Osmanlı ailesinin önemli isimlerinden ressam Ayşe Adile Nami Osmanoğlu Tars’ın Gördüğüm Gibi/ Comme Je Vois adlı kişisel sergisi geçtiğimiz hafta Gama Art Gallery’de açıldı. II. Abdülhamit’in kızı Ayşe Sultan’ın torunu olan Osmanoğlu, 1974’de ailesiyle beraber Türkiye’ye dönmüş. Bir süreden bu yana da Adana ile Tarsus arasında ailesiyle beraber bir çiftlikte yaşıyor. Buradaki atölyesinde sanat çalışmalarını sürdüren Osmanoğlu, doğanın kendisine verdiği ilhamın öneminin de altını çiziyor. Sanaçının açtığı üçüncü sergi olan Gördüğüm Gibi 28 Şubat’a kadar açık kalacak. Osmanoğlu sergideki eserleri için “Ailemin kimliğini sanatla anlattım” diyor.
Tunus doğumlusunuz. Ancak Fransa’da yaşadınız. Nasıl bir çocukluk yaşadınız?
1974’de kadar normal bir çocuk gibi büyüdüm. Mutlu ve keyifli bir çocukluktu. 1974’de babam Türkiye’ye dönüş yapmak istedi. Ben 17 yaşındayken Türkiye’ye döndük ve İstanbul’da yaşamaya başladık.
O yaşlarda da resme ilginiz var mıydı?
Genetik bir eğilim var. Ailemiz sanatla her zaman ilgilenirdi. Eğitimimizde de bu vardır. Sanatın konuşulduğu, yorumlandığı bir evde büyüdük. Ancak bu tabloları yapmaya 15 yıl önce başladım.
YAŞANTIMIN ANALİZİ BU ESERLERDE
Sergi genel olarak ne anlatıyor?
Bu sergi bu güne kadar açtığım üçüncü sergim olacak, daha önceki sergilerimden birisi Çağdaş Gözde Mirasımıza Bakış, diğeri ise ‘’ Bu gözler Kimin’’ adlı 36 Osmanlı Sultanını resmettiğim sergilerdi. Şimdiki sergim ise, tamamen ayrı çağdaş sanat eserlerinden oluşan tablolar. İçimden geldiği gibi yaşadığım, hissettiğim, düşündüğüm her şeyi tablolara aktardım. Maddi, manevi tüm yaşantımın kendi içinde analizi. Ailemin kimliğini sanatla anlatmak istedim.
Tabloları hangi tekniği kullanarak yaptınız?
Bazı tabloları çalışırken çimento ve tutkal kullandım, çok güzel ve farklı bir çalışma çıktı. Resim yaparken kendi akışında renklerle oynamayı, ahenk yaratmayı seviyorum. Akrilik boya ile renklerle çok oynadım. Akrilik ve yağlı boya karışımı, bazılarında çimento ve tutkal kullandım.
Bu eserlerin sanatseverler için nasıl bir mesajı var?
Her bir resmi yaparken değişken moddaydım. Görünen dünyanın içine küçük renkler, ayrıntılar, mutluluklar katarak hayatın içinde iyi hissetmeyi ve var olabilmeyi anlatıyor. Hayatın anahtarı sizin elinizde, hayal edeceksiniz ki gerçekleşsin.
Serginin yurt dışına taşınma durumu var mı?
Daha önce hiç aklımda yokken Paris’te bir galeriden teklif geldi ancak o sıralar sergi açmak için hazır değildim. Bu serginin ev sahipliğini Türkiye’nin en iyi çağdaş sanat galerilerinden birisi olan Gama Art Gallery yapıyor. Buradaki sergi sürecini tamamladıktan sonra Paris’teki galeri ile irtibata geçeceğiz.
Ayşe Sultan minyatür çalışırdı
Osmanlı padişahlarının sanata yatkınlığı vardı. Sanata olan bu alaka devam ettirilmiş gibi görünüyor. Sizin dışınızda kimler bu alanda çalışıyordu?
Babaannem Ayşe Sultan’ın birçok minyatür çalışmaları var. Babam Sultanzade Osman Nami Osmanoğlu çok iyi bir ressamdı. Yaklaşık 350 tablosu bulunuyor ancak Türkiye’de çok küçük bir kesim tarafından ressam olarak tanınıyor. Amcalarımda da resim yeteneği vardı. Kız kardeşim Dorothee Gülnur da resim konusunda çok kabiliyetli. Bir de ailemizin en miniklerinden dört yaşındaki torunum Anna Su oldukça kabiliyetli. Osmanlı ailesinin en bilinen ressamı Sultan Abdülaziz’dir.
Resim çalışmalarınıza nerede devam ediyorsunuz?
Tarsus’ta bir çiftliğimiz var, eşim Ali Refik Tars bana burada çalışmalarımı yürütebileceğim küçük bir atölye koordine etti, yaz veya kış aylarında istediğim her zaman çiftliğe geliyorum birkaç gün kalıyorum.
Diğer sergilerinizin ardından neden bu kadar uzun süre ara verdiniz?
Bu süre içinde resim yapmadım değil, küçük çalışmalarım oldu. Bir ara sık sık Fransa’da yaşayan teyzemle ilgilenmek için gidiş dönüşlerim oldu. Kendisi oldukça yaş almış yalnız kalmıştı. Kendisi de Türkiye’ye dönmek, son yıllarını kendi topraklarında yaşamak istedi. Bahriye Nazırı Hasan Hüsnü Paşa’nın torunudur. Bir buçuk yıldır burada, Tarsus Adana arası birlikte yaşıyoruz. Geçtiğimiz günlerde 99. yaşını kutladık. Bu sergiyi açabilmem için beni çok destekledi.