TRT’nin bu sene altıncısını düzenlediği 12 Punto, dünyanın tek senaryo geliştirme ve ortak yapım platformu olarak her yıl sinemacıları buluşturuyor. Proje aşama-sındaki yapımların başvurduğu 12 Punto, bu yıl ilk kez ortak yapımcısı olacağı altı kısa filme senaryo danışmanlığı veriyor. Bu sayede Türk yapımlarının uluslararası arenada görünürlüğünü artırmak, festival sürecini hızlandırmak, coğrafyamızın ve kültürümüzün hikayelerinin geniş kitlelere ulaştırılması hedefleniyor. Yapımlar, dünya çapında ün edinmiş sinemacıların gözüyle uluslararası kriterler dikkate alınarak değerlendiriliyor. Filmlerin dünya pazarına açılmadan duyulması için önemli bir kapı açan danışmanlık, bire bir toplantılarla geliştirilerek beğeniye sunuluyor.
FON YÖNETİCİLERİNİ KARŞILARINA GETİRİYORUZ
Ülkemizdeki yapımların finanstan ziyade senaryo desteğine ihtiyaç duyduğunu dile getiren TRT Sinema Müdürü Faruk Güven, hedeflerini şöyle özetledi: “12 Punto’yu yapmadan tespit ettiğimiz en büyük sorun şuydu: Yapımcı ve yönetmenler projelerine Kültür Bakanlığı’ndan destek alıp, o finansmanla bir şeyler çekip, festivallere gönderiyordu. Hiçbir festival bu şekilde bir projeyi, çok iyi olmadığı sürece almaz. Çünkü ne bir ortak yapımcısı var, ne de başka bir ülke dahil olmuş. Bunu senaryo aşamasında yapmamız lazım diyerek, film yapımcılarına uluslararası networkleri açtık. Fon yöneticilerini karşılarına getiriyoruz ki daha proje aşamasındayken yapımlarının bilinirliği artsın. Çekildikten sonra, ‘Bu projeyi 12 Punto’da görmüştük’ desinler.”
METAFOR YA DA GÖNDERME BULUNMASIN İSTEDİLER
Yönetmen Fatih Özcan, 12 Punto’nun senaryo danışmanlığından faydalanan isimlerden. Oscar, Cannes, BAFTA ve Altın Küre ödüllü Matthieu Taponier’den senaryo danışmanlığı aldığını söyleyen Özcan, senaryosuna titizlikle çalışıldığını aktardı. Yönetmen, danışmanlıkta odaklanılan noktaları şöyle anlattı: “TRT 12 Punto’da hem yapımcı hem yönetmen hem senaryo yazan biri olarak bulunuyorum. Danışmanlıklar, ‘Yerel bir hikayeyi evrensel yapmanın temel unsurları nedir’ sorusuna cevap bulmamızı sağlıyor. Bu şekilde projeyi uluslararası hale getirmek için tecrübe oluşuyor. Çünkü biz yazarken film sadece Türkiye’de izlenecekmiş gibi ya da bu coğrafyanın kodlarını taşıyarak yazıyoruz ama amacımız filmin uluslararası görünümünü artırarak, hikayemizi daha çok insana anlatmak. TRT bünyesinde böyle bir çalışmanın yapılması, Türk Sineması için büyük bir fırsat. Görüşmelerimizde, bir yabancının daha rahat anlaması için sinopsiste herhangi bir metafor ya da gönderme bulunmasın dediler. Filmin ismiyle ilgili de yabancılar için anlam taşıyan evrensel bir isme dönmemi tavsiye ettiler. Ayrıca ana fikirden karakter ve yan hikayelere, atmosferden hikayenin nasıl geliştiği ve yurt dışında nasıl karşılana-bileceğine, yapım riskleri ve finansal kusurlara değindik.”
BAĞIMSIZ SiNEMACILAR iÇiN GÜVENCE
Danışmanlıktan faydalanan diğer isimler ise Ara Güler’in hayatını anlatacak filmin yönetmenleri Ela Alyamaç ve Aren Perdeci oldu. Alyamaç ve Perdeci, “Merhaba”nın senaryosu için katıldığı etkinliğin bağımsız sanatçılar için çok anlamlı olduğunu söyledi. Yönetmenler şunları dile getirdi: “Sinema filmi projemizin çok katmanlı bir hikayesi var. Alışılmış biyografilerin dışına çıkarak özel bir anlatım yakaladığımız senaryomuzun kalbine, danışmanımız Isabelle Fauvel ile indik. Film yapım olanaklarının oldukça kısıtlı olduğu bir dönemde TRT’nin sektöre el atması, hem ulusal sinemamızın canlandırılması hem de bağımsız sinemacıların inandıkları projeleri gerçekleştirme olanağı yakalaması açısından çok önemli. TRT’nin bu alandaki katkıları, bizim gibi bağımsız sinemacıların yalnız olmadıklarının da bir güvencesi.”