Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu, Anadolu Yayıncılar Federasyonu'nun Anadolu Sohbetleri programında basın mensuplarının sorularını yanıtladı, maymun çiçeği virüsüne karşı alınan önlemleri anlattı.
Bakan Memişoğlu, Dünya Sağlık Örgütü'nün (DSÖ) hastalıkla ilgili acil durum ilan ederek, ülkelere kendi önlemleri almalarını tavsiye ettiğini söyleyerek, "Biz de Bilim Kurulu'nu toplayarak rehber yayımladık. Bu rehberle hem hastalık bilgilendiriliyor hem de vaka durumunda ne yapılacağı anlatılıyor. Bunun haricinde de hazırlıklarımız var. Aşısından testine kadar neler yapılacağı konusunda bakanlık olarak alarmdayız" dedi.
'Pandemi olmaz'
Memişoğlu, hastalığın temas ile bulaştığını ve solunum yolu ile bulaşmadığına dikkat çekerek, "Bilim insanlarımızdan aldığımız bilgiler doğrultusunda Covid gibi salgına sebebiyet vermeyeceği, olsa dahi pandemi oluşmayacağı yönünde kanaat var. Tek tük görülebilir; ama bu salgın olmaz. Şu ada bizim ekstra bir tedbire ihtiyacımız olmadığını ifade etmek istiyorum" diye konuştu.
'İnşallah gelmez, gelirse gereğini yaparız'
Memişoğlu, maymun çiçeği ve çiçek hastalığının aynı soydan gelen virüsler olduğuna işaret ederek,
dedi.
'Aşıyı üretecek gücümüz var'
Bakan Memişoğlu, virüsle ilgili yürütülen test ve aşı çalışmalarına ilişkin de "Eski 'suş'lar elimizde var. Bunlarla ilgili PCR testi yapacak kabiliyetimiz var. Yeni 'suş' olursa onunla ilgili de test kiti yapabilecek, üretebilecek kabiliyetimiz var. Covid-19'da dünyada aşı üretebilen 7 ülkeden biri olduk. Covid aşısını kısa sürede üretebilen bir ülke, her türlü aşıyı da üretebilir. Bizim 'bütün aşıları yapacağız' diye iddiamız var. Bu konuda insan gücümüz de sektörümüz de kabiliyete erişmiş durumda. Endemik olan bir hastalığın aşısının tedarikiyle ilgili özel bir çaba harcamıyoruz. Gerektiği zaman bu aşıyı hem tedarik edebilecek hem de üretebilecek gücümüz var. İnsanlar, bu konuda tedirgin olmasın. Aşı konusunda artık politik olarak bu aşıları üreteceğiz. Kendi aşımızı yapabilecek bir politikaya dönüşmüş durumdayız. Ne kadar sürer; onunla ilgili arkadaşlarla çalışma içindeyiz" dedi.
'Sınır kapılarında hassasiyet var'
Bakan Memişoğlu, sınır kapılarında özel bir önlem alınıp alınmadığıyla ilgili "Rehberin yayınlanması zaten bir şekilde oradaki insanların da buna hassasiyet göstermesini sağlanması içindi. Virüste ilk 4-5 gün belirti vermeyebilir; ama bulaş riski var. Siz ne kadar kapıda önlem alırsanız alın, ilk döneminde hiç belirti vermeyebilir. O nedenle en azından ciltteki lezyonları tespit edebilecek bu tür girişleri kontrol edebilecek insanlara daha hassas olmaları konusunda ifadede bulunduk. Bu konuda hassasiyet söz konusu gümrüklerde. Ama özel bir önlem ya da kısıtlama almayacağız. Toplumsal olarak farkında olduğumuz gibi giriş kapılardaki insanlarımızın da bu konuda daha hassas ve dikkatli olmaları konusunda çalışma yaptık. Önlem almamış değiliz. Bütün önlemleri aldık; ama kısıtlama almadık" diye konuştu.
'3'üncü basamak alışkanlığımızı değiştirmeliyiz'
Bakan Memişoğlu, hastanelerdeki yoğunlukla ilgili soru üzerine 2002'de bir vatandaşın sağlık sistemine temasının yılda 2 kez olduğunu, aynı yıl OECD ortalamasının 6, Avrupa Birliği (AB) ortalamasının ise 5,8 olduğunu söyledi. Memişoğlu, şimdi OECD ve AB ortalaması aynıyken Türkiye'de bu sayının 11,2'ye çıktığını belirterek, "OECD ve AB'nin iki katı neredeyse sağlık sistemine ulaşabilir noktaya geldik. Sağlıkçıya ulaşmak, çok kolaylaştı. Bu rakamın büyük oranı da eğitim araştırma hastaneleri. Daha çok 3'üncü basamağı kullanıyoruz, toplum olarak. Alışkanlığımız 3'üncü basamak. Bunu değiştirmemiz lazım. Bunun için sistemsel bir düzenleme ve toplumsal bir bilinç gerekir. Aile hekimliğini reçete yazdırmak için kullanıyoruz. Halbuki 1'inci basamak tedavinin de yapıldığı yerdir aile hekimliği" dedi.
'1 ve 2'inci basamağı 3'le entegre edeceğiz'
Memişoğlu, aile hekimliğini bu konuda kullanmak ve güçlendirmek istediklerini kaydederek, "Hastaneye gitmesini gerektirmeyecek bir hastalığın tedavisini aile hekimliğinde yönetebiliriz. Bunu toplumun da talep etmesi gerekir. Bu çalışmayı önemsiyoruz. Doğru yerde, doğru zamanda, doğru tedaviyi uygulamamız lazım. 1 ve 2'nci basamağı 3'le entegre edeceğiz. Amacımız bu, şu anda. Bunların birbiriyle bağlantısını sağlayacağız. Bu konuda farkındalık çalışması yapacağız. Kısıtlama düşünmüyoruz. Ama aile hekimliğini kuvvetlendirdikten ve sayısını artırdıktan sonra belli kısıtlamalar olacak. Ama şu anda teşvik ve bilinçlendirmeyle beraber, ödüllendirme de yapacağız. Hem hastayı hem de çalışanımızı, sistemi iyi çalıştıranı ödüllendirecek şekilde teşvik edecek şekilde bir program uygulayacağız. 'Şehir hastanesine gittim, hazır dahiliyeye gelmişken bir de cerrah görsün, bir de gözcü görsün' diyen insanların onun karşılığında bir bedel ödeyeceğini düşünüyoruz" diye konuştu.
'Sonuç-Değer bazlı sisteme geçeceğiz'
Bakan Memişoğlu, randevuya gelme noktasında farkındalık oluştuğunu, onay isteminin bu oranı artırdığını belirterek,
değerlendirmesinde bulundu.