Türkiye'de ekonominin sıkıntılı bir süreçten geçtiği 1960'lı yıllarda Almanya'dan gelen işçi talebi ülkenin iktisadi açıdan rahatlaması, işsizliğin azaltılabilmesi ve döviz girdisinin arttırılabilmesi için bir fırsat olarak görülmüş, Almanya'ya işçi gönderilmesine karar verilmişti. 30 Ekim 1961'de Almanya ile işçi gönderilmesine dair bir protokol imzalanmış ve toplu işgücü göçü bu protokol çerçevesinde olmuştu.
O dönemde hem ekonomik sıkıntıdan kurtulmak hem de çocuklarına daha iyi bir ekonomik gelecek sağlamak amacıyla pek çok zor şartlar altına memleketten Almanya'ya gitmek zorunda kaldığını belirten Aydın Çineli Saliha Yavaş, Almanya'ya gidecek olanlara çeşitli nasihatlerde bulunulduğunu belirtti.
Pasaport başvurusu sırasında Almanya'ya çalışmaya gidecek işçiler için özel hazırlanmış kağıtlarla 5 ayrı başlık altında Türk işçilere verilen nasihatlerle onur, haysiyet, aile ve ülke gururunun önemi anlatılıyor.
O dönemin İş ve İşçi Bulma Kurumu Genel Müdürlüğü tarafından yurt dışına gidecek işçilere pasaport başvurusu sırasında verilen kağıtlarda yer alan öğütlerde;
"Onurlu ol" başlığı altında, "Para biriktireceğim diye gerektiğinden aşağı bir şekilde yaşama, kimseden öteberi isteme, muhtaç olduğunu belli etme, kendini başkalarına acındırma, parayla olacak işleri parasız yapmaya kalkışma, cimrilik etme, kışkırtıcılara sırtını çevir" ifadeleri yer alıyor.
O dönem telefon ve internet bu kadar yaygın olmadığı için "Aileni ve evini unutma" başlığı altında ise, "Evine muntazam mektup yaz, merak ettirme. Sıkıntılarını ailene yazma, tutumlu ol, paranı sokağa atma. Arttırabildiğini evine gönder" denilmiş.
İşçilere verilen nasihat yazısında ayrıca, "İşini çabuk öğren ve en iyi şekilde yap. Bilmediğini sormaktan çekinme. Dikkatsizlik edip işinde malzeme zayiatına sebep olma, tembellik etme. Verilen işi zamanında ve noksansız bitir, boş ver diyene uyma, iş yerinde idarecilere, ustalara saygı göster. Kendine iyi bak, sarhoş olma, uyku saatinde uyu, uçkuruna sahip ol" denilmiş.
"Bayrağını düşün"
Yurt dışına giden işçilere ülkenin ve Türklüğün onur ve şerefinin korunmasının öneminin de hatırlatıldığı nasihat yazısında, "Yabancı ilde yapacağın iyi iş de kötü iş de şahsına yüklenmez. Türklüğe ait olur. Bayrağının şerefini hatrından çıkarma. Rengini ataların dökülen kanlarından aldığını unutma, dinden imandan ayrılma" ifadelerine yer verilmiş.