Ahmet Midhat müzikte de öncüydü

Ahmet Midhat Efendi’nin musiki yazıları üzerine değerlendirme yapan Fazlı Arslan’a göre pek çok alanda olduğu gibi Ahmet Midhat musiki alanında da ön açıcıydı. Türk matbuat hayatının öncülerinden Ahmet Midhat Efendi musiki alanında da yazılar kaleme almıştır. Edebiyatımızın en üretken kalemi Ahmet Midhat’ın musiki üzerine yazılarını akademisyen Prof. Dr. Fazlı Arslan bir kitapta topladı. Arslan’a göre pek çok alanda olduğu gibi Ahmet Midhat musiki alanında da oldukça cesur eleştirel yazılara imza atmıştı.

Seray Şahinler Demir
Ahmet Midhat Efendi

Edebiyatımızın en üretken ve öncü yazarlarından Ahmet Midhat Efendi’nin tam bir musiki aşığı olduğunu biliyor muydunuz? Tanzimat döneminin önemli isimlerinden, yaşamı boyunca 300’e yakın eser kaleme alan Ahmet Midhat’ın pek bilinmeyen bu yönü “Ahmet Midhat Efendi ve Mûsikî” kitabında aydınlanıyor. Daha önce “İslam Medeniyetinde Mûsikî”, “Müzikte Batılılaşma ve Son Dönem Osmanlı Aydınları”, Vahitname: Musikişinas Halkbilimci Vahit Lütfi Salcı” gibi çalışmalara imza atan Prof. Dr. Fazlı Arslan bu kez yazarın musiki merakına pencere açıyor.

VakıfBank Kültür Yayınları tarafından yayımlanan kitapta Ahmet Midhat’ın dönemin gazete sayfalarında kalan mûsikî üzerine görüşleri günümüz Türkçesi’yle okura sunuluyor. Arslan ile “Ahmet Midhat Efendi ve Mûsikî” hakkında konuştuk…

Ahmet Midhat Efendi’nin musiki yazıları hakkında çalışma fikri nasıl oluştu? Nasıl şekillendi?

Osmanlı’nın son dönemine ve Cumhuriyet’in ilk yıllarına geldiğinizde musiki metinlerinin, Batılılaşmanın etkisiyle bambaşka bir içeriğe dönüştüğünü görürsünüz. Osmanlı son dönemini ve Cumhuriyet’i görmüş birçok aydın bu hususta yazmışlardır. Necip Asım Bey, İsmail Hakkı Baltacıoğlu, İsmail Fenni Bey, Celal Esat Arseven, Mehmet Akif, Hakkı Süha Gezgin, Halit Ziya Uşaklıgil vs. Musiki tartışmalarının ilk örneklerini Midhat Efendi’de görmekteyiz. Yazıların hacmi sebebiyle müstakil bir yayın olmayı ziyadesiyle hak ediyor. Elinizdeki kitap işte çalışmanın bir neticesi ve aslında kitap benim değil Midhat Efendi merhumun 300 civarında kitabından birisi.

ESERLERİ KAYDEDEREK BUGÜNE AKTARIYOR

Dönemine ve o dönemdeki müzisyenlere de tanık oluyoruz. Notacı Hacı Emin Efendi, Aziz Bey, Hafız Sami gibi… Aynı zamanda kendisi gibi yazar Recaizade Mahmut Ekrem’in musikiye olan ilgisine de atıf yapıyor. Aslında bu kıymetler musiki tarihimiz için de önemli geliyor bana ne dersiniz?

Mûsikî yazılarında gördüğümüz önemli bir detaydır bu. Kendisi mûsikîyi sevdiği gibi mûsikînin terakki etmesi için yapılan çalışmaları sonuna kadar destekler. Notacı Hacı Emin’in, Zâtî Arca’nın, Nuri Şeyda’nın ve İsmail Hakkı Bey’in çalışmalarını övgüyle anar ve onların kitaplarından, nota yayınlarından okurları haberdar eder. Adresini, fiyatını yazar ve ısrarla destek olmalarını ister. Yazılarının orijinal yanı modern tarzda, bir kişi ve eser veya bir program değerlendirmesi yapmasıdır. Eserleri, isimleri, çalışmaları anarak o dönemin tarihini kaydediyor ve günümüze aktarmış oluyor.

Yazılarda öne çıkan, sizin dikkatinizi en çok çeken önemli detaylar nelerdi?

Midhat Efendi’nin yazılarını, sonrakileri motive edip yeni çalışmalara yol açması açısından önemsiyorum. Yazılarını takip eden halk ve diğer yazarlar, onun bu konularda ortaya attığı fikirleri, yazdığı yazıları önemsediler. Onun meydana getirdiği fikri hareketlilik ortamı, yeni çalışmaları doğurdu. Yaptığı çağrılar, istediği yazılar, lehte ve aleyhte gelen katkılar o dönem matbuatında kalem sahiplerini heyecanlandırmış ve edebi tartışmalara olduğu gibi mûsikî tartışmalarına da yeni bir soluk getirmiştir. Nuri Şeyda’nın, Rauf Yekta’nın biyografik yazıları ve daha sonra Rauf Yekta’nın Türk mûsikîsinin ses sistemi üzerine yaptığı bilimsel çalışmalar, bu fikrî-ilmî hareketliliğin bir neticesi olarak değerlendirilmelidir. En azından bu çalışmalara hız vermiştir diyebiliriz.

Rauf Yekta, Salih Zeki, Nuri Şeyda Beyler gibi önemli isimlerle yazışmalarını ilk kez okuyoruz. Bu yazışmalara da pencere açabilir miyiz?

Rauf Yekta Bey’in kitapları dışında yazıları hakkında da çalışmalar yapıldı. Mesela İkdam’daki yazıları büyük bir yekun tutmaktadır. Nuri Şeyda’nın bahse konu tartışma yaratan yazıları ise Osmanlı musikişinasları ile ilgilidir. Nuri Şeyda dizi halinde musikişinas biyografileri yazmaktadır. Rauf Yekta, bu yazıların herhangi bir kaynağa dayanmadığını, hurafelerle dolu olduğunu iddia eder. Midhat Efendi’nin sayfalar dolusu tartışmaları başlar. Midhat Efendi’ye göre, bunları hurafe sayacak olursanız, eski çağlardan bahseden tüm tarih kitaplarını da hurafe saymalısınız. Ve böylece polemik başlar ve Efendi, İhsan Sungu’nun ifadesiyle “Babıâli caddesini mürekkebe garkederdi.” Benim kitapta yaptığım bu tartışmaları peş peşe vermek. Hangi yazı hangisinin cevabı? Bunları peş peşe farklı gazetelerde bulmak ve seyrini bozmadan aktarmak gerçekten zor iş. Midhat Efendi’nin yazılarını tam metin olarak verdim. Diğer yazarların dizi yazılarının ilkini ekler bölümüne koydum ancak zincir kopmasın diye metin içerisinde tüm yazılara atıf yaparak ilerledim.

MUSİKİYE YAPILACAK HİZMETLERE ODAKLANIYOR

Nelerden bahsediyorlar, yazıların bugün için önemi nedir?

Kitap, eser, şahıs tanıtımları, program değerlendirmeleri… Notacı Hacı Emin Efendi’den bahsettiği yazı, yine, Rauf Yekta’nın Esâtiz-i Elhân adlı çalışmasının tanıtımı gibi. “Hafız Sâmî”, “Çiyerlone Hemşireler” bu gruba örnektir. Son yazıda İstanbul’da konser veren hemşirelerden bahseder ve değerlendirir.

Genel mûsikî tarihi, nazariyâtı, önemli mûsikî adamları üstüne yazdıkları: Müntehabat-ı Tercümân-ı Hakîkat’teki “Tarih-i Mûsikî” başlıklı yazısı, “Şark Muzıkası ve Umumî Muzıka”, “Bach”, “Bir Avrupalı’nın Mütalaası” gibi yazılar bu türdendir. “Kemana Bir Kiriş Zammı”, “Saadetlu Salih Zeki Bey Hazretlerine” gibi Bazı teknik konularda dönemin mûsikî adamlarıyla girdiği polemikler ve “Muzıkanın Muhtaç Olduğu Hizmetlerin Tayîn-i Envâı”, “Islâhât-ı Mûsikiyye” başlığıyla mûsikîmize yapılacak hizmetlere odaklanır.

https://image.piri.net/resim/imagecrop/2021/02/13/09/50/resized_24a9b-109d368dprof.jpg

Cesur eleştirilere imza attı

Ahmet Midhat Efendi yazılarında Türk musikisinin yenilenmesine, modernize edilmesine yönelik öneriler sunuyor. Bu konuda neler söylüyor yazarımız? Önerileri, yazıları o dönem nasıl yankı buluyor?

Her bir yazı ayrı ayrı önemli ancak şunu ifade etmekte yarar var. Ahmet Midhat, hep bir ön açıcı olmuştur. Kendisi bir müzikolog değildir. Son noktayı koyan çözümler getirmesi ondan beklenemez zaten. Ancak hep ilmî gelişmelerden yana tavır koymuştur. Türk mûsikisinin geleceğinin bir takım insanların keyiflerine bırakılamayacağını, bu mûsikînin terakkisinin onların kıskançlıklarına feda edilemeyeceğini vurgulamıştır. Aslında kendisi de kendi musikisinin yılmaz bir savunucusudur ama bazı düşünceleri ile geleneğe bağlı mûsikîşinasları karşısına alma cesaretini göstermiştir. Esaslı eleştirilere cesaretle girmiş, çekinmeden örnekler vermiş, besteler üzerinde eleştiriler yapmıştır. Notanın kullanılmasını savunur. Nota ile eserler kayıt altına alınmazsa güfteler gibi bestelerin de bozulacağını örneklendirir. Merâgî’ye ait olduğu iddia edilen Rast Kâr’ın, o gün icra edildiği hâliyle ona ait olamayacağını söylemesi, o dönem için önemli olsa gerektir. Ona göre mûsikîye hizmet edebilmenin ilk şartlarından birisi mûsikî öğrenimini kolaylaştırmak. Dolayısıyla makamlar da usûller de sadeleştirilmelidir. Gelişigüzel makam icad etmenin aslında mûsikîye kötülük anlamına geleceğini vurgulamıştır. Bunlar tabii devede kulak. Yazıları o kadar uzatır ki geçip gidersiniz 19. yüzyılın Osmanlısına. Öyle bir dünya yaratır zihninizde.

https://image.piri.net/resim/imagecrop/2021/02/13/09/53/resized_62643-b3e2454eahmetmidhatefendivemusikikapak.jpg

Batıdan örneklere de yer verdi