Bütün güncel araçlarda olduğu gibi sinemada da sık sık gündeme gelen konular var. Etkili bir kitle iletişim aracı olmasının yanında sanat unsuru da barındıran sinema söz konusu olduğunda Batılı gözle yapılan üretimler ve Doğuluların buradaki yeri liste başı konulardan olur. ‘Biz Doğulular’ düzenli olarak haykırırız. “Dünya bizi görmüyor” deriz. Fekat söylediklerimiz hamasi slogan olarak algılanmaktan öteye geçmez. Bırakın Batılıların inanmasını, ‘içimizdeki İrlandalılar’ bile ikna olmaz. Geçtiğimiz günlerde yapılan bir araştırmaysa Batılıları, Batılılar eliyle yalanlıyor ve Hollywood’un başı çektiği sinema endüstrisinin Müslümanlara nasıl yaklaştığını gözler önüne seriyor.
ÇOK İZLENEN FİLMLER MÜSLÜMANLARA YER VERMİYOR
Başrol konusu ise manzarayı resmediyor. Müslüman bir erkeğin başrolü veya yardımcı oyuncu rolünü üstlendiği sadece 5 film var. Müslüman kadın başrol oyuncusuna sahip tek film ise 2018 yapımı Hotel Mumbai.
MÜSLÜMAN = TEHLİKELİ
Bir de şu açıdan bakalım...
ABD nüfusu 330 milyon civarı. Müslümanların oranı yüzde 1 kadar... Yahudilerin oranı ise yüzde 2 bandında... Hollywood filmlerinde Yahudi karakterlere ne kadar yer verildiğini anlamak için özel araştırmaya gerek yok. Yarıdan fazla olduğu kesin. Nüfusa oranla bakınca Müslümanların görmezden gelindiği aşikar.
OSCAR’A ADAY OLAN RIZ AHMED İSYAN ETTİ
Konuya dair yakın zamanda daha ‘içeriden’ bir eleştiri de geldi. Son Oscar töreninde en iyi erkek oyuncu dalında aday olan (bence alması gerekirdi ama Hopkins’in popülerliğini aşamadı) Riz Ahmed, Müslümanlara ekranda ve beyaz perdede yer verilmediğini ya da olumsuz gösterildiğini, bunun da normalleştiğini, mevcut manzaranın kabul edilemez olduğunu söyledi. Pakistan asıllı İngiliz (bildiğiniz Pakistanlı işte, asıllı ne demekse!) olan Riz Ahmed, Oscar’da en iyi erkek oyuncu dalında aday gösterilen ilk Müslüman olmuştu (Sound of Metal filminde oynadı. Filmi mutlaka izleyin, özellikle ses tasarımı ve kurgu konusunda derslik niteliğinde). Sosyal medyadan isyan eden Ahmed, “Ekranda Müslüman karakterlerin olumsuz gösterilmesinden ya da hiç olmamasından bıktım. Sektör değişmeli” ifadelerini kullandı.
ABD ASKERİ NEREDE, TEHLİKELİ MÜSLÜMANLAR ORADA!
HOLLYWOOD’DAN YAKIN DÖNEM ÖRNEKLER
Gelin bazı örneklere bakalım...
2001 yapımı Kara Şahin Düştü filmi, 1993’te Somali’de yaşananları anlatır. BM Barış Gücü askerleri bölgeye gönderilir ve başlarına gelmeyen kalmaz. Çünkü Somali Afrika’dır, Müslümandır ve tehlikelidir!
2014 yapımı Keskin Nişancı da adından anlaşılacağı üzere bir ABD askerinin Irak’ta yaşadıklarına odaklanıyor. Clint Eastwood’un yönettiği filme göre tahmin edin Irak nasıl bir yer? Ve yine filmde olmayan şeyi de düşünelim; Irak’ı o hale kim getirdi? Film özeleştiri yapsa da “yetmez ama evet” mesabesinde...
TÜRKİYE DE ZAMAN ZAMAN HEDEF OLDU
Türkiye de zaman zaman bu tür manipülasyonlara maruz kalıyor. Gece Yarısı Ekspresi (1978) filmi yapıldığında dünya, Anadolu insanını filmde resmedildiği şekilde tanıdı. Yakın zamana kadar da öyleydi. Hatta tam bir karalama kampanyası olan filmin senaristi Oliver Stone, 2004’te Türkiye’ye geldiğinde film için özür dilemişti.