12 Eylül 1980 günü Türkiye demokrasi tarihine kara bir leke olarak geçti. Ordunun demokrasiyi rafa kaldırdığı darbede; 650 bin kişi gözaltına alındı, 230 bin kişi yargılandı, 7 bin kişi için idam istendi, 517 kişi ölüm cezasına çarptırıldı, 50 kişi idam edildi. Kırıkkale’de yaşayan 12 Eylül darbesinin mağdurlarından Şevki Köksal, 25 yaşındayken bir gece yarısı evinden alınarak cezaevine gönderildi.
Cezaevinde yaşadığı acı hatıraları anlatan Köksal, yaptığı açıklamada, Kırıkkale Milliyetçi Hareket Partisi ve ülkücüler kuruluş davalarından sanık olarak yargılandığını ifade ederek, 5,5 yıl kadar bir cezaevi hayatının olduğunu söyledi.
"Ben öğretmendim, öğretmenliğini yapamadım"
Ankara Mamak’ta ve bir müddette Ulucanlar cezaevinde yattığını anlatan Köksal, o dönemde hayatının acı ve ıstırap dolu günlerinin olduğun belirterek, "O dönemlerde geldi geçti ve netice itibariyle de beraat ettim. Hayatımın 5,5 yılı geçmiş olmasına rağmen, 12 yıl süren davaların neticesinde de beraat ettik. Ben öğretmendim, öğretmenliğini yapamadım. Memurluğumu yapamadım. Kendi çabamızla hayatımızı devam ettirdik, bugünlere geldik" dedi.
"Zulümler altında yaşadık"
43 yıl geçmesine rağmen 1980 12 Eylül ihtilalini unutmanın mümkün olmadığını dile getiren Köksal, "Her yıl böyle acı ve ıstıraplar ile dolu o kara günleri hatırlıyoruz ve çektiğimiz birçok sıkıntıları var. Birçok eziyetler oldu, kolay değil. Bizler 5,5 yıl işkenceler altında Mamak gibi bir yerde zulümler altında yaşadık. Gülmenin yasak olduğu konuşmanın yasak olduğu, her şeyin zorbalıkla yürütüldüğü bir yerde o Kenan Evren ihtilalinin ve cezaevi komutanları Raci Tetik de dahil olmak üzere hepsinin işkenceleri ile muhatap olduk" ifadesini kullandı.
"Çektirdiğimiz ıstıraplar unutulacak gibi değil"
Ailelerinin de o dönemde ıstırap dolu günler yaşadığını belirterek, kendisinin de cezaevinde her türlü işkenceler gördüğünü anlatan Köksal, şunları kaydetti:
"Şimdi bizlerden çok ailelerimiz de çok çekti. Bizler yaşadıklarımızı geçtik bir şekilde katlandık, her türlü eziyeti de. Düşünün, sabahın üçünde Kırıkkale’den aileniz çıkıyor, Ankara’ya geliyor. Eskiden tek yol kar-kış demeden Ankara’ya geliyor. Saat 03.00’te sıraya giriyor. Saatlerce kuyruklarda sizinle görüşmek için bekliyorlar ve nihayetinde saat kaçta gelirse içeriye giriyor. O ailenizin karşısında arkanızda birer tane asker copların altında o insanlarla görüşmeye çalışıyorsunuz. Biz artık kendimizden geçtik. Yoksa biz dayanmış sopa da yemişiz, işkence de görmüşüz hiç önemli değil ama o ailelerimizde çektirdiğimiz ıstıraplar unutulacak gibi değil."
"Zulümlerin hangi birini anlatalım?"
Cezaevinde kendilerine okumak için Kur’an-ı Kerim dahi vermediklerini anlatan Köksal, "2 yıl kavgasını verdik. Bir Türkçe mealini istedik getirtemedik. Yasaklı kitaplar halindeydi. Her gün kavga, gürültü bilmem ne. Ondan sonra bizi güya onunla terbiye etmeye kalktılar. Zulümlerin hangisini anlatalım" şeklinde konuştu.
12 Eylül darbesinden dolayı öğretmenlik görevlini sonlandırmak zorunda kalan ve çalıştığı farklı mesleklerden emekli olan Şevki Köksal, şuan köy statüsünde olan Kırıkkale iline bağlı Ahılı’da, 1994-1999 yılları arasında da bir dönem belediye başkanlığı görevini yaptı.