İstanbul'da bir inşaat firmasında işçi olarak çalışan Erzurumlu Sinan Türken (46), FETÖ'nün darbe girişiminde bulunduğu 15 Temmuz'da iş için Ankara'da bulunuyordu. Bir restoranda yemek yerken Gölbaşı Özel Hareket Daire Başkanlığına saldırı yapıldığını öğrenen Türken, kalkışmaya tepki göstermek için sokağa çıktı. Darbecilerce bombalanan Gölbaşı Özel Hareket Daire Başkanlığı önüne giden Türken, bu sırada atılan bombanın patlamasıyla yaralandı.
Türken, kaldırıldığı Gölbaşı Devlet Hastanesindeki ilk müdahale sonrası Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesine sevkedildi. Burada bir süre tedavi gören Türken, daha sonra ailesinin yaşadığı Erzurum'a gelerek Palandöken Devlet Hastanesinde yüzünden ameliyat oldu ve gözünün altındaki şarapnel parçası alınarak taburcu edildi.
Türken, Özel Hareket Daire Başkanlığına yapılan saldırıyı terör saldırısı sandıklarını ancak daha sonra darbe girişimi olduğunu öğrendiklerini söyleyerek, "Olay yerine gittiğimizde Daire Başkanlığının helikopterlerinin vurulduğunu gördük. Bizleri nizamiyenin dışında beklettiler ve herkes panik içindeydi. O sırada polis timleri de zırhlı araçlarla nizamiyeden çıkış yapıyordu." dedi.
Evlerinden olay yerine gelmeye çalışan polisleri gördüklerini belirten Türken, şunları söyledi:
"Bu vatanın evladı olan özel harekatçı polisler evlerinden araçları ile geliyordu, bazıları gelirken pantolonlarının bir ayağını geçirmiş diğerini de yolda gelirken geçiriyorlardı. O anda karanlıkta bir aydınlık parçasının geldiğini gördük. Bir anda her taraf alev topuna döndü. Bombanın etkisi ile ortalığı toz bulutu sardı ve bir hortum gibi bizi 10-15 metre fırlattı. Yerden kalkıp kafamı çevirdiğimde nizamiyenin duvarının yok olduğunu gördüm."
Türken, söz konusu saldırıda kendisinin de yaralandığını anlatarak, "Ağabeyim askerde şehit oldu, ben de onun gibi şehit olmaya gittim ama Rabbim bize gazi olma şerefi verdi. Kolumdan, gözümden, ayağımdan ve sırtımdan yaralandım. Yüzümden şarapnel parçası çıkardılar. Sağ gözümde kalıcı hasar oluştu ve görmüyorum. Sırtımda da halan şarapnel parçası var. Benim bu kadar kısa sürede iyileşmem Allah'ın bir mucizesi. İlk günkü halime bakınca buna şükrediyorum." diye konuştu.
"Yaşadıklarım gözümün önünden gitmiyor^"
Darbe günü yaşadıklarının gözünün önünden gitmediğini vurgulayan Türken, şöyle dedi:
"Orada bir abla vardı. Hemşire olmamasına rağmen gönüllü olarak bize yardım ediyor, yaralarımızı sarmaya çalışıyordu. Bize olay yerinden Gölbaşı Devlet Hastanesine gidene kadar yardım etti. Aynı zamanda ablamızın eşi de özel harekatta polis memuruymuş. Ablamız bir yandan bize yardım ediyor bir yandan da telefonla kocasına ulaşmaya çalışıyordu. Bize, 'Bana dua edin kocam da özel harekat polisi ama ulaşamıyorum' diyordu. Gölbaşı Devlet Hastanesinde iken gözüm nedeniyle durumum ağırdı ve Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesine gitmem gerekiyordu ancak daha ağır yaralılar gelince beni başka bir servise götürdüler. O sırada bize yardım eden ablamızın feryat sesini duydum ve sordum dediler ki eşini kaybetmiş. O ablamızın feryadı ve millete olan yardımı gözümün önünden gitmiyor. Orada yaşadıklarımı kolay kolay anlatamam."
Türken, saldırıda gözünde kalıcı görme kaybı olduğunu anımsatarak, "Bir gözüm değil canım da ailem de bu topraklar için feda olsun. Şehitlerimizin yakınlarına Allah'tan rahmet gazilerimiz için şifalar diliyorum. Milletimiz cennetle müjdelenen bir komutanın nesli olarak kahramanlığını bir kere daha gösterdi." değerlendirmesinde bulundu.