Yeni Şafak serüveninin en yakın takipçileri: Eskimeyen okurlarımız

Yeni Şafak’ın 30 yıllık serüveninin en yakın takipçileri onlar… Türkiye’nin dört bir yanından hem ülkelerinden hem de büyük İslam coğrafya-sından haberdar olmak için her sabah gazetemizi eline alıyorlar. Güne Yeni Şafak ile başlamaya alışmışlar. Birçoğu gazeteye ilk ne zaman abone olduğunu çoktan unutmuş, “Yaşadığım müddetçe o gazete kapıma gelecek, masamda duracaktır” diyor. Dava şuuru, vefa bilincinin yanında doğru ve dürüst gazetecilik için de Yeni Şafak aldıklarını söylüyorlar. Şimdi sözü onlara bırakıyoruz; sadık okuyucu-larımıza…

Latife Beyza Turgut
Yunus Erdoğan

Yeni Şafak'ın 30 yıllık serüveninin sıkı takipçisi olan okurlarımız, gazeteyle olan bağlarını anlattı. Şimdi söz onlarda...

Günlük bir ekmek ne kadar elzemse Yeni Şafak da benim için o kadar elzem” diyen Ankara’dan abonemiz Celalettin Günan, ruhunu, inancını, düşüncesini yansıttığı için, davasını savunduğu için Yeni Şafak’ı aldığını ifade ediyor. Gazetenin eski sayılarını, bilhassa 28 Şubat ve sonrasındaki manşetleri ve 15 Temmuz zamanı çıkan manşetleri sakladığını anlatıyor. “Ben objektif haber anlayışına bakıyorum. Manevi olarak da aydınlatıldığımı düşündüğüm için Yeni Şafak’ı takip ediyorum” diyen okuyucumuz Aziz Ercan da özellikle köşe yazarlarının kalitesini beğendiğini, hepsini severek okuduğunu söylüyor. Ankara’daki en eski okurlarımızdan biri de bu yıl 78. yaşına basan Ahmet Çakmak. Çakmak, “Yeni Şafak köşe yazarlarının hepsi dava şuurunda, İslam’a hizmet etme aşkı ve şevki içerisindeler. Öyle olmasalar zaten gazete aboneliğim bunca yıldır devam etmezdi” diyor.

Ahmet Çakmak

ÖĞRENCİLİĞİMDEN BERİ OKURUM

Yeni Şafak okumaya başladığı ilk yıllarda henüz genç bir mühendislik fakültesi öğrencisi olduğunu söyleyen Mehmet Ali Çilesiz, “Gazetemizden memnunuz. Fikri olarak yakınlık duyduğum için 2001’den beri takip ediyorum” ifadelerini kullanıyor. İstanbul’da tekstil işletmecisi olan Arif Dedeoğlu, “Yeni Şafak hakkında konuşunca ben duygulanıyorum. Bizim tek derdimiz dava başka bir şey değil kardeşim, karınca misali destek olmak” sözleriyle düşüncelerini özetliyor. İstanbul’dan bir başka okurumuz Ömer Lütfü Çakırca ise 15 Temmuz Şehitler Albümü’nün hâlâ dükkânının camında asılı durduğunu söylüyor. İstanbul’daki aile işletmesini babasından devralan Erhan Küçükkaya ise “Benim dükkânımda masamın üzerinde Yeni Şafak durur. Gelenler gazeteyi görür bizimle ona göre konuşur” diyor.

Yakup Beyzit

BENİ TEMSİL EDİYOR

Adının “günlük gazete” olması sizi yanıltmasın. Gazetemizi günlük okuyanlar kadar bir de günü gününe arşivleyen okuyucularımız var. Konya’daki en eski okuyucularımızdan Mehmet Ulu, “Yeni Şafak hem benim kesimimi temsil ediyor hem de donanımlı yazarlar var. En az 3-4 tane günlük okuduğum yazar var. Aylık olarak kitap ekini de heyecanla bekliyorum” diyor. Kendisini “gazete hastası” olarak tanımlayan Ayhan Şak, 31 yıllık tarih öğretmeni. “Yeni Şafak fikir gazetesi yazıları kalite bakımından çok üst seviyede. Günceli iyi yakalıyor. Her tür konuda fikir beyan eden yazılar çıkıyor. Her haliyle çok üst bir gazete. Ben ne zaman abone olduğumu hatırlamıyorum. Bağımlısıyım diyebilirim” diyor.

Zafer Karayiğit

KÜTÜPHANEMİZİ YENİ ŞAFAKLA KURDUK

“Yeni Şafak çizgisini daima koruyan, istikrarlı yazarlarını da sevdiğim bir yayın” diyen Yakup Beyzit, Konya’ya yerleştiği ilk yıllardan beri Yeni Şafak’a abone. “Benimle beraber abone olan pek çok arkadaşım internet ile tanışınca gazeteyi bıraktılar ama benimki bir alışkanlık. Beğendiğim köşe yazarlarını keser saklarım. Zaman zaman kitaplarımın arasına koyarım açıp karşılaştıkça okurum” diyor. Okuyucularımızdan Kemal Kart, Konya’da ikâmet ettiği sitede aynı zamanda kurdukları kütüphanenin başında duruyor. “1970’li yıllarda bu sitenin temelini rahmetli Necmettin Erbakan ile atmıştık. Kütüphanemiz o günden beri hizmet veriyor” diyen Kart, önceleri kendisi için daha sonraları bu kütüphane için abone olmuş. Yalnızca kendisi abone olmamış aynı zamanda çevresindekileri de abone olmaları için teşvik etmiş. Konya’dan bir başka okuyucumuz ise İbrahim Çakır. Yaklaşık 30 sene önce gazetemize abone olduğunu söyleyen Çakır, “O günden bu güne devam ediyorum. Eskiden en lazım olan kitaplardan çok güzel abone hediyeleri veriyorlardı. Allah razı olsun, sayenizde çok kitap aldım. Aldığım o kitaplarla sohbet halkaları oluşturduk. Benim kitaplığım Yeni Şafak kitaplarıyla dolu” diyor.

BU İŞ AŞKLA YAPILIR

İstanbul ve Ankara başta olmak üzere bizler haber merkezlerinde haberlerimizi hazırlarken emektar dağıtımcılarımız da gazetemizi Türkiye’nin dört bir yanına servis ediyor. Antalya-Alanya temsilcimiz Yunus Erdoğan, neredeyse Yeni Şafak markası kadar eski bir dağıtımcımız. “Ben 2000 yılında temsilcisi oldum gazetenin. Bu iş para ile maddiyat ile devam edecek bir iş değil. Aşk ile yapılır, yoksa yürümez” diyor. Yeni Şafak Gazetesi’ni dağıtırken motor kazası yaptığını anlatan Ordu’dan Mustafa Kemal ise, “Gazete ile özdeşleştik artık. 1999’da başladım 6-7 sene gazeteyi dağıttım. O günden beri de aboneyim. İnançlarımıza değerlerimize sahip çıktığı için takip ediyorum.” diyor..

Karmaşayı yeni şafak çözüyor

Arşiv penceresinden

1994’ün Nisan ayıydı. İki aylık bedelli askerlik için Burdur’daydım. O dönemde askerliğini yapamamış olan birçok kişiyle yolumuz kesişmişti. Yaşları da askerlik yaşını çoktan geçmişti. Ülkücüsü, solcusu, muhafazakârı ve İslamcısı, her birimiz kendimizi böyle bir ortamda bulmuştuk. Herkes kendine yakın olan insanlarla tanışıyor, gruplar oluşuyordu. Daha önceden tanışıklığımızın olduğu bazı arkadaşlarla da orada karşılaştık.

BÜYÜK İDEALLERLE YOLA ÇIKMIŞTI

Bu simalardan biri de gazeteci Fatih Böhürler’di. Ben de İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi mezunuydum. Fatih Böhürler yakın zamanda çıkarmayı düşündükleri bir gazetede, beraber çalışma teklifinde bulununca kabul ettim. Fatih Akdeniz Caddesi’nde gazetede işe başladım. O zamanlar Genel Yayın Yönetmeni Fatih Böhürler’di. Çok büyük ideallerle yola çıkılmıştı. Ancak istenilen satış oranları yakalanamadı. Gazeteyi kurtarmak için çaba harcayanlardan biri de Tufan Mengi’ydi. 1,5 ay sonra yayına ara verildi ve İz Yayıncılık gazeteyi satın aldı.

GENİŞ BİR ARŞİV OLUŞTURDUK

Gazete Fatih’ten Topkapı’ya taşındı. Rahmetli Ahmet Şişman gazetede fiilen bulunmaya başlamış, İz Yayıncılık’tan Mehmet Kahraman da o dönemde gelmişti. Gazete Topkapı’daki merkezinde 23 Ocak 1995’te yayın hayatına tekrar başladı. Kış kardeşler de gazeteye ortak oldu. O zamanlar gazete muhalif çizgide olduğu için ekonomik zorluklarla da boğuşuyordu. Sorumlu Yazı İşleri Müdürlüğü görevim devam ederken gazete Topkapı’ya taşınmıştı. Ancak bu süreçte, fiilen arşiv sorumluluğunu üstlendim. İlk başta ben ve Murat Zelan çalışıyorduk. İşe gazetenin tüm sayılarını ciltleterek başladık. Çünkü arşivimizi geniş ve zengin tutmaya çalışıyorduk. Her türlü imkanı kullanarak fotoğraf arşivi oluşturmaya başladık. Yabancı dergilerden de istifade ediyorduk. Abonesi olduğumuz yerli ve yabancı ajanslardan dijital bir arşiv oluşturduk. Sonraki süreçte Murat Zelan başka bölüme geçti. Rukiye Tezer arşiv ekibine katılanlar arasında yerini aldı. İstanbul Üniversitesi arşiv öğrencisi olan, soyadını hatırlayamadığım Ahmet de arşivimizde işe başladı. Genç nesil olarak Neslihan Sekni arşiv kadrosuna dahil oldu.

ENTELEKTÜEL TARTIŞMALAR

Gazete yazarlarının da zaman zaman uğradıkları bir mekandı arşiv bölümü. Aynı zamanda entelektüel tartışmaların çokça yapıldığı, araştırmacıların da uğradığı bir yerdi. İsmet Özel, Mustafa Armağan, Mustafa Özel ve Dücane Cündioğlu gibi dönemin yazarları gelir, sohbetler yapılır ve fikir teatisinde bulunulurdu. İstanbul’dan ve taşradan birçok ziyaretçimiz olur, hoş sohbetler yapılır, hissiyat ve görüşlerini bizimle paylaşırlardı. Yeni Şafak muhafazakâr gazetelerden farklı bir yayın izliyordu. Çalışanlar farklı dünya görüşlerine ve yaşam biçimlerine sahipti. Solcusu da liberali de dindarı da aynı ortamda çalışıyordu. Şu anda yayın yönetmeni olan Hüseyin Likoğlu Bey ile 24 yıl sonra bu yılın mayıs ayında görüşme fırsatım oldu. Benimle aynı dönemde çalışan birçok genç gazeteci arkadaşımızın bugün gazetenin sorumluluğunu üstlenmiş olmaları mutluluk verici. Gazetecilik çağa bir tanıklıktır.