Asıl 15 Temmuz araştırmaları yıllar sonra yapılacak

Tarihimizdeki bütün büyük olaylar gibi darbelerin etkileri de sözlü ve yazılı kültürümüzde kendisine yer buldu. Darbeler üzerine araştırmalarda bulunan Serhat Aslaner, 15 Temmuz hakkında yapılan yayınları bir araya getirdi. Neşriyat tarihimizde en fazla içerik üretilen olay olduğuna dikkat çeken Aslaner, “Özensiz hazırlanmış, ‘siz neden bir çalışma yayınlamadınız’ sorusuyla karşılaşmamak için çıkartılan kitaplar da var. Öznel ve nesnel akademik metinlerin üretilmesi için biraz daha zaman gerekiyor. Asıl 15 Temmuz araştırmaları yıllar sonra yapılacaktır” diyor.

İlker Nuri Öztürk
15 Temmuz hakkında yapılan yayınları bir arada.

Üç yıl önce gerçekleşen 15 Temmuz hain darbe girişimi, askerle milleti karşı karşıya getirdi. O gecenin ilk saatlerinden itibaren sosyal medya başta olmak üzere, herkes duygularını yazmaya başladı. 15 Temmuz hakkında yazılan, konuşulan, fotoğraflanan her ayrıntı önem arz ediyor. Bu çalışmalar Bilim ve Sanat Vakfı Türkiye Araştırmaları Merkezi Koordinatörü Serhat Aslaner tarafından bir araya getirildi. Aslaner’in koleksiyonundan oluşan ve Şehir Üniversitesi Dragos Kampüsü’nde açılan “Neşriyat Dünyasında 15 Temmuz” sergisinde 150 kitap, 100 dergi, ekleriyle birlikte 40 gazete yer alıyor. Aslaner, sergi hakkında şunları söylüyor: “Koleksiyondaki yayınlarda övgülerin yer aldığı, takdire şayan bir mücadelenin sonrasında yazılmış, heyecanla kaleme alınan metinler var. En büyük grubu, duygusal yoğunluğu yüksek olan kitaplar teşkil ediyor. Bir başka kategori, albümler. Fotoğraf, çizim ve karikatürlerden oluşan katalogları bu çerçevede sayabiliriz. Bir başka yayın grubunda araştırma raporları, komisyon tutanakları, saha araştırmaları, sempozyum kitapları, akademik dergilerin yer aldığı nisbeten daha nesnel metinler var.” Aslaner ile 15 Temmuz yayınlarından yola çıkarak diğer darbeleri ve yayınları konuştuk.

EN FAZLA İÇERİK 15 TEMMUZ İÇİN ÜRETİLDİ

Kendisi 1908 eşi ise 27 Mayıs 1960 inkılabı üzerine çalışmalar yürüten Aslaner, “Her büyük politik dönüşüm sürecinde ve darbe dönemlerinde çok sayıda broşür-kitap binlerce adet basılır. Ancak o dönemde her yerde karşınıza çıkabilecek bu eserler bir süre sonra ortadan kaybolurlar. Bugün gerek II. Meşrutiyet gerekse 1960 ihtilali sonrasında basıldığını bildiğimiz, ancak ulaşamadığımız kitapların varlığını biliyoruz. İster propaganda ister analitik olsun bu eserlerin ismi var cismi yok halde olmasından muzdaribiz. Hem kendi akademik ilgilerim hem de ilerde 15 Temmuz üzerine akademik çalışma yapacakların benzer problemler yaşamamasını temin etmek maksadıyla 15 Temmuz neşriyatını yakından takip etmeye ve toplamaya başladım. Bir dipnot olarak şunu da kaydetmeliyim: O gece kaydedilen videolarda minarelerden yükselen çağrıların deşifresini BİSAV Bülten’de yayınlamamın arkasında da geleceğe bir kaynak bırakma arzusu yer alıyordu” diyerek bu alandaki boşluklara dikkat çekiyor.

https://image.piri.net/resim/imagecrop/2019/07/13/10/52/resized_3eedd-57536637sergiden.jpg

15 Temmuz literatürünün, sergide yer alan eserlerin yaklaşık 3 katı olduğuna değinen Aslaner, bu serginin bir örneklem olduğunu belirtiyor ve şöyle devam ediyor: “15 Temmuz, darbe neşriyatları tarihimiz bakımından, hakkında en fazla içerik üretilen hadise gibi görünüyor. Farklı gayelerle hazırlanmış dijital ve matbu çok zengin bir yayın dünyasının kapılarını açıyor bize. Bu külliyat içerisinde ‘dostlar alış verişte görsün’ kabilinden eserlerin yanı sıra tamamiyle hissiyatın hakim olduğu yahut görsel boyutları öne çıkan eserler, bir ölçüde nesnel yaklaşmaya çalışan eserler de var. Öte yandan bu literatürün içeriğinin şekillenmesinde belirleyici olan –öncesinde yaşanan- Ergenekon davası, Gezi olayları, 17-25 Aralık operasyonları ve – sonrasında yaşanan – 16 Nisan başkanlık sistemi referandumu, 18 Haziran başkanlık seçimleri gibi önemli hadiseler de var. Keza unutmamak gerekiyor ki 15 Temmuz gecesi yaşananlar Türk darbeler tarihinde eşi benzeri görülmemiş şeylerdi. Şehitler ve gazilerin varlığı, çatışmaların acımasızlığı, minarelerden yükselen çağrılar halkın gözünde bu geceyi bir istiklal mücadelesine büründürdü ki ilgili literatüre hakim olan vurgulardan birisi de budur. Bugün 15 Temmuz sonrası sürecin atmosfer olarak devam ettiğini söyleyebiliriz. Dolayısıyla bu literatür içerisinde nesnel akademik çalışmaları görmek için çok daha uzun yıllar geçmesi gerekiyor. ”