Balkanlar’daki kalbimiz Bosna

Bosna Hersek ülkemizden 1.5 uçuş saati uzaklıkta, vizesiz gidilebilen küçük bir Balkan ülkesi. Hemen her şehrinde Osmanlı’nın ve 1992-1995 yılları arasında yaşadıkları kuşatma ve savaşın izlerini görebileceğiniz bu ülke, doğa, tarih ve kültürü bir arada ziyaretçilerine sunuyor. Görmeden dönülmemesi gereken yerlerin başında ise ülkenin başkenti Saraybosna var.

Bosna Hersek.

FATMA MATUR

Gün batmak üzere. Bu ülkeye yaptığım ilk ziyaretin son günündeyim. Kasım ayının ilk haftası, ılık bir akşam üstü. Yürüyorum. Önce turkuazdan yeşile çalan bir doğal havuz sonra beş altı koldan o havuza akan şelaleler karşılıyor beni. Havuzu yukarıdan sarmalayan, besleyen kollar. Bu sarmalanma hissi bana bu ülkeden kalan his olacak diye düşünüyorum. Ve bu hissi özledikçe dönebilmek istiyorum. Öyle de oluyor sonraki yıllarda.

Bosna Hersek’te, Mostar’ın 40 km güneyinde bulunan Kravica Şelaleleri’ndeyim. Bosna Hersek’i anlatan yazılar, Saraybosna veya Mostar’la başlar genelde. Ben son durağımla başlamak istedim. Çünkü burası bu küçük ve muhteşem ülkeye yaptığım ilk ziyarette, daha güzel uğurlanamazdım hissiyle ayrıldığım yer. Bu da benim teşekkürüm olsun Ama şimdi başa döneyim. Bosna Hersek ülkemizden uçakla iki saat uzaklıkta, vizesiz gidilebilen bir Balkan ülkesi. Hemen her şehrinde Osmanlı’nın ve 1992-1995 yılları arasında yaşadıkları kuşatma ve savaşın izlerini görebileceğiniz bu ülke, doğa, tarih ve kültürü bir arada ziyaretçilerine sunuyor. Görmeden dönülmemesi gereken yerlerin başında ise ülkenin başkenti Saraybosna var.

İlk öneri Gazi Hüsrev Bey Camii

Saraybosna’da konakladığım otelden Başçarşı’ya inen yokuşun solunda Kovaci Şehitliği var. “Öldüğümde Osmanlı askerleriyle Bosna şehitleriyle yan yana yatmak istiyorum” diyen Aliya İzzetbegoviç’in kabri burada. Binlerce şehitle birlikte. Yazının başında bahsettiğim sarmalanma hissini ilk kez burada yaşıyorum. Şehrin kalbi Başçarşı’ya inerken, benim ve buraya beraber geldiğim onlarca Türk’ün dilinden dökülen dualar önümüzden akıp Başçarşı sebiline, sebilin etrafındaki güvercinlere, Osmanlı döneminden kalma hanların kırmızı kiremitli çatılarına, taze börek kokularına, sabah namazında Gazi Hüsrev Bey Camii’n hala çıplak sesle okunan ezanın sedasına karışıp, şehri ve hatta ülkeyi sarıyor gibi hissediyorum. Saraybosna için ilk önerim Gazi Hüsrev Bey Camii’nde sabah namazından sonra şehrin ve Başçarşı’nın Osmanlı’dan kalma sokaklarını, henüz kalabalıklar basmadan adımlamak olur.

Saraybosna’da görülecek yerler

Başçarşı, 15. yüzyıldan kalma bu çarşıda Osmanlı mimarisinin örneği dükkanları, hanları gezebilir, Boşnak kahvesi içmek, börek ve cevapi yemek için molalar verebilirsiniz. Gazi Hüsrev Bey Camii, Başçarşı’da bulunan cami esasen 1531 yılında yapılmış, savaşta hasar almasının ardından 1996’da aslına uygun olarak restore edilmiş. Burada Gazi Hüsrev Bey’in türbesi ve annesi Selçuk Hatun adına yaptırılan medrese bulunuyor. Tünel, Saraybosna’nın girişinde, havaalanı yakınında bir aile evinin altına kazılıp, savaş zamanı şehre onbinlerce insanın, ilacın ve silahın giriş çıkışını sağlamış, yapımı bittiğinde uzunluğu 960 metreye ulaşmış bir yaşam hattı. Günümüzde evin sahibi aile tarafından ziyaretçilere açılmış durumda ve 20 metrelik kısmı görülebiliyor olsa da mutlaka ziyaret edilmesi gereken noktalardan biri. Saat Kulesi yine Başçarşı’da bulunan, Gazi Hüsrev Bey’in talimatıyla yapılmış, otuz metre yüksekliğindeki bu kulenin saati ay takvimine göre çalışıyor ve saatin 12’yi göstermesiyle akşam ezanı okunuyor, Ramazan’da tam bu anda kandiller yanıyor. Bunların yanı sıra Ferhadiye Caddesi, Sönmeyen Ateş Anıtı, Ferhat Paşa Camii, Moriça Han, Latin Köprüsü, Bosna Hersek Ulusal Kütüphanesi, İnat Kuca (İnat evi) de Saraybosna’da ziyaret edilmesi gereken yerler.

Son olarak bu güzel şehre Bosna Nehri’nin kaynağının bulunduğu Vrelo Bosne doğal parkını görmeden veda etmemenizi öneririm.

Bosna Hersek hakkında bilmeniz gerekenler

* Bosna Hersek’i ziyaret etmek için vize gerekmiyor.

* Ülkeyi ziyaret etmek için en ideal aylar, hem iklim elverişliliği hem de turist kalabalığından bir nebze kaçınmak için; nisan ortası-haziran sonu arası ve eylül-ekim ayları.

* Bosna Hersek’e minimum 4 gece-5 gün ayırmak, görülmesi gereken yerleri tamamen görmek içinse 9 gece 10 günlük bir gezi yapmak ideal olur.

* Ülkede oda kahvaltı konaklama ve yeme içme dahil günlük 50 dolar civarında bir bütçe ile gezilebilir.

* Boşnak kahvesi, Cevapi köftesi ve Boşnak böreği ve Neretva Nehri kıyısındaki restoranlarda tandır mutlaka tadılmalı.

* Turla gitmiyorsanız mutlaka Saraybosna havalimanından araba kiralamak ülkeyi gezmek için en ideal yöntem.

Travnik

Saraybosna’ya 90 km uzaklıktaki Travnik, Osmanlı döneminde uzun süre Bosna Hersek’in başkenti olarak kalmış. Bu dönemde önemli devlet adamları yetiştirmiş olan şehir bu nedenle “Vezirler Şehri” olarak da anılıyor. Osmanlı Kültürünün en iyi muhafaza edildiği yerlerden biri olan bu şehirde, Süleymaniye Camii, Elçi İbrahim Paşa Medresesi, Lukaçka Camii, Hacı Ali Bey Camii, Travnik Kalesi gezilebilir.

Yayçe

Travnik’in 50 km batısındaki bu küçük şehre yalnızca tam merkezinde bulunan ve bu sebeple her yerden su sesinin duyulabildiği Pliva Şelalesi’ni görmek için bile gelmeye değer. Fakat bunun yanı sıra Jajce Kalesi, Meryem Ana Kilisesi ve Yayçe’ye 6 km mesafede bulunan su değirmenlerini mutlaka ziyaret etmenizi öneriyorum.

Mostar

Ortasından akan Neretva Nehri üzerindeki Mostar Köprüsü’nün iki yanına serpilmiş taş evleri, tarihi sokakları ile Mostar, Bosna Hersek’in bana göre en güzel şehri. Şehrin tarihi merkezinde, arnavut kaldırımlı sokaklarında, Neretva Nehri’nin muhteşem manzarasını izleyerek saatler geçirmek mümkün. Akşamları ise bu küçük ve güzel şehir ışıklandığında Neretva Nehri’ne bakan teraslardan birinde Boşnak kahvenizi yudumlamak harika bir deneyim. Mostar şehir merkezinde Mostar Köprüsü’nün yanı sıra görülecek başlıca yerler Mostar Bakırcılar Çarşısı, Muslibegovic Evi, Biscevic Evi, Koski Mehmed Paşa Camii, Karagözbey Camii, Savaş ve Soykırım Müzesi ve Eğri Köprü olarak sayılabilir. Mostar’da en az iki gece konaklamanızı, bir tam günü Mostar’a, bir tam günü ise Mostar çevresindeki Poçitel, Blagaj Tekkesi ve Kravica Şelaleleri’ni içeren bir geziye ayırmanızı öneririm.

Poçitel

Burası Balkanlar’ın en eski Osmanlı köyü. Neretva Nehri’ne bakan heybetli kalesi, yalnız ve sakin Ali Paşa Camii, korunmuş taş evleriyle zarif, göze de ruha da esenlik veren bir köy. Mutlaka görülmeli, köyün yukarısındaki surlardan muhteşem manzara seyredilmeli.

Blagaj Tekkesi

15. yy’da Buna Nehri’nin kaynağına kurulmuş bir Bektaşi tekkesi olan bu tekke Mostar’a 10 km mesafede bulunuyor. Osmanlı’nın Mostar’ı fethinden sonra bölgenin Müslümanlaşmasında çok büyük katkısı olan bu tekke, konumu, manzarası ve mimarisi ile mutlaka ziyaret edilmesi gereken yerlerden biri.

Kravica Şelaleleri

Yazımın başında bahsettiğim şelaleler, 25 metre yükseklikten dökülerek oluşturdukları doğal havuz ve çevreleyen yemyeşil alanı ile hem muhteşem bir manzara hem de yaz aylarında ziyaret ediyorsanız yüzme ve serinleme imkanı sunuyor. Ve bazen de benim gibi kasım ayında gittiyseniz, günlerce yağmurun ardından son gününüzde güneşle sarmalayıp uğurluyor sizi.

HAYAT
Yaratılış hikâyemiz ilham veriyor