15 Temmuz Derneği’nin her yıl düzenlediği “Geleneksel Şehit Aileleri Buluşması”nın 7.si için Antalya’dayız. Türkiye’nin 58 farklı şehrinde ikâmet eden 15 Temmuz şehit aileleriyle birlikte açılış programı için toplantı salonunda yan yana oturuyoruz. Salona her giren, kendinden öncekileri selamlıyor. İçeride iki yüzden fazla insan var. Neredeyse hepsi birbirlerini tanıyor. Sahnede kocaman harflerle, “Biz büyük bir aileyiz” yazıyor. Sahiden de büyük bir aile toplantısında gibi sunucu programa başlamadan herkese ismiyle hitap ederek adeta yoklama alıyor.
Şehadetin ne anlama geldiğini biliyorsunuz
Herkes salona toplandıktan sonra selamlama konuşmasıyla buluşmanın açılışını 15 Temmuz Derneği Başkanı İsmail Hakkı Turunç yapıyor. Sahnenin bir yanında Türk, bir yanında Filistin bayrağı. Elbette, şehadetin ne demek olduğunu bilen bir salon insanın bir araya gelip de Filistin’den bahsetmediği bir akşam düşünülemez. Turunç, başta Filistin olmak üzere Müslüman coğrafyalarındaki acılara dikkat çekiyor, “Özellikle anne baba olarak sizler, şehadetin ne anlama geldiğini bilen, yüreği Allah için atan insanlar olarak o televizyon haberlerini izlediğinizde mutlaka şehitlerimiz aklınıza geliyor. Onları dünyadaki birçok insandan daha iyi anlıyorsunuz” diyor. “Biz öyle bir inanca sahibiz ki kültüründe bakmaksızın dünyanın hiçbir yerinde ve kimsenin kimse bir başkası tarafından ezilmesini, dışlanmasın ve öldürülmesini kabul etmiyoruz” diyen Turunç, başta 15 Temmuz şehitleri olmak üzere yeryüzünün neresinde inançlarımız adına seve seve canını veren şehitlere gıptayla baktığını da sözlerine ekliyor.
Biz şerefli, başı dik şehit anneleriyiz
Açılış programının ardından şehit annelerinin sohbet halkasına dahil oluyorum. Kendimi tanıtıp hikâyelerini dinlemeye başlıyorum. “Anneler, hep beraber oturuyoruz. Birbirimize çocuklarımız anlatıyoruz. Hepimizin çocukları birbirine benziyor, merhametli, yardımsever, vatanını severlerdi” diyorlar hep bir ağızdan. Şehitliklerde, törenlerde birbirleriyle tanışsalar da bir aile gibi olmalarını sağlayan bu üç günlük buluşmalar olmuş. “Buluşmalardan önce biz çekirdek bir aileydik şimdi kocaman bir aile olduk. Benim evladım Türkiye’nin evladı oldu” diyor içlerinden biri. Telefonlarla kurdukları gruplarla sürekli iletişim halinde olan anneler, bu gruplarda şehit evlatlarının doğum günlerini kutluyor, hatim duaları yapıyorlarmış. Akşamları lobide ışıklar kapanana kadar oturdukları söylüyor, “Konuştuğumuz tek şey evlatlarımız” diyorlar. Lobide bir arada oturan şehit anneleri, “Hangimiz konuşsak” diye düşünerek Rahime Bulut’u sözcüleri yapıyor. “Ankara Genelkurmay’ın önünde iki buçuk saat çatışarak 281 mermi kullanan, şehit polis memuru Fırat Bulut’un annesiyim” diye tanıtıyor kendini Bulut. Şehit anneleri adına şunları söylüyor: “İstiyoruz ki 15 Temmuz unutmazsın. Burada şehit anneleri birlikteyiz. Biz bu vatan için gözümüzün nurunu toprağa vermişiz, biz bu vatan için damarlarımızda akan kanı vermişiz. Bu vatan için seve seve kellerimizi de vermeye hazırız. Ama bir karış toprağımızı vermeyiz. Bilsinler ki bu vatanın şehitleri, şehit anaları var. Biz, şerefli şehit anaları olarak dimdik ayaktayız. Bizim başımız bu dünyada da Allah’ın huzurunda da dik. Ölürsek cennet bizim kalırsak vatan bizim.”
Bir kızımızı verdik bin kızımız oldu
Annelerle geçirdiğimiz ilk akşamın ardından ertesi gün kahvaltı edip bu kez babaların yanına gidiyorum. Şehit babaları lobide 15 Temmuz Derneği Başkanı İsmail Hakkı Turunç ile birlikte oturuyor. Babalarımızın sözcüsü ise Ankara Gölbaşı Özel Harekat Daire Başkanlığı’na düzenlenen bombalı saldırıda şehit edilen Cennet Yiğit’in babası Yahya Kemal Yiğit oluyor. Yedi senedir yapılan tüm buluşmalara katıldığını ifade eden Yiğit, “Bu yedinci buluşmamız, yedi yıldır geliyorum. Bu buluşmalar o kadar onurlandırıyor ki bizi. O kadar büyük itibar görüyoruz ki burada, o kadar güzel şeyler yaşatılıyor ki. Biz yeryüzünü en büyük şerefiyle şereflendik. Ama bir yandan tabiri caizse damdan düşenin halinden damdan düşen anlar. Biz 253 şehidin ailesi olarak hepimiz aynı damdan düştük. Birbirimizin derdiyle dertleniyoruz” ifadelerini kullanıyor. Bu buluşmalar sayesinde tanıştığı diğer babalar ile dostluklarının dışarıda da sürdüğünü ifade Yiğit, “Şehidimizin sayesinde bizleri ziyaret eden senin gibi binlerce kızımız oldu. Bir evlat verdik, bin evlat kazandık. Rabbime ne kadar şükretsek az. Rabbim onların şehadetini kabul etsin bizleri de onların şefaatine nail etsin inşallah” diyor. İçten edilen tüm bu dualara amin diyerek yanlarından ayrılıyorum.
Ayşe Varank Arslantürk
Buluşma noktamız bu kamplar
Geleneksel Şehit Aileleri Buluşması’nın bu yıl yedincisini düzenlediklerini anlatan 15 Temmuz Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Ayşe Varank Arslantürk, “Her yıl mutlaka bu kampta bir araya getiriyoruz. Buluşma noktamız bu kamplar” diyor. Programın detaylarına dair şu bilgileri paylaşıyor: “Önce bir açılış programı yapıyoruz ardından bir hatim programımız oluyor. Burada her yıl muhakkak aileleri Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’ndan bakan ya da yardımcılarıyla ve Şehit Yakınları ve Gaziler Genel Müdürlüğü’nden yetkili isimlerle bir araya getiriyoruz. Böylece sorunlarını ve isteklerini dile getirme şansları oluyor.” Burada şehit çocuklarının birbiriyle dost gibi kardeş gibi büyüdüklerinden bahseden Arslantürk, “Biz de o çocukların büyüdüğünü görüyoruz. Bu birlikteliği görmek insanı mutlu ediyor” diyor.
Ekrem Ekşi
Dernek elini üzerimizden hiç çekmedi
15 Temmuz Şehitler Köprüsü’nde şehit düşen Kerem Ekşi’nin babası Ekrem Ekşi, 15 Temmuz Derneği kurulduğundan beri derneğin bir üyesi. Geleneksel Şehit Aileleri Buluşması’na düzenli olarak katıldığını söyleyen Ekşi, buradaki atmosferi, “Burası deşarj olmasını sağlayan bir yer. Değişik bir ortam, insanlar burada bir araya geliyor, birbirleriyle tanışıyorlar. Birbirleriyle sohbet edip, dertlerini anlatıyorlar. Bugün de olduğu gibi devlet protokolünden insanlar geliyor, onlara seslerini duyuruyorlar” sözleriyle anlatıyor. Son olarak, 15 Temmuz gerçekleştikten sonra kurulan derneğin her anlamda 15 Temmuz şehitleri ve aileleriyle ilgilendiğinin altını çizen Ekşi, “Dernek, o günden bugüne kadar üzerimizden hiç elini çekmedi. Şehit aileleriyle birebir ilgilendi. Benim eşim de burada tanıştığı arkadaşlarıyla samimiyetini buranın dışında da sürdürüyor” açıklamasını yapıyor.