Arşivime başörtüsü haberlerini biriktirerek başladım

Emekli Öğretmen Seyfi Günaçtı, 67 yıldır biriktirdiği gazete arşivini farklı konu başlıklarında tasnif ederek dosyalıyor. Bu alışkanlığın başörtüsü haberlerini takibiyle başladığından bahseden Günaçtı, “O yıllarda başörtüsü gündemdeydi. Ben de ‘Ben bunları biriktireceğim sonra yarın birileri ‘Biz bunu söylemedik’, ‘Biz bunu yapmadık’ diyemesin’ diye düşünerek biriktirmeye başladım. Sadece başörtüsü haberlerleriyle ilgili 12 dosyam var” diyor.

Latife Beyza Turgut
Seyfi Günaçtı.

Günü geçmiş dergiler, sararmış gazeteler, tedavülden kalkan el ilanları kimileri için ‘çöp’ kimileri için ‘hazine’ niteliğinde. 1953 yılında Trabzon’un Beşikdüzü ilçesinde doğan Seyfi Günaçtı, kıymetli haberlerin yer aldığı gazeteleri ‘hazine’ gibi görenlerden. Tam 67 yıldır gazeteleri günü gününe takip ediyor. Gündemin kırılma noktalarını, günün öne çıkan haberlerini, kesip saklıyor. Başta babasından gördüğü bu alışkanlığı yıllardır sürdürerek, kendi arşivini oluşturuyor. İlk okulu köyünde okuyan Günaçtı, Trabzon İmam-Hatip Okulu ve Trabzon Lisesi’ni bitirdikten sonra İzmir Yüksek İslam Enstitüsü’ne girmiş. Buradan da 1974 yılında mezun olmuş. Ardından çeşitli illerde, liselerde öğretmenlik yapmış. 42 yıllık meslek hayatından dört sene önce emekli olmuş. 18 yıldır yerel yayınlarda köşe yazarlığı yapıyor. Henüz yayımı için bir yayınevi ile anlaşmamış olsa da tamamladığı beş kitabı var. Yazıdığı yazılarda, kaleme aldığı kitaplarında 67 yıldır biriktirdiği arşivinden epeyce faydalanıyor.

Babamdan kalma bir alışkanlık

Gazeteleri takip etme, kupürleri kesip biriktirme alışkanlığının nasıl başladığını, “Ben köyde büyüdüm. İlkokulu bitirene kadar köydeydim. Babam arada bir kasabaya giderdi. O kasabaya gittiği zaman köye mutlaka cebinde bir gazete ile gelirdi. Gazetesini ceketinin dış cebine katlayıp koyardı. Ben de hayvan otlatırken can sıkıntısından gazetenin en küçük ilanlarına kadar hepsini okurdum” sözleriyle anlatıyor. Babasının o dönemde köydeki diğer insanlara göre daha açık görüşlü ve kültürlü olduğunu söyleyen Günaçtı, “Rahmetli babam bu konuda artık köye göre kültür durumu biraz ilerdeydi. Gazete biriktiriyordu. Bazen de gazeteden kupürleri keserek biriktirirdi. Bana da bir alışkanlık oldu” diyor. Elindeki en eski tarihli gazeteler 1951 ve 1957 yıllarına ait. 1960’lardan sonra arşivlediği haberler, sakladığı gazete nüshaları giderek çoğalıyor. Evli olduğunu ve yüzlerce gazetenin bir yerden sonra yer problemi teşkil ettiğinden bahseden Günaçtı, eşinin bu konuda sitemde bulunduğunu söylüyor. Günaçtı, “Gazeteleri biriktiriyorum ama evde çok yer kaplıyor. Bizim hanım bu konuda biraz sıkı. ‘Yer kalmadı bu gazeteleri kaldır’ diye sitem ediyordu. Bunun üzerine önemli gördüğüm yerleri kesmeye başladım” ifadelerini kullanıyor.

Başörtüsü ile ilgili 12 dosyam var

Depolama sıkıntısı baş gösterince Günaçtı’nın kendine bulduğu formül de dosyalama oluyor. Gazeteleri dikkatle inceledikten sonra kayda değer haberlerin, söylemlerin yer aldığı küpurleri kesip konusuna göre tasnif ediyor. “Kestiğim yazılar çoğalınca onları bir tasnif etmek, sınıflandırmak icap etti. Son saydığımda 94 dosyam vardı” diyen Günaçtı’nın başta başörtüsüyle ilgili olmak üzere ahlak, kadın, İsrail meselesi, Kıbrıs ve Ermeni meselesi, Türkler ve Osmanlı ile ilgili çok çeşitli başlıkta dosyaları var. En fazla haber biriktirdiği dosya ise “Başörtüsü”. Günaçtı, bunun nedenini şu sözlerle anlatıyor: “O yıllarda başörtüsü gündemdeydi. Başörtüsüne yönelik farklı farklı söylemler gazetelerde yer alıyordu. Ben de ‘Ben bunları biriktireceğim sonra yarın birileri ‘biz bunu söylemedik’, ‘biz bunu yapmadık’ diyemesin’ diye düşünerek biriktirmeye başladım. Sadece başörtüsü haberlerleriyle ilgili 12 dosyam var. Bir de bu konuda Türban Diye Diye isimli bir kitap yazdım. Kendi çabamla 40 kopya bastıktan sonra çevreme dağıttım.” Bu kitabı İzmir Yüksek İslam Enstitüsü’nden hocası Prof. Dr. Hayreddin Karaman’a da gönderdiğini anlatan Günaçtı, “Hocam 3 sene dersime girmiştir. Sevdiğim ve saydığım bir hocamdır. İzmir’de okurken benden daha girişken bir arkadaşım ayda bir Hayreddin Hoca’yı bizim öğrenci evimize davet ediyordu. Hoca da senede bir bizi kendi evine davet ediyordu” diye anlatıyor.

Seve seve arşivimi paylaşırım

2006 yılından beri haftalık Terme Bilgi Gazetesi’nde yazıları yayımlanan Günaçtı, bu yazılar için de sık sık arşivine başvurduğunu anlatıyor. “2006’dan beri her hafta bir yazım yayınlanmıştır. Gündemle ilgili bir konu ise geçmişte de ne oldu, ne bitti diye arşivimden faydalanıyorum” diyor. Arşivi bağışlamayı düşünür müsünüz diye sorduğumda ise şu cevabı veriyor: “Henüz bağışlamayı düşünmüyorum, çünkü hayattayken bana lazım oluyor. Bazen evde sitem oluyor, ‘Biz senden sonra bu gazeteleri atarız’ diyorlar. Bu yüzden kendimden on yaş küçük bir edebiyat öğretmeni Selim Eroğlu, arkadaşıma rica ettim. Benden sonra gazeteleri alıp koruma sözü verdi. Ama ileride değerini bilen birilerine bağışlanmasını çok isterim.” Matbu arşivlerin birçoğunun bugün dijital ortama aktarılmasında memnun olduğunu söyleyen Günaçtı, kendi başına arşivi için böyle bir imkânı olmadığını ama bu imkâna sahip kurumların talep ettiği takdirde arşivini seve seve paylaşacağını dile getiriyor.

Dijital matbu yerini tutmaz

Günaçtı, bugün hâlâ gazeteleri dikkatle takip etmeye devam ediyor. Bu yıla dair sakladığı gazete ve haberler arasında şunlar var: 31 Mart 2024 Yerel Seçimleri’nin ertesi gün gazetesi ve 27 Mayıs 2024 tarihli Galatasaray’ın şampiyonluğunu yazan gazete. Bugün kendisine “Gazete almaya gerek yok dijitali var” diyenler olsa da Günaçtı hem teknolojiyi hem geleneksel medyayı kullanıyor. Tüm gazeteleri önce dijital ortamdan tarıyor. Ardından kayda değer bir haber görürse gidip o gazetenin matbu halini ediniyor. “Önceden birçok gazete alıyordum ama şuan külfetli oluyor. Yine de dijital matbunun yerini tutmuyor” diyor.

Yayın ayrımı yapmadım

Yıllardır biriktirdiği gazetelerde hiçbir siyasi görüş ve yayın organı ayrımı yapmadığının altını çizen Günaçtı, “Olumlu da yazsa olumsuz da yazsa bu bir yayım ve kaynaktır diye düşündüm” diyor. Köşe yazılarından ziyade haberleri biriktiren Günaçtı’nın elinde siyasi dönüm noktalarına ait pek çok haber var. 1973 yılında ASALA terör örgütünün Türk konsolosluklarına, dış temsilciliklere yaptığı ilk saldırıların haberleri bunlar içerisinde. Günaçtı, “Los Angeles başkatibi Bahadır Demir ile Mehmet Baydar’ın birlikte öldürüldüğü güne ait gazeteler var. Yine yurt dışında Paris’te Türk diplomatlara karşı yapılan üçüncü saldırı olan 4 Mart 1981 tarihinde Türkiye’nin Paris Büyükelçiliği çalışma ataşesi Reşat Moralı ile din görevlisi Tecelli Arı’nın şehit edildiği silahlı saldırıya dair gazeteler var. Tecelli Arı ile biz İzmir Yüksek İslam Enstitüsü’ne sınıflarımız farklıydı ama beraber okuduk” ifadesinde bulunuyor.

Öğrencime doğduğu günün gazetesini hediye ettim

Emektar öğretmen Seyfi Günaçtı, Terme’nin ilk anadolu lisesi olan Bülent Çavuşoğlu Anadolu Lisesi’nde 18 sene görev yapmış. 23 sene önce okul ilk mezunlarını verirken de oradaymış. İlk mezunlara özel bir hediye vermek isteyen Günaçtı, iki öğrencisinin doğum tarihini öğrenerek doğduğu günün gazetelerini onlara hediye etmiş. Günaçtı, “Ona doğduğu gün yayımlanan gazeteyi vererek özel bir hediye verdim. Öğrencim çok şaşırdı, ilginç oldu. İki sene daha hediye vermeye devam ettim” diyor.

HAYAT
Daha yüzyıl önce birlikte yaşıyorduk

HAYAT
Topkapı Sarayı’nda bir gece vakti

HAYAT
Çöpten sinema evine bir Yeşilçam hikayesi