Dünya nefesini tutmuş, Afganistan’daki gelişmeleri izlerken, Yeni Şafak olarak hem yaşanan dramın, hem de gerçeğin izini sürmek için Kabil’e geldik. Batı basınının çizdiği ürkütücü tablonun verdiği endişe ile çıktığımız yolculuğumuz, Pakistan’da başladı. Afganistan’a sivil uçuşlar durdurulduğu için İstanbul’dan İslamabad’a, oradan da araçla 5 saatlik yolculuğun ardından sınır kapısının olduğu Peşaver’e ulaştık.
DÖVİZ GİRİŞİNE İZİN YOK
Afganistan’ın Torham kenti ile Peşaver’i sadece demir teller ve birkaç Peştun asker ayırıyor. İşlemler için sıraya giriyoruz, insanlar tek tek aranıyor, ülkeye döviz sokulmasına izin verilmediği için belirli bir miktarın üzerindeki paraya el konuluyor. İşlemlerin ardından kapıyı geçip Afganistan’a giriyoruz. Yerel bağlantılarımız üzerinden daha önce ayarladığımız araç ve erkek şoförü beni karşılıyor.
TEK BAŞIMA VE BURKASIZDIM
“Taliban kadınların tek başına ve burkasız seyahat etmesine izin vermiyor” gibi haberler aklıma geldiği için endişe ile seyahate başlıyoruz. Üzerimde ferace ve Türkiye’deki gibi örttüğüm başörtümle... Kabil’e tam 5 saatlik yolculuğun ardından ulaşıyoruz. Yollar 40 yıldır savaşta olan bir ülkeden beklenemeyecek kadar düzgün. Yol boyunca çok sayıda Taliban noktasından geçmemize rağmen hiçbir müdahale olmadı. “Müzik yasaklandı” iddialarını da kesintisiz müzik dinleyerek boşa çıkardık.
TALİBAN’LA HATIRA FOTOĞRAFI
Başkent Kabil’e vardığımızda oldukça hareketli bir günlük yaşamın ortasına düştük. 200’e yakın insanın öldüğü bir şehre göre sokaklar oldukça canlı. “Yasak” iddialarına rağmen çarşı-pazarda yüzleri açık ve tek başına dolaşan kadınlar var. Buna Taliban’ın hiçbir müdahalesi yok. Sınırları biraz daha zorlayıp sokaklarda asayişi sağlayan Kalaşnikoflu Taliban unsurlarına “birlikte fotoğraf çekilmek istediğimi” söyledim. Hiç itiraz etmeden gülerek objektife poz verdiler.
KAOSUN MERKEZİ
Kısa bir şehir turundan sonra kaosun merkezi olan Kabil Havalimanı’na yöneldik. Saldırıların üzerinden kısa süre geçmesine rağmen olayın tanıklarının aynı havaalanında tekrar toplandığını gördük. Havalimanına giden yollarda sonu gelmez insan ve araç trafiği var. Bölge, ülkeyi terkedip Türkiye, ABD ve Avrupa’ya gitmek isteyen Afgan halkının içinde olduğu servisler ve taksilerle dolu. Patlamanın yaşandığı yer Taliban askerleri tarafından korumaya alınmış.
HAVALİMANI DAHA GERGİN
Havalimanı binasına girişler Taliban’ın kontrolünde. Şehir merkezine nazaran burada hava daha gergin. Şehirde 4 canlı bomba dolaştığı iddiaları nedeniyle Taliban güçlerinin tavrı burada oldukça sert. Kalabalığı dağıtmak için sık sık havaya ateş açıyorlar, bu bazen dakikalarca sürüyor. Ancak kalabalık umursamaz halde bölgeye akın etmeye devam ediyor.
ÇOCUKLARIMIZIN GELECEĞİ İÇİN
Peş peşe yaşanan patlamalar esnasında Kabil Havalimanı’nda bulunduğunu anlatan M.A., kaçmak yerine sese doğru gittiğini söyledi. “Her yer kan gölüne dönmüştü. Yaralılar inşaat arabalarıyla taşınıyordu” diyen M.A., “Bugün baktığımda en kötüsü ne biliyor musunuz? Afgan halkı olarak biz ölüme, patlamaya, fakirliğe, yokluğa alıştık. Normal bir yerde patlama olsa kalabalık kalır mı? Taliban’dan korkmuyoruz. Biz çok fakiriz, çocuklarımız okusun istiyoruz” sözleriyle, Taliban’dan değil, çaresizlikten kaçtıklarını ifade etti.
BİZİ UNUTMALARINDAN SIKILDIK
Ailesiyle birlikte 3 gündür havalimanında beklediğini belirten Vays Berakat, “Tüm ailemle Fransa’ya gitmek için buraya geldik. Vizemiz ve oturum iznimiz var. 7 çocuğum yanımda. Belgesi olanlarla olmayanlar havalimanında karışmış vaziyette. Fransızlarla iş yapıyordum. Şimdi onlar bizi bırakıp gitti. Kendilerini kurtarma derdinde bizi yüzüstü bıraktılar” dedi. Amerikalıların kendilerini yüzüstü bıraktığını söyleyen Abdullah Muhim de şöyle konuştu: “Çocuklarımı onların okuluna gönderdim. Yıllardır Amerikalılarla iş yapıyorum. Belgelerim olmasına rağmen burada kaldım. Bomboş uçaklarla gittiler. Herkesin bizi unutmasından çok sıkıldık.”
12 KİŞİYLE NÖBET
Mustafa Rezai 12 kişilik ailesiyle günlerdir Kabil Havalimanı’nda ABD’ye gitmeyi bekliyor. Daha önce uluslararası firmalarda yöneticilik yapan Rezai, “Kendimizi burada güvende hissetmediğimiz için gitmek istiyoruz. Bütün ülkelere başvurduk, hiçbiri cevap vermiyor. Ben onlarla çalıştım ama hiçbiri bizi kabul etmiyor. Sadece ABD’den belge alabildik, ona da Taliban izin vermiyor” diye konuştu.