Harflerin parmaklardan sözcüklerin mimiklerden anlaşıldığı işaret diliyle matematik dersi veren Pelin Baykan, dört yıldır hem özel ders veriyor hem de sosyal medyaya yüklediği videolarıyla Diyarbakır’dan Almanya’ya birçok sağır bireye ulaşıyor. Matematik öğretmeni Baykan’ın öncülüğünü yaptığı “Anlatan Eller” 10 yıldır Sabancı Vakfı’nın yürüttüğü “Fark Yaratanlar” programında yer aldı. Sağır ve işiten ayrımı yapmadan herkesin aynı hayallerle yola çıktığına vurgu yapan Baykan günlük hayattaki basit müdahalelerle kör ve sağır bireylerin daha rahat hareket edebileceklerini söylüyor. Baykan ile kendi hikayesini ve değiştirdiği hayatları konuştuk.
İşaret diliyle matematik anlatmaya nasıl başladınız?
2016’da, sağır arkadaşım matematik anlatmamı istedi. Hayatımda ilk defa işaret diliyle matematik anlatmıştım ve o ders sonunda hatıra olarak bir fotoğraf paylaştım. Gelen yorumlar, bu alandaki açığı görmeme neden oldu. Sonra engelli KPSS’ye hazırlanan sağır bireylere Türk İşaret Diliyle matematik anlatmaya başladım.
Neler yapıyorsunuz bu alanda? Başka örnekleri var mı?
Derslerimi dijital ortamda paylaşıyorum. İş ve eğitim alanında İstanbul, Ankara ve İzmir önde olduğu için sağır bireyler bu şehirlerde daha fazla. Ancak sosyal medya aracılığıyla Diyarbakır’dan Almanya’ya konuştuğum birçok kişi var. Yerel bölgelerde belediyelerin yaptığı ders anlatımları yapılıyor ancak bu birincil iletişim diliyle matematik dersi verilmiyor. Türk İşaret Dili’nin bilinirliği çok az. Tercüman desteğiyle bu eğitim veriliyor. Yani bir işiten, konuşan matematik öğretmeni ve yanında işaret dili tercümanı oluyor. Eğitimi iki kişi veriyor. Alandaki en büyük farkımız da hem tüm Türkiye genelinde sosyal mecralardan bu dersleri verebilmek hem de direkt öğrenci-öğretmen iletişim kaybını oluşturmadan bu eğitimi sunabilmek.
AKRAN İLETİŞİMİNİ GÜÇLENDİRMELİYİZ
Öğretmenliği bırakıp bu alana yönelmenizdeki cesaret ve motivasyon nedir acaba?
Matematikçi bir babanın matematiği çok seven kızıyım. İşaret dilini de çok severek öğrendim. Bu iki sevdayı tek alanda birleştirmek farklı bir motivasyon oldu. İlk eğitmenim Serdar Peçen’in verdiği güven de burada çok önemliydi. Benim en büyük destekçimdi kendisi. Dört yıldır sağır kültürünün içindeyim. 2016 yılında Anlatan Eller’i kurduk.
İşaret dilinde ortak bir dil yok sanırım, her ülkenin kendi dili mi var?
İşaret dilinde evrensel bir dil yok. Ancak spor faaliyetleri için ortaya çıkartılan uluslararası bir dil var. Burda da İngiliz, Amerikan, Fransız işaret dillerinden kelimelerin alındığı karma bir yapı mevcut.
Çocuklarla hangi çalışmalar yapılıyor?
Anne veya babası sağır olan ancak kendisi işiten CODA çocuklar ile sağır veişiten çocukları bir araya getiriyoruz. Çubuk Kraker’in Yolculuğu adlı bu etkinlik serimizde çocukların kendi hayallerini fark edebilecekleri, yetkinliklerini keşfedebilecekleri, ayrımcılığı ortadan kaldırabileceğimiz, akran iletişimini güçlendirebileceğimiz ortamlar yaratıyoruz. Sağır bireylerin eğitimde yaşadığı fırsat eşitsizliği hem sosyal hayatını, hem iş hayatını hem de ebeveynlik sürecini etkiliyor.
İKİ ELİMLE YOLA ÇIKMIŞTIM
Hangi zorlukları yaşadınız?
Hiçbir zaman net bir şey söyleyemedim bunla ilgili. Sosyal girişimci olduğumuz için yapılan veya yapılması düşünülen işbirliklerinde özellikle zorluk yaşanabiliyor. 15 gönüllü arkadaşımız ve 4 sağır eğitmenimiz var. Ekip içindeki dayanışmada, matematik eğitiminde, öğrenci bulmada zorlukla karşılaşmadık veya karşılaştığımız zorluklar bize büyük gelmedi. Ekip içinde çok güzel bir motivasyonumuz var. Ben iki elimle çıktım bu yola, şimdi artık daha fazla el var. Sanırım bu nedenle zorlukları görmüyoruz. Ama sağırlar için durak isimlerinin yazması, görünür olması, sesli ekranların ve durak anonslarının yapılması sağlanabilir. Böylece bir zorluk ortadan kalkar.
Başarı durumu nasıl?
Lise düzeyinde bireysel yüzde 56, üniversite düzeyinde bireysel yüzde 45’lik bir başarı artışı yakaladık. Üniversiteye hazırlanmak isteyen birçok öğrencim var. Ancak üniversite sınav müfredatında engelli ayrımı yok. Herkes aynı müfredata tabi. Bu nedenle biraz daha zamanımız var o alanda çalışmak için ya da sistemsel değişim bekliyoruz.
HAYAL KONUSUNDA HEPİMİZ EŞİTİZ
Sağır bireylerin nasıl hayalleri var?
Yine burada da ayrımcılığa girmek doğru bir şey değil. Biz nasıl özel sektörde çalışmayı veya devlet memuru olmayı hayal ediyorsak işiten ve sağır ayrımı yapmadan aynı hayalleri kurabiliriz. Hayal konusunda hepimiz eşitiz. Özel sektörde mücadele etmeye çalıştığımız bir şey var ama. Sağır, kör veya başka dezavantajlı bireyler özel sektör alanında depo elemanı gibi alanlarda çalıştırılıyor. Halbuki her bireyin kendine has bir yetkinliği var. Önyargılardan ötürü bunlar ortaya çıkamıyor. Örneğin çok başarılı sağır grafik tasarımcısı arkadaşlarımız var. Sağır bireylerin işitenlere göre görsel algısı daha yüksek ama bu kullanılmıyor, hatta sorulmuyor.
İşaret dili eğitmenleri nasıl olmalı?
Eğitmenler kesinlikle sağır bireylerle birlikte çalışmalı. Bizim anlatan eller içinde yaptığımız ve önemsediğimiz şey bu. Sağır birey eğitim veriyor ama burada her zaman yanında bir işiten var. Çünkü sağır ve işiten bireyin beaber olması gerek sosyal hayatta gerek bu dilin öğretiminde varolmalı. Çünkü sağır kültürünü öğretebilecek en önemli kişiler sağır bireyler. Bu dilin damak, dudak, gramer, cümle yapısını öğretebilecek kişiler sağır kişiler, aradaki iletişim köprüsünü isr işiten bireyler sağlayacak. Ülkemizde ne yazık ki 320 saatlik eğitim sonunda alınan sertifika herkesi eğitmen yapmaya yetiyor.
İşaret dilinin ülkemizde kabulü ve bugünü hakkında bilgi alabilir miyiz?
Ülkemizde 2005 yılında atılıyor ilk adım ve işaret dili Anayasa’ya kabul ediliyor. Mili Eğitim Bakanlığı ve Türk Dil Kurumu birlikte üstleniyor. Ancak bu dil hâlâ günümüzde bile sağır okullarında kullanılamıyor. Sağır bireyler eğitimlerini Türk İşaret Diliyle alamıyorlar. Öğrencilerin ellerinin bağlanması, işaret yapanların okuldan uzaklaştırılması gibi hikayeler yaşandığını biliyoruz geçmişte. Şu an bunlar yaşanmıyor ama kendi dillerinde eğitim alma hakları engelleniyor. Özel öğretim öğretmenleri sağır okullarında çalışabiliyor örneğin. Ancak ben formasyona sahip bir matematikçi olarak çalışamıyorum, hatta stajımı bile yapamadım. Özel eğitim öğretmenleri bütün alanları öğreniyorlar, örneğin körlerin alanına yoğunlaştığı için işaret dilini bilmeden mezun oluyorlar.
Hedefiniz nedir?
Dünyadaki ilk sağır üniversitesi Amerika’da. Burada işitenler de eğitim görebiliyor. Amerikan İşaret Dilini konuşabilmek tek kural. Bunun ikincisini Türkiye’de kurmak en büyük hedefimiz. Üniversite bazında olmayabilir belki ama sağır çocukların okul öncesi eğitimleri alabilecekleri, sağır bireylerin 4+4 eğitimi tamamlayabilecekleri bir eğitim merkezi haline gelebilmeyi istiyoruz.
Şarkı çevirileri anlaşılmıyor
Televizyonda bazı çabalar var. Çeşitli programlarda işaret diliyle çeviriler yapılıyor. Bunlar hakkında ne söylemek istersiniz?
Bilgiye erişim herkesin hakkı. Dolayısıyla en başından beri yapılması gerekiyor ama yeni yeni başladı diyebiliriz. Altyazı ve işaret dili çevirilerinin her yerde olması gerekiyor. Bu çevirilerin çok büyük katkısı var.
İşaret diliyle anlatılan şarkıların sağırlar tarafından anlaşılmadığını savunuyorsunuz bir paylaşımda. Bunu açıklayabilir misiniz?
Sağır kültürü içinde müzik maalesef yok. Ancak hissetmek ve titreşim var. Türkçe ve Türk İşaret Dilinin cümle yapıları birbirinden farklı. Yani Türkçe yazılmış bir şarkıyı direkt olarak kelime kelime işaret diline çevirdiğiniz anda sağır bireyler o cümleyi anlayamıyorlar. Ama şöyle bir şey mümkün, Türkçe yazılmış bir cümleyi Türk İşaret Dilinin cümle yapısına çevirip daha sonra o cümle yapısından gramer kullanılarak çeviri yapılırsa bu olabilir. Sosyal medyada iletişim diliyle ilgili arama yaptığınızda karşınıza sadece şarkı çevirileri çıkıyor. Bence farkındalığın daha fazla görünür olması gerekiyor. İşaret dilini öğrendim, sertifikamı aldım, bu dilin tercümanıyım, şarkı çeviriyorum değil de sağır ve işiten bireylerin aynı sosyal hayatta olduğu görüntüler için çalışmak gerekiyor. Bunların daha görünür olması gerekiyor.
Eğitim ailede başlıyor
Sağırlar için eğitimin önemi nedir?
Sağır ve işiten olarak ayırmamak gerekiyor, farklı eğtim metodları kullanılmalı. Eğitimde dezavantajları ön plana sürmemeliyiz. Sağır, kör, sakat fark etmez önce aile içinde başlayan bir eğitim var. Bunun yanında okul öncesi çok önemli. Temel Türkçe ve Temel Matematik’in oturduğu ilk 4 yıl çok önemli. İlk olarak 4 işlemde zorluk yaşıyoruz.