Bomba ihbarı bahanesiyle İstinye'deki Borsa İstanbul binasına giren FETÖ'cü hainler her cephede olduğu gibi burada da karşısında halkı buldu. Genç yaşlı, kadın erkek, zengin fakir demeden tankın önüne duran, atılan kurşunlara rağmen cephesini terk etmeyen halk, örnek bir direniş gösterdi. Herkesin, bulunduğu yerdeki en yakın kritik noktaya gittiği gece iş adamı Turan Satır'ın oğlu Fatih Satır, Borsa İstanbul önündeydi ve milli iradeye darbe indirmek isteyen kansız FETÖ askerleri tarafından şehit edildi. Turan Satır ve oğlu Fatih o gün Cuma Namazı'nı beraber kılmışlar. Akşam eve toplanan aile, 'ihtilal olmuş' haberini alır. Halı saha maçı öncesi darbe haberini alan Fatih, arkadaşlarıyla birlikte son model lüks arabasıyla bir an bile düşünmeden vatan savunmasına gitmiş.
Baba Turan Satır o anları şöyle anlatıyor: "Darbe haberini duyan oğlum, Cumhurbaşkanı'nın durumunu sormak için bir büyüğünü aradı. Heyecanla evden çıktı. Anası ablası durdurmak istedi. 'Ne olur bir şehit de bizim evden çıksa' dedim, bu vatana helal olsun."
ŞEHİT OLMADAN DÖNMEYECEĞİM
Halı sahadaki arkadaşlarına da haber verip onları direnişe çağıran Fatih Satır, Borsa İstanbul önünde yaralıları arabasıyla hastaneye taşıyan abisiyle karşılaşmış ve ona şöyle demiş: "Bir avuç çapulcuya mı vatanı teslim edeceğiz..." Tekbir getire getire yürüyen Fatih ve arkadaşları, dev Türk bayrağı açıp direnişe devam etmiş.Babasıyla son konuşmasını 01:43'te yapan Fatih, "Hakkını helal et, şehit olmadan dönmeyeceğim. Sizi çok seviyorum" der. Birkaç dakika sonra oğluna ulaşamayan baba Turan Satır, acı haberi abisinden alır. Satır, "O anda elimizde silah olsa sokağa çıksak kimden intikam alacağız, asker bizim, hiçbir şeyden haberi olmayan varmış. Fatih'in haberi de gelince... Bunlar mangal gibi yürekle oraya gittiler. Allah herkese öyle iman öyle yürek nasip etsin. Ben çocuğumu toprağa koyduktan beri 15 gün oldu, ısırdığım dudaklarım kabuk bağladı. Ama ağlamayacağım, hainlerin yüzünü güldürmeyeceğim. Başka bir sürü Fatihler var, onlar gibi babayiğit tanımıyorum. Şehitlerin hepsi benim Fatihim. Vatanımı seviyorum, milletimi seviyorum, cumhurbaşkanımı seviyorum. Allah ondan ve diğer parti liderlerinden de razı olsun, demek ki vatanı sevip birlik olabiliyoruz" diyor.
OKUL YAPTIRMAK İSTİYORDU
O akşamdan sonra gayri müslimi de farklı siyasi görüşten olanı da taziye için Satır ailesini ziyaret etmiş. Satır, "Allah vatanımıza zeval vermesin, bu memleket bizim. Kapı komşumuz bile şüpheli" diyor ve oğlu Fatih için şunları söylüyor: "Bilgisayar Mühendisliğini bitirdi. Soma'da kendimize ait bir maden var, biraz orada çalıştı. Pilot olmak için kursa gitti, son mülakatı kalmıştı. Atlara ve vatana hayrandı. En büyük ideali okul yaptırmaktı. Ben Allah kısmet onun adına yaptıracağım. Annesiyle tatil planları yapıyorlardı, nasip olmadı. Allah böyle evlatları başımızdan eksik etmesin."
Elinde Türk bayrağıyla şehit olmuş
Askere gitmeyi düşünen Fatih Satır 1988 doğumluydu. Babası Turan Satır, "Askere gitti işte, şehit oldu. Benim için ölmedi o. Biz ölüp gideceğiz, unutulacağız ama Fatih'im unutulmayacak. Tarih tüm şehitlerimizi yazacak. Köprülerin isimlerinin değişmesi, anıtlar yapılması çok güzel" diyor. Oğlunun vatan sevgisini, şehit haberlerine verdiği tepkileri hatırlatan baba Satır, sözlerine şöyle devam ediyor: "Bizim çocuğun konuştuklarını ben biliyorum, onun mertebesine erişemem. Öyle bir aşk kimde var... Elinde silah yok bir şey yok, gidiyorsun orada göğsünde bayrak elinde bayrak sırtında bayrak... Ben oğlumu yıkadım elinde bu bayrak varken şehadete ulaşmış."
Son sözleri Hz. Yunus'un duası oldu
Halı sahadan vatan savunmasına geçen Fatih Satır'la omuz omuza olan arkadaşı Halil Satıroğlu, havaalanına gideceklerini ancak Borsa'da ateş edildiğini duyunca oraya geçtiklerini söylüyor. İlk dakikalardan itibaren polisle birlikte hareket ettiklerini, hatta çatışma esnasında yedek şarjörleri kendilerinin değiştirdiğini ifade eden Satıroğlu, "Salih Aslan'la birlikte çıktık. Vurulan insanları görüyorduk ama hiç korkmadık. Fatih ortamızdaydı, geldiğinden 20 dakika sonra vuruldu. Şehadet ona nasipmiş. Darısı başımıza. Son olarak Hz. Yunus'un duasını okuyordu: La ilahe illa ente sübhaneke innî küntü minez-zalimîn" diyor.