmalarını ve ekonomik zorluklardan mütevellit gerilimi ötelemek ve başka bir yöne kanalize etmek fırsatını yakaladı. Ancak seferlerin gidişatı ve Batı''nın Doğulu Hıristiyan Kardeşlerimiz dediği Bizans''a karşı olan gerçek tavırları dikkate alındığında Malazgirt sadece bir fırsat ve mazeret. Bunun dışında Malazgirt Zaferi ile birlikte Türklerin Anadolu''da ilerlemesinin Batı''da herhangi bir tehdit algısı ortaya çıkarmış olduğu düşüncesi pek gerçekçi değil. Batı böyle bir algıyı ancak Endülüs''te ve Osmanlı''nın Balkanlardaki ilerlemesi sırasında güçlü şekilde hissetti. Haçlılar ve Kudüs bağlantısında ise bu kutsal şehrin 638 yılından beridir Müslüman hâkimiyetinde olması dikkatlerden kaçmamalıdır. Fakat her ne olursa olsun Malazgirt''in Avrupa''da kitlelerin harekete geçirilmesi konusunda hazırladığı zemin dolayısıyla Haçlı Seferlerinin nedenleri arasında göstermek de yanlış olmayacaktır.

Savaş sonrası Türkiye oldu

Ayrıca Anadolu''ya Türkiye adının verilmesi ve Malazgirt sonrası hızlı bir şekilde kendisini gösteren Türk yerleşiminin ne boyutlara ulaştığının ispatını da Haçlılar vasıtasıyla yapabilmekteyiz. II. Haçlı Seferi münasebetiyle 1148 senesinde Anadolu''dan geçen Fransa Kralı VII. Louis''in kişisel rahibi Odo of Deuil yazmış olduğu hatıratının beşinci kısmında daha evvelinde Romania adıyla bilinen bu topraklardan ilk defa Türkiye adıyla bahsetmektedir.

Doç. Dr. Cihan Piyadeoğlu - İstanbul Medeniyet Üniversitesi: Nizamiye Medreseleri, Ortaçağ''ın en büyük eğitim hamlesidir

Malazgirt Savaşı''nın önemi tam olarak nedir. Nasıl anlamalıyız?

Malazgirt Savaşı, Bizans''ın Anadolu''daki Türk ilerleyişini durdurmak ve hatta Türkleri Anadolu''dan tamamen uzaklaştırıp Selçuklu hâkimiyet bölgesini istila etmek üzere çıktığı seferi bertaraf etmek içindir. Diğer bir ifadeyle Bizans, zaten Selçuklular tarafından nispeten açılmış bulunan kapıyı kapatmak üzere sefere çıkmış ve neticesinde Malazgirt Savaşı gerçekleşmiştir. Savaştan sonra Sultan Alp Arslan ile IV. Romanos Diogenes (Romen Diyojen yanlış bir kullanımdır) arasında imzalanan anlaşma Bizans açısından alınmış olan mağlubiyet çerçevesinde başarılı bir anlaşmadır. Ancak imzalanan anlaşma Romanos Diogenes''in ölümüyle birlikte yürürlükten kalkınca Anadolu''daki Türk faaliyetleri yerleşmeye yönelik bir düşünce çerçevesinde yürütülmeye başlanmıştır. Bundan sonraki dönemde baharda Anadolu''ya gelip kışın geri çekilmekte olan Selçuklu kuvvetleri yerleşme amaçlı bir plan çerçevesinde hareket etmeye başlamıştır. Malazgirt Zaferi''nin önemi tam da burada devreye girmektedir. Nitekim savaşta çok ağır bir darbe almış olan Bizans, uzun süre Türklerin karşısına çıkabilecek kuvveti tekrar toparlayamamıştır. Bizans''ın müdahale etme şansı ortadan kalktığı için de Türkler daha kısa sürede ve daha sağlam bir şekilde Anadolu''ya yerleşme şansı yakalamışlardır.

Nizamiye Medreseleri, onun emri doğrultusunda kuruluyor.

Nizamiye Medreseleri, Ortaçağ''ın en büyük eğitim hamlesidir. Adından dolayı bu müesseseyi Büyük Selçuklu veziri Nizamülmülk''ün kurduğu söylenmektedir. Her şeyden önce vezir devletin en üst düzey memurudur ve yaptığı her işi hükümdar adına yapar. Zaten Nizamiyelerin inşası için gerekli emri Sultan Alp Arslan vermiştir. Nişabur şehrini ziyareti sırasında üstü başı perişan halde bir mescidin önünde bekleşen bir grubun kim olduğunu soran Sultan Alp Arslan''a veziri ''Onlar ilim arayanlardır'' cevabını vererek onlar için kalacak bir yer inşa etmek için izin istemişti. Bunun üzerine Sultan Alp Arslan gereken izni vermekle kalmamış bu medreselerin tüm ülkeye yaygınlaştırılmasını emretmişti. Medreselerin inşası için harcanan para da devlet hazinesinden karşılanmıştır.

Prof. Dr. Erdoğan Merçil: Alp Arslan''ın niyeti İslam dünyasının liderliğiydi

Malazgirt''te Bizans ordusuyla karşı karşıya geliyor Sultan Alp Arslan. Henüz Anadolu vatan kılınmış değil, böyleyken Alp Arslan''ın doğrudan Anadolu''yu istemesinin sebebi neydi?

Sultan Alp Arslan''ın asıl niyeti, ilk hedefi Anadolu''yu tutmak değildi aslında. Onun niyeti öncelikle Mısır''a gidip İslam dünyasını birleştirmek ve o dünyanın sultanı olmaktı. Ancak Diyojen''in harekete geçmesi üzerine, yönünü öncelikle Anadolu''ya çevirdi. Daha sonra tabi olaylar geliştikten, Bizans imparatoru öldükten sonra Oğuz boylarına ve Türkmenlere Anadolu''ya göndermiş ve Anadolu''nun İslamlaşması hızlanmıştır. Ama tabi dediğimiz gibi Alp Arslan''ın asıl gayesi Mısır üzerine gitmekti. O seferden vazgeçip Malazgirt''e yöneliyor. Zaten Romanos''a galip geldikten sonra onunla anlaşma yapıyor ve o yönü güven altına aldıktan sonra diğer yönlerde harekete geçiyor. Daha sonra biliyorsunuz beylikler kuruluyor. Doğuda Karahanlılar üzerine yaptığı bir seferde, şehit düştü. Daha sonra oğlu Melikşah Anadolu''ya geldi. Hatta Marmara civarına kadar Türk akıncıları Anadolu''da yer tutmayı başardılar.

Sultan Alp Arslan''ın öncelikli hedefi o halde, İslam dünyasını bir çatı altında toplamak?

İslam dünyasını birleştirip, lideri olmak. Sultan''ul âlem. Âlemin sultanı işte, niyeti o. Daha önce Tuğrul Bey Bağdat''ı ele geçirdi, Abbasi halifesini himayesi altına aldı. Sultan Alp Arslan''da bunu daha da genişleterek tüm İslam dünyasının lideri olmayı hedefliyordu.

SELÇUKLULAR YETİM KALDI

Sultan Alp Arslan, tanınmasına rağmen çok da bilinmeyen bir isim.

Zaten bizim gayemiz de oydu. Hem Alp Arslan dönemini okuyucuya bildirmek hem de Malazgirt hakkında bilgi vermek. Kültür AŞ''nin de finanse etmesiyle bu şekilde farklı isimlerden alınan makalelerden oluşan bu kitap ortaya çıktı. Alp Arslan hakkında makaleler var ama şunu söyleyeyim, Selçuklular hakkında bize bilgi verilmiyor. Hep söylenen Osmanlı. Ama Osmanlı''dan önce bu vatanı Türk yurdu haline getiren Selçuklulardır. Yani Selçuklu yetim kalmıştır diyeyim ben size.

Neden böyle sizce?

Yayın yok. Değer verilmiyor Selçuklulara. Özellikle halka ulaştırılacak yayınlara ehemmiyet gösterilmiyor. Dikkat ederseniz devamlı Osmanlı tarihi.

ASKERİ VE SİYASİ DEHA

Sultan Alp Arslan''a geri dönersek, sadece askeri bir deha ile mi karşı karşıyayız?

Sadece o değil. Siyasi ve ilmi olarak da bir deha. Nizamiye Medreseleri işte. Bugün bile hala hayranlıkla söz ediyoruz. Nizamülmük''ün önderliğinde Sultan Alp Arslan''ın da emir ve yönlendirmesiyle kurulmuştur. Sultan Alp Arslan''ın tarihimizde yeri ve önemi zannedildiğinden daha fazladır. 9 yıl gibi çok kısa süren iktidarı döneminde Nizamiye Medreseleri gibi İslam dünyasının en sistemli eğitim kurumlarının oluşmasına yönelik verdiği emir, Sultan Alp Arslan''ın ufkunun genişliğini gösteriyor.