Yeni siyaset belgesi, irtica ve yeni tehditler

Abdülkadir Selvi
Yeni siyaset belgesi, irtica ve yeni tehditler

İlk kez 2 sayfalık bir MGK açıklaması yapıldı. Ayrıca açıklamanın satır aralarını iyi okuyunca farklı bir MGK toplantısı olduğu anlaşılıyor.

Tehdit algılamasının siviller tarafından belirlendiği bir Milli Siyaset Belgesi'ne sahibiz artık.

İrtica adı altında kendi değerlerine savaş açan bir “Kırmızı Kitap”tan, irticanın tehdit olmaktan çıkarıldığı, dört yanı düşmanlarla çevrili bir Türkiye'den, yaşadığı coğrafyayı bir fırsat olarak değerlendirmeyi hedefleyen bir anlayışa gelindi.

Bundan sonra ne olacak?

MGK açıklamasında yer alan bazı konuları Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek'le konuştum. Elbette ki MGK toplantısının da Siyaset Belgesi'nin de içeriğine girmedi.

Şimdiye kadar birçok Mili Güvenlik Siyaset Belgesi görmüş Cemil Bey. Peki yeni olanın farkı ne?

"Ne dünya aynı dünya, ne Türkiye aynı Türkiye, ne komşularımızla ilişkilerimiz 5 yıl önceye göre aynı. Dünya da değişiyor, Türkiye de değişiyor, komşularla ilişkilerimiz de onların içinde bulunduğu durum da tehdit algılaması da değişiyor. Bu değişime göre biz de her 5 yılda bir siyaset belgesini değiştiriyoruz. Değişen konjonktüre, şartlara göre her 5 yılda bir yenileniyor."

HUKUK SİSTEMİMİZDE İRTİCA YOK

Peki irtica iç tehdit olmaktan çıktı mı?

“Bizim hukuk sistemimizde irtica diye bir suç tanımı yoktur. Ceza hukukumuzda irtica diye bir suç yoktur. Bu bir yıpratma terminolojisidir” dedi Cemil Çiçek.

Kanunlarla tarif edilmeyen bir suç olur mu? Hukuk devletinde olmaz. Yasak devletinden Demokratik Hukuk Devleti'ne geçiş kolay olmuyor elbette ki.

AVRUPA'YA PKK UYARISI

MGK açıklamasında terör örgütü mensupları ve yandaşlarına ülkelerinde faaliyet izni veren “Dost ve müttefik” ülkelere yönelik bir uyarı var.

Bu uyarının hedefinde hangi ülkeler var, bunun anlamı ne? İşte Cemil Çiçek'in yanıtı:

“Türkiye'de terör eylemi gerçekleştirmiş, Türkiye'de kan dökmüş, çocukları, kadınları öldürmüş. Ama bizim dost ve müttefikimiz olan ülkeye kaçmış orada rahatça dolaşıyor, yaşıyor. Dernek faaliyetlerine iştirak ediyor, hatta terör örgütüne eleman temin ediyor. İltica talebinde bulunuyor, kabul ediliyor. Orada yayın çıkarıyor.

Böyle dostluk olur mu? Böyle terörle mücadele olur mu? Terör örgütü olarak kabul ediyorlar ama Türkiye'nin terörle mücadelesine destek vermiyorlar. Adım atmıyorlar. Bu açıklamada onu hatırlattık.”

PKK'nın Avrupa'da 1 yılda topladığı para 11-12 milyon Avro.

Ötesine gerek var mı? Örgütün para trafiğinin yönetildiği yer Berlin…

VAN'DA YAKALANAN SİLAHLAR

Açıklamada hem dost ve müttefiklere yönelik sitem hem de kara mayınları konusu var.

Sivillere karşı kullanılması insanlık suçu olarak sayılıyor, uluslararası sözleşmelerde.

Söz tekrar Cemil Bey'de:

“Van'da yakalanan silahlara bakın. (24 Ekim tarihinde Van'da ele geçirilen silahlar) İçinde kara mayını da var, suikast silahları da. Van'da yakalanan silahlar bizim MGK açıklamasında ne dediğimizi iyi anlatır. İlkokulu bile bitirmeyen insanlar mı Kandil'de o silahları yapıyorlar. Onlara o bilgiyi, lojistik desteği, eğitimi, kim sağlıyor? Bunlara bu imkanları sağlayanlara yöneliktir bu hatırlatma.”

ZEYNEP'İN SUÇU NE?

PKK'nın tek yanlı ateşkes ilan ettiği, barış çabalarının yoğunlaştığı bir sırada MGK'dan sert bir açıklama gelmesinin nedenini de sordum.

Cemil Bey, “Tek yanlı ateşkes” tabirini kullanmıyor, kullanılmasını da doğru bulmuyor. Ama barış istenmiyor mu sorusuna kayıtsız değil.

“Biz onların barış sözlerini ciddiye almıyoruz. Bir yanda eylemsizlik diyorlar, diğer yanda kan döküyorlar. Peki Geçitli köyünde olanları nasıl izah edecekler. (16 Eylül'de Hakkari'nin Geçitli Köyünde 9 sivilin öldürüldüğü eylem) Eylemsizlik diyorlar? Sorarım size, Van'da yakalanan bu kadar silah, mühimmat bayram hediyesi mi? O silahlar nereye gidiyordu? Eylemsizlik diyorlar peki Geçitli'de sakat kalan 2 yaşındaki Zeynep'in suçu ne?”

Soru bu.

Terörün bitmesi, akan kanın durması dışında bir cevabı yok bu sorunun.