Başbakan Ahmet Davutoğlu, NTV'deki canlı yayında gündeme ilişkin önemli açıklamalarda bulundu:
(Adayların belirlenmesi) Sayın Cumhurbaşkanımız listelerin hazırlanmasına müdahil olmadı. 30 Mart seçimlerine giderken hangi ekip, hangi mantıkla bir aradaysa 7 Haziran seçimlerine giderken de aynı ekip, aynı mantıkla bir arada. Cumhurbaşkanımızın yanında olmayan benim yanımda da olmasın. Ekip olarak, bir dava yolculuğu, bir arkadaşlık, bir siyaset felsefesi yolculuğu olarak Cumhurbaşkanımızın ekibi, Başbakan'ın ekibi diye bir ayrım bizim yaklaşımımızda olmaz.
12 YILDIR BİRLİKTEYİZ
Cumhurbaşkanımıza yakın denilen isimlerin çoğu benim yıllarca, akademik hayatta veya değişik yerlerde beraber olduğum arkadaşlar. Bana yakın diye yazılan isimlerin önemli bir kısmı da geçmişte Cumhurbaşkanımızın başdanışmanlığını yapmış arkadaşlar. Ben Cumhurbaşkanımızla 12 yıl birlikte çalışmış, hem başdanışman hem Dışişleri Bakanı olarak, Cumhurbaşkanımızın düşüncelerini, hassasiyetlerini en yakından bilen benim.
KONSERE ÇIKMIYORUZ
Aday belirleme sürecinde ehliyet, liyakat, Çözüm Süreci başta olmak üzere Türkiye'de yürütülen projelere duyulan aidiyet, AK Parti'nin vizyonunu benimseme gibi kriterler ortaya kondu. Biz bir konsere ya da futbol maçına çıkmıyoruz. Siyasette popüler arayış bir müddet sonra popülizme yönelir. Flaş, yıldız isimlerin ötesinde, AK Parti'nin geleneğinde süreklilik sağlayacak, bu geleneği yenileyecek entelektüel, profesyonel, sosyal birikime sahip unsurlar. Yeni bir nesil siyasetçinin, devlet adamının devreye girmesi lazım.
EHLİYET VE LİYAKAT
Bilinilir olmak tek kriter olduğu zaman şöhret öne çıkıyor, şöhret de siyasette en büyük afet. O şöhret dürtüsü, bilinir olmayla kesiştiği andan itibaren hep bilinir olma kaygısıyla davranan başka bir siyasi elit çıkıyor. Ben şuna baktım, bu geleneğin sürekliliğini kimlerle devam ettirebilirim, bu geleneği kimlerle yenileyebilirim ve bunun için de şöhretten daha çok ehliyete, liyakata ve öze baktım. Şöhret peşinde değiliz, hizmet ve belli bir siyasi felsefe yerleştirme peşindeyiz.
HDP'YE BİR ÇİFT SÖZÜM VAR
(HDP seçim barajı) Seçimlerden birinci çıkamadıkları takdirde, 'Şu ana kadar bana verilen emanetin hakkını veremediğimi düşünürüm, bir başka arkadaşımıza bunu devrederim'. Şimdiden HDP'ye bir çift sözüm var. Geçmezlerse bunu bir meşruiyet sorunu haline dönüştürmemeleri lazım. Biz nasıl geçmelerinden razı olacaksak, onlar da o neticeden razı olmalılar. Bence HDP herhalde bir proje olarak Syriza'dan hareket ederek, bir başka alana kendini taşımak istiyor. Bir proje olmasınlar, ona dikkat etsinler.
Parlamenter sistem özünde sakat doğdu
Soru üzerine başkanlık sistemi tartışmalarına da değinen Davutoğlu, “Başkanlık sistemi dahil beyannameyi kaleme alacağız. Herkes başkanlık konusunu kişiselleştirerek tartışmaya çalışıyor. Bu nedenle kısır bir döngüye giriliyor. Parlamenter sistem özünde Türkiye'de sakatlıkla malül doğdu. Form değiştirilebilir, özde sakatlık olmamalı. Başkanlık sistemi insan odaklı olmalı. Cumhurbaşkanımızla her konuyu istişare ederiz. Muhalefetin bunu Cumhurbaşkanımızın müdahalesi gibi algılaması yanlış” dedi. İçselleştirmediği hiçbir fikri savunmadığını vurgulayan Başbakan, “Türkiye'de parlamenter sistem gerçekten işleseydi, başkanlık sistemi gündeme gelmezdi. Doğru olan sistemin başkanlık sistemine doğru evrilmesidir. Önemli olan millet iradesinin, siyasi sisteme yansıması. Şimdi Cumhurbaşkanı halk tarafından seçilmiş ve bu pratik başlamışsa doğru olan, bu sistemin, bu malul sistemin, başkanlık sistemi yönünde evrilmesi. Ama başkanlık sisteminin de çağdaş, demokratik, özgürlükçü niteliğiyle uygulanması” değerlendirmesinde bulundu.
Ahlak abideleri
MGK'daki oturma düzenini, “Herkes bulunduğu yerde oturuyor. Bu devletin uyuştuğunu gösteriyor” diye yorumlayan Davutoğlu, bundan geri dönüş olmayacağını belirtti. Başbakan, bir soru üzerine, üç dönem kuralı nedeniyle aktif siyasetten ayrılacak olan isimler için de şu değerlendirmeyi yaptı: “Yanımızdan ayrılmıyorlar. Koltuklar yan yana durur. Ama kişiler esas ise o koltukta olsalar da yan yanadır, olmasalar da yan yanadır. Bu makamlara bağlı ilişkiler değil ki birbirimizden ayrılmış olalım. Ne ayrılırız ne ben kendimi yalnız hissederim. Üç dönemle ilgili ne senaryolar çizildi. 'AK Parti'de kıyamet kopacak' diye manşet atanlar oldu. Üç dönemlik arkadaşlarımın hepsi, bir ahlak abidesi sınavı verdiler, ahlak abidesi olarak Türk siyasetine geçtiler.” Davutoğlu, üç dönem kuralına takılanlar için dışarıdan bakanlık formülüne de “ihtimal dışı değil” yorumu yaptı.
Yaptıkları bir darbe teşebbüsü
Paralel yapıya ilişkin bir soruya Davutoğlu, “Sivil toplumdan hareketle bürokrasiyi kontrol ederek devleti ele geçirme, devleti yönetme, yani millete uğramadan, milletin önüne gitmeden, demokrasi çarıklarını giyip halkın önüne çıkmadan, sistemi by-pass ederek, devleti şu veya bu yolla yönetme çabasının her biri, darbe teşebbüsüdür ve devlete karşı bir teşebbüstür. Bu ister üniformalı şekilde 27 Mayıs'ta, 12 Eylül'de olduğu gibi bir iç cuntalaşma yoluyla olsun, isterse dini ya da laik, şucu ya da bucu hangi yapı olursa olsun, dışarıda yapılanıp devlet içine organize bir şekilde girmişse, rasyonel bürokrasi tercihleri yerine irrasyonel taraftar tercihi yapmışsa, sonra bunu daha ileriye götürüp memur alımlarındaki sınavlarda soruları çalmışsa bu devleti ele geçirme operasyonudur, bunun adını koymak lazım” dedi.
KPSS'deki usulsüzlük soruşturmasına ilişkin gerekli adımların atıldığını ve tedbirlerin alındığını kaydeden Başbakan Davutoğlu, bu konuda özellikle MGK kararından sonra görevlendirilmiş kişilerin olduğuna dikkati çekti. Bu anlamda çalışmaların sürdüğünü, yargı sürecinin hızlandığını belirten Başbakan, “Dikkat ederseniz MGK kararında özellikle devlete sızmış illegal paralel yapılanmalar... Kim yaparsa yapsın devlet buna izin vermez. KPSS sınavında yapılan ahlaksızlık kadar beni derinden etkileyen bir başka şey yok. Ben bir hoca olarak baktığımda, en büyük ahlaksızlık, eşit şartlarda sınava giren iki taraf arasında etnik mezhebi ya da ideolojik şekilde ayrım yapılmasıdır” diye konuştu.
Yeni atama müjdesi
Başbakan Davutoğlu, öğretmen atamasına ilişkin soruya, “Kadroları yeni aldık, 15 bin atamayı ocak ayında yaptık, şimdi de yaz aylarında yapacağız” dedi. Seçimden sonra balkon konuşması yapıp yapmayacağına dair soru üzerine Davutoğlu, “Ben irticalen konuştuğum için her konuşmayı kafamda demlerim. Demlenme doğal serisi içinde olur, o gün yaklaştığında onu da demleriz inşallah. Bir hitap gerekir inşallah. İnşallah güzel, hayırlı netice hasıl olur da güzel bir hitapta bulunuruz” diye konuştu. Anketlere ilişkin bir soruya da Başbakan, “Kendinizle barışık olmanız, siyasetinizle barışık olmanız, halkla barışık olmanız önemli. Anketler daha değişir ama genellikle bizim bütün seçimlerde gördüğümüz anketlerin tempo arttıkça bizim lehimize değişme ihtimalinin daha yüksek olduğu” dedi.